#Seni bulacağım
Son ve büyük bir kıyamet daha kopar. Öyle yüksek öyle kulak çınlatan bir sestir ki görüntünün yanında çerez kalır. Her yer duman altı olmuştur. Hala sesini duyabilenler olsaydı, Marco'nun hala "Star!" diye bağırıp ağladığını duyabilirdi... Hala gözünün önünü görebilen olsaydı bu felaketi tarif edebilirdi... Onlar kadar çok sevselerdi ne hissettiğini anlayabilirlerdi...
Büyük bir patlama olmuştu. Kulaklarımızı sağır edecek cinsten. öyle büyük bir patlama olmuştu ki hayatlarımızın içine, tam ortasına oturmuştu adeta. Kalbim acıyor hiçbir şekilde hareket edesim gelmiyor, nefes alasım gelmiyordu. Tek yapmak istediğim beni tutan, engelleyen bu ellerden kurtulup Star'ın yanına gitmekti. Tabi hala yaşıyorsa...
Marco. Star!!! Hayır, hayır hayır böyle olamaz böyle bitemez... Seni çok seviyorum Star bırakma beni.
Kraliçe Pandora. Artık iyiden iyiye o da ağlıyordur bir yandan da Marco'yu tutmaya uğraşıyordur Çok üzgünüm Marco... Gerçekten çok üzgünüm.
Uzun Bir süre hiçbir şey duyamadım. Duymak istediğim tek ses Star'ın sesiydi... Daha fazla çırpınmanın bir anlamı yoktu. Ellerimi yüzüme kapattım ve göz yaşlarımı serbest bıraktım. O gitmişti, belki de sonsuza dek. Buradan, burada ki insanlardan, benden gitmişti... Her ne olursa olsun kendimi toparlamak zorundaydım. Bunu da atlatabilirdik, bunu biliyordum. O ölemezdi, yaşadığından emindim çünkü o ölürse ben yaşayamazdım. Ayağa kalktım artık beni engellemelerine izin vermeyecektim. Bir anlık hırs ile hızla oraya koştum. Eller için ayrılan koca deliğin içerisinde ne paramparça olmuş alet parçaları ne de Stara ait bir şey vardı... Ancak gözlerimi üzerinden ayıramayacağım bir şey vardı ki o bütün bu olayların içerisinde en tuhaf şey olabilirdi...
♡♡♡♡♡♡
Su sesleri... Şırıl şırıl akan, her yeri sessiz bu ortamda en güzel ve en sesli olan şey... Su sesleri... Yüreğimizin bir huzur ile dolmasını sağlayacak kadar hoş, rahat, ferah... Sahi, etraf niye bu kadar sessizdi? Bu koca ortamda duyduğu tek ses su sesleri olan bir prenses... Duymak yetmiyordu, görmek istiyordu. Etrafın niye bu kadar sessiz olduğunu bilmek... Gözlerini açmak için kendi içinde bir kavga verdikten sonra sonunda açmıştı. Gördüğü ilk şey üzerinde yatan küçük bir tek boynuzlu at olmuştu. Daha sonra ise su seslerinin kaynağını görmüştü. Hemen yan tarafında şırıl şırıl akan şeyi gördü. İşte şimdi nerede olduğunu anlıyordu. Bu sesler su sesleri değildi. Bu şeyler sihirdi! Küçük atı kenara çekerek doğrulmaya çalıştı. Güçsüz düşmüştü. Üzeri, sarı saçları, her yeri sihir ile kaplıydı. Kendini toparlamaya çalıştı. "Neredeyim ben, neden buradayım?" İlk sözleri bunlar olmuştu. Hoş kiminle konuşmaya çalışıyordu ki? Kim ona cevap verecekti? O sırada elindeki küçük puding kabından puding yiyen diğer elinde de açılmamış bir puding tutan uçan bir şey ona doğru geldi. Kız pudingi görür görmez aldı ve hemen biraz yedi.
Star. Neden buradayım? Neler oluyor?
Sözlü dük. Hatırlamıyor musun?
Star. Hayır ne oldu ki? Neyi hatırlamam gerek?
Sözlü dük. En son nerede olduğunu hatırlıyor musun?
Star. Ben... Star hafızasını toparlamaya ve ne olduğunu hatırlamaya çalışır. O sırada her şey hızla aklına gelir Ben Zamanın Ellerini tutuyordum ve... O patladı.
Sözlü dük. Gerçekten patladı mı?
Star. Evet, Marco yu uzaklaştırmaya çalışıyordum ve bir yandan da... Ağlıyordum.
Sözlü dük. Ah Star, olan şey şu ki... Evet Eller kendini imha etmeye çalıştı çünkü kendini bilmez bir adam tarafından büyülenmişti. Ancak gerçekler öyle değil. Ellerin kendini imha edeceğini anladığın zaman Butterfly formuna geçmeye çalıştığını hatırlıyor musun?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Star Vs The Forces Of Evil Zamanın Elleri 2
Teen Fiction"Başka bir boyuttan geldim." Birinci kitabın devamıdır. 6. Sezon tarzında yazıyorum.