17.Bölüm

83 11 17
                                    

1 Hafta sonra

Star. Anlamıyorum, neden burası?

Orion. Çünkü... Savunmasız?

Star bir şey demez ve önüne döner. Bütün Mewya halkı Orion'un önünde diz çökmüştür. Tabi ki... İsteyerek değil. Orion yine her zamanki gibi güçlü bir sihir ile onları elinde tutuyordur.

Orion. Şimdi ne yapacağım biliyor musunuz? Boyutunuzun tam ortasına bayrak dikeceğim.

River. Hadi ama evlat ortada bir boyut bırakmadın ki?!

Orion ona karşılık vermez ve uçtuğu yerden yere iniş yaparak sihirle bir bayrak diker. O sırada daha önce hissetmediği kadar güçlü hissediyordur kendini. Sinsice karşısında sihir zoru ile diz çökmüş durumda olan Star ve Marcoya bakar...

1 Hafta önce

Akşam olduğunda henüz yok olmamış krallığa dönerlerken aslında ellerinde giderek çoğalan bir umutsuzluktan başka hiçbir şey yoktur. Yemek masasında hepsi bir araya geldiğinde Star'da Marco'da birbirleri ile konuşmazlar. Sadece önlerinde servis edilmiş mısır koçanları ile oynamakla yetinirler. Aslına bakılırsa hiç kimse konuşmak istemiyordur. Globgor ağlayan ve yemek yemek istemeyen küçük Meteorayı susturana dek yemek odasındaki tek ses onun sesi olmuştur. Hemen ardından çöken ölüm sessizliğini bu kez hepsinden farklı bir kişi bozmuştur.

Angie. Masada üç kişilik daha yer var mı?

Marco. Anne, baba. Daha sonra annesinin kucağında uyuyan Mariposaya bakar Mari.

Rafeal. Size bir yardımımız dokunur belki diye geldik. Sonuçta biz bir aileyiz Angie ye dönerek öyle değil mi tatlım?

Angie. Baban haklı Marco. Bizi öyle kolay terk etmemelisin. Bu boyutu kurtarmak için bile olsa.

Marco ayağa kalkar ve yanında olmak için gelen ailesini kocaman bir kucakla karşılar. Star'da istemeden de olsa tebessüm etmiştir. Birilerinin durumdan haberdar olması ve yardım için gelmesi onlar için eşsiz bir hediyedir. Biran bunu düşünür. Ya daha fazla ittifakları olsaydı? O zaman boyutu daha kolay bulmazlar mıydı?

Star. İşte bu! Herkese afiyet olsun, yemekten sonra bir toplantımız olacak.

Marco. Lütfen devam et, burada açıkla.

Kavgalı olmalarına rağmen ikisi de birbirlerine adım atmak istiyordur bu apaçık ortadadır. Star olumlu anlamda başını salladıktan sonra kendilerine bir yer bulmuş olan Diazların yerlerine oturmasını bekler. Hemen ardından konuyu tartışmaya açar.

Star. Bildiğimiz üzere Orion tek başına bir ordu ve Mewya'yı tek başına yok ediyor ama hesaba katmadığı bir şey var. O tek başına! Mewya ise bize yardım etmek isteyen ve... İstemeyen insanlar ile dolu. Eğer bizim Oriona karşı bir şansımız varsa o'da ancak bu şekilde olur.

Moon. Sana katılıyorum. İnsanlar bizi seviyor. O aptal boyutu bulmanıza yardımcı olabilirler.

Star. Vakit kaybetmemeliyiz, hemen yarın bu işi kökünden çözmemiz gerek.

İşte şimdi masadaki herkesin yüzü bir nebze olsun gülüyordu. Korkuyorlardı, tedirginlerdi belki ama sorunu çözeceklerini umut etmekten başka ellerinden bir şey gelmiyordu. Mısır koçanlarını yedikten sonra bir süre daha salonda olan yaptılar. Bir planları olmalıydı. Kafalarına göre hareket etmenin bir anlamı yoktu özellikle de bu zamanlarda... Onlar plan üzerinde çalışırlarken Star erkenden odasına çekilmişti bile. Fiziksel olmasa bile ruhsal bir yorgunluk/kırgınlık vardı üzerinde. Umutları giderek tükenirken her saniye "Ya buda işe yaramazsa?" diye düşünüp yeni bir çözüm yolu arayışına çıkmaktan kendini alıkoyamaz. Kimseye zarar gelsin istemiyordur. Her şeyi, herkesi kurtarmanın yollarını düşünürken ansızın uyuya kalır. Bu sırada Marco'da onunla konuşmak için yukarı çıkmıştır ancak uyuduğunu görünce karşısına bir sandalye çeker ve oturur. Sürekli hatalar yaptığını ve sorun çıkarttığını düşünmüyor değildir. Star'ın aslında sadece herkesi kurtarmak istediğini biliyordur ancak bunu kendisini feda ederek yapmasını istemiyordur. Onu, kendisini terk edemeyecek kadar çok seviyordur. Düşüncelere dalar...

Bembeyaz bir alan... Sadece Star. Etrafına bakınır ve hiç kimseyi göremez. Birden ansızın önünde sapsarı saçları örgülü kim olduğu belli olmayan bir silüet belirir. Korkuyla birkaç adım geriler. "Kimsin sen?" Sorusuna cevap alamaz. Silüet onun tam tersi yönünde yürümeye başlar hemen ardından kanatları belirir ve yere birkaç adım uzaklıkta uçmaya başlar. "Hey, nereye gidiyorsun! Kimsin sen?" Yine sorusuna cevap alamayınca peşinden gitmeye başlar. İlerledikçe etraf şekil almaya başlamıştır. Ağaçlar... Gölet... Tam karşıda ona bakan Mewni Kraliyeti... Yerlerde yeşil çimler... Burası sihre giden yoldur ama neden buradadır? Yerden biraz yüksekte uçarak ilerleyen örgülü saçlı silüeti takip etmeye devam eder. Aralarında rahat 25 adım vardır ama nedense silüeti kendisine bir nefes kadar yakın hissediyordur. Biraz daha ilerledikten sonra gölete birkaç bebek adımı uzaklıkta durur. Arkasını dönüp Stara baktığı an bir tuhaf hisseder kendini, yine de bir şey demez. "Neden buradayız, sen kimsin?" Yine bir yanıt gelmez ve silüet arkadaşında ki gölete doğru elini havaya kaldırır ve sanki bir şeyi okşarcasına narin bir şekilde elini yukarıdan aşağıya doğru çeker. O bunu yaptığı an bir yırtık oluşmuştur. Star bir adım yaklaşır ancak arkasından gelen sesler ile arkasına bakar. Görünür olan bütün her yer sanki bir bilgisayar programı misali yok oluyordur. Her şey yok olurken yine silüete bakar. Yine aynı eli ile yırtığı bir ucundan çekerek genişletir. Bu bir boyuttur. Star şaşkınca ona bakar. "Burada neler oluyor?!" Sorusuna cevap bile alamadan beyaz bir ışık ile her şey yok olur.

Marco. Star! Kendine gel uyuyordun!

Star. Ne oldu bana?

Marco. Uyuyordun birden bağırmaya başladın.

Star. Hepsi bir rüya mıydı?

Marco. Ne gördün bilmiyorum ama kalkıp yüzünü yıkasan iyi olacak.

Marco hızla öğüt verdiği ranza tepesinden iner ve kıyafetlerini alıp banyonun kapısına gider.

Marco. Ama önce ben.

Star bir şey demez ve ayağa kalkar. Gördüğü rüyayı düşünüp duruyordur. Bu sadece bir rüyadan çok farklıdır en azından bunu düşünüyordur. Odanın perdelerini açmak için cama gider. Bu sırada ise tek düşündüğü şey bütün günün mümkün olduğunca az sorunlu geçmesidir. Perdeleri açıp dışarıyı izler adam beklediği 'normal' Mewya manzarası yoktur karşısında. Gökyüzüne ateşle yazılmış bir yazı görür ve sadece üzgünce bakmakla yetinir. Birazdan Marco'da yanına gelir.

Marco. Ne oluyor-

Marco'da camdan bakar ve ağzındaki dış fırçasını çıkarır.

Z A M A N     T Ü K E N D İ

-
-
-
Diğer kitaplarıma da bakarsanız beni çok mutlu edersiniz.

Star Vs The Forces Of Evil Zamanın Elleri 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin