BÖLÜM 8 ; Beklenen An

169 2 0
                                    

7 MART

Bugün, onun doğduğu gündü. Küçücük elleriyle dünyaya gözlerini açtığı, kalbinin sesini dünyaya duyurduğu gündü. Sessizce sevdiğim kişinin doğum gününü kutluyordum. Bana bunu yaşattığı için ondan nefret ettim. İyileşemiyordum. Doğum gününü konuşmuştuk, yanında olup ona hediye alacaktım. Ama buna izin vermemişti. Şimdi yanında değildim çünkü ne ben affedebiliyordum ne o geri dönebiliyordu. O zaman neden hala onu anlatmaya devam ediyordum ? Onun gözünde hiç olduğumu biliyordum. Boşversene. Sadece hislerimle savaşıyorum.

İyi ki doğdun Geleceğim.

09.03.2013- Cumartesi

Saçımı tararken tarak birden ellerimden kaydı ve yere düştü. Arkasındaki aynanın camları yere saçıldı. Bir kaç dakika cam parçalarına baktım. Aklıma uzun süredir yapmak istediğim şey geldi. Sevgiliyken Alaz'la bunun yüzünden ayrılma noktasına gelmiştik. Ve ben ona söz vermiştim. Ama artık o olmadığına göre sözlerin anlamıda yoktu. Bir cam parçasını yerden alıp cebime koydum.

Bileğimi açtım ve derin bir çizgi çektim. Buna aptallık derdi. Ama ben sadece içimdeki acıyı bedenime yansıtıyordum. Emin ol bileğim kalbim kadar acımıyordu.

11.03.2013

Bugün ona verdiğim sözü yine bozmuştum. Bir tane daha çizik yani. Ona verdiğim sözleri bozmak bana iyi hissettiriyordu. Çünkü o bana verdiği hiç bir sözü tutmamıştı.

Hani ayrıldıktan sonra arkadaş kalmıştık ya. Hatırlıyor musun? Yaşadığım en kötü şeydi. Onu severken sahiplenememek. Çıkıyorum dediğinde nereye diyememek. Hayatında biri var mı diye soramamak. Dudaklarını dudaklarımda hissedememek.

16.03.2013

İyi değildim, hemde hiç. Çok garip, hep gelmesini beklediğim ama bir o kadar da gelmeyeceğine inandığım kişi bugün gelmişti.Ona git diyememiştim. Bana yaşattığı her kötü şeye rağmen, kalmasını istemiştim. Gidişini izleyecek cesareti kendim de bulamamıştım. Onu affetmek bedenime, ruhuma ihanet gibi geliyordu. Şuan özlemimden geberiyordum, fakat seni seviyorum da diyemiyordum. O kelimenin anlamı bende çok farklıydı.

Her gün dua ediyordum, bugün sabah bile. Sadece içimdeki nefreti kusmak için geri dönsün diye. Döndü ve ben hiç bir şey yapamadım. Diyemedim. Eskisi gibi olmak istiyormuş, sanki benim için kolaymış gibi.Onun yüzünden her günüm kabus olmamış gibi. Onu deli gibi seviyordum. Ama varlığı artık gülümsetmiyordu.

Artık onun ne hissettiği umurumda değildi. O yokken ne hissettiysem, yaşadıysam yazmıştım. Ama şimdi sanki hepsi silinmişti. Kafam bomboştu. Bugün beni anlayacağına söz verdi. Tabi ki onun verdiği sözlere güvenmiyordum.

Bugün aslında tam 59 gündür konuşmuyor olacaktık. Hiç beklemediğim bir anda mesaj attı. Hep öyle olmaz mı zaten? Beklersin günlerce, aylarca gelmez. Bırakırsın beklemeyi, o gün gelir.

Bana Duman- Senden Daha Güzel şarkısını gönderip sana gelsin dedi. Eskiden de bir şarkı göndermişti ve kusana kadar dinlemiştim. Şimdi bunu sadece bir şarkı olarak görüp dinliyordum. Seneye İzmir'e taşınacakları neredeyse kesinleşmiş. Eskiden olsa üzülürdüm ama şimdi iyi olacağını düşünüyordum. Başka insanlar bize iyi gelecekti. En azından acımı eskisi kadar hissetmeyecektim.

Ben yokken kendini boşlukta gibi hissettiğini, kimseyi sevemez, bakamaz olduğunu, başkasını öperken bile kötü olduğunu söyledi. Bu sözlerinde bir anlam yoktu. Doğruluk payı da. Doğru bile olsa o artık eski Alaz değildi, benim geleceğim dediğim yani öyle sandığım, tanıdığım kişi o değildi.

Ordinaryinlove  (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin