∆Bölüm 15: Çikolata

101 14 58
                                    

Muhteşem uzun ve heyecanlı bölümümüze başlamadan kısa bir not: Eski okuyucular bilir, sürüde herkesin bir "takma ismi" vardır. Bunları ilk kitabın finaline kadar her bölüm iki kişi olarak sizlerle paylaşma kararı aldım.

O zaman bu bölümün yıldızları Batı//PENÇE ve Hakan//EVRE için büyük bir alkış!

İkinci kitap TERAZİ'nin tanıtımı PENÇE'nin finaliyle aynı gün sizlerle olacak! Profilimden ulaşabilirsiniz.

İyi okumalar...

+18 unsur içeren bölüm!

∆Bölüm 15: Çikolata

Leylifer Kamer PALAZ

Kasık ve baş ağrısıyla gözlerimi araladığımda hava hala karanlıktı. Gece ışıklarıyla süslenen sahil şeridi yattığım yerden bile görülürken bulunduğum yerde bir başımaydım. Batı'nın nerede olduğunu düşünürken terden yapış yapış olduğumu fark ettim. Pekala Batı, her neredeyse, gelene kadar duş alsam çok iyi olurdu.

Sadece iç çamaşırımla yataktan çıkıp ay ışığının ve dışarıdan gelen diğer ışıkların aydınlattığı loş odada şifonyere yürüdüm. Burası gece kulübünde daha önce kaldığımız odaydı ve kıyafetlerin hepsi Batı'ya aitti yani rahat rahat giyebilirdim. Başka bir adamın giysilerini giyme düşüncesi itici geliyordu.

Sesim güzel olmasa da Arnavut Kaldırımları'nı mırıldanarak banyoya gittim. Işığı açıp aldıklarımı ıslanmayacak bir yere bıraktıktan sonra temiz havlu bulup askıya astım. Küvetin suyunu ayarladıktan sonra suyun köpürmesi için biraz duş jeli boca ettim. Ardından ellerim iç çamaşırıma giderken aklımda kendi külotumu değil de bir baksırı giyiyor oluşum gelince elim donakaldı. Kadınlığımdaki sızı devam ederken baksırda herhangi bir iz var mı diye kontrol ettim ama yoktu. Aklıma gelen ihtimalle koşar adım odaya geri dönüp ışıkları açıp gümüş renkli örtüleri çekiştirdim.

İşte oradaydı. Yatağın ortasında, kırışmış olan çarşafın hemen üzerindeki küçük kırmızı leke oradaydı. Bu kadar ileri gittiğimizi hatırlamıyordum ama işte gözüme sokmak ister gibi oradaydı. Batı'nın olmuştum. Tam anlamıyla. İyi de neden hiçbir şey hatırlamıyorum?

Ayaklarımı sürüyerek banyoya geri dönüp dolan küvete girip suyu kapattım. Sıcak su tüm dokularıma sızıp hücrelerime işlerken başımı geriye yaslayıp gözlerimi yumdum. Oda kapısının açılıp kapandığını belli belirsiz duydum. Adım sesleri parke zeminde yankılanırken gittikçe yaklaşıyordu. Bir yere bırakılan hışırtılı seslerin ardından parke zemindeki ses kesildi. Banyoya girmiş olmalıydı. "Fazla kalma suda, üşütmeni istemeyiz."

"Daha yeni girdim." dedim gözlerimi açmadan.

Saniyeler içerisinde yüzümü kavradığında gözlerimi açtım. Kaşları çatıldı. "Neden ağladın?" Ağlamış mıydım? Hiç fark etmemişim. Sahi, neden ağlamıştım ki? Batı ile yattığıma mı? İlk seferimi bir gece kulübünün içindeki gizli odalardan birinde yaşadığım için mi? HAYIR. Üzüntüm, sinirim, öfkem... Her neyse, ne yaşadıysam hatırlamıyor olmamaydı. İlkimi hatırlamıyordum!

Batı küvetin kenarına diz çökmüş endişeli gözlerle bana bakarken bir eli suyun içine girerek kasık çizgimin üzerinde durdu. "Her zaman bu kadar ağrıyor mu?" Yahu adam deli misin sen? Sanki sürekli biriyle yatıyormuşum gibi, o ne öyle! Her zaman ağrıyor muymuş! Yok deve! "Sence?" dedim kendime olan öfkemi de ona yöneltip elini benden uzaklaştırırken. Hah, bir de şaşırıyordu beyefendi. "Ne bileyim kızım, sanki yaşayabileceğim bir şeymiş gibi!" Tabi yaşayamazsın! Kadın değil miyiz biz, giren çıkan ne varsa hep... Tamam Leylifer, sakin. Bozma terbiyeni. Kadınlar kadar kafana taş düşsün Batı! "Sıcak su torbası iyi gelir mi?" Anlayışlı çıkan sesiyle sorduğu soruya omuz silktim. "Bilmiyorum, bunu ilk kez yaşıyorum fark ettiysen."

BULUTLARIN DİĞER YÜZÜ - 1  // PENÇE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin