3~

496 55 37
                                    

KyungSoo sabaha kadar uyku tutmayan kalbindeki gürültülerin kaynağını dinledi ardında; sırtında bir kalp atıyordu sıcacık.

Gün, en uzun açlığında bile bu kadar geç doğmamıştı.

Bu evden nasıl gideceğini düşünürken bu adamdan nasıl gideceğini de düşünüyordu.

"Al işte hâlâ vicdanım varmış, çok lâzımdı şimdi." diye söylendi fikrinde.

Sıcak yatağı olsa bile güzel rüyalar sarmayabiliyormuş insanı. KyungSoo bunu onca yokluğunu bitiren ilk gecede yaşamıştı. O acayip saunada tacizci amcaya rağmen bile daha iyi uyumuştu, vicdanı rahattı en azından.

Adam uyanınca ne olacağı da büyük sorundu. Gidip gitmemekten de önce başka bir sorunu vardı: gidememek. Adam onu kollarıyla bacaklarıyla sıkıca sarmış bir tek nefes ve ter çıkışlarına izin veriyordu.

Türlü düşünceleri arasında gün sökün etmiş dışarından içeriye kalın perdeler müsaade etmese de aydınlık doluşmuştu. Artık odadaki her şeyi seçebiliyordu. Yatağın yanı başındaki komodinde sıralı fotoğraflardaki insanları da daha iyi görüyordu. Şu Monggu dediği köpeciği olmalıydı. Kapkara küçücük bir köpekti ve bu bir şekilde zoruna gitti. Neyse ki sevimliydi. Ve adam onu gerçekten çok seviyor olmalıydı ki bütün fotoğraflar ona aitti. Köpeğin her halini çekmişti mübarek. Bir de pembe saçlı bir kadınla fotoğrafı vardı ki kendisinden daha büyük duran kadının nesi olduğunu merak etti. O nerede yaşıyordu? Buraya gelir miydi? Kendisini görse ne derdi?

"Hay babasının hörekesi!"

Aniden çalmaya başlayan alarmla irkildi KyungSoo. Adam onu sıkıca sarıyor olmasaydı yataktan sıçrardı bile.

"Mmonguuuumm.. Ihmm.. korktun.. mu.. olum.."

"Ne diyon la sen? Kafan mı güzel ha-"

KyungSoo aniden sustu. Adam gerçekten ayıkıyordu. Kıpırdamadan bekledi. Bir şey olursa sen beni tutuyorsun diye cingar çıkarabilir, vaziyette üste çıkabilirdi.

Fakat bir el usul usul okşuyordu saçlarını. Öpüyordu ve okşuyordu. Yüreğinden göğsüne incecik bir sızı çekildi, hem yakıyor hem uyuşturuyordu onu.

"Hâlâ benimlesin, gitmemişsin.."

Adamın normali bu herhalde diye düşündü KyungSoo. Yüzünü göremiyordu ama sarhoş halinden farklı konuşmuyordu.

"Az biraz bırak da işemeye çıkayım babalık ya! Yatağa mı bırakayım istersin?"

Adam kollarını ve ayaklarını istemeyerek çözdü ondan. KyungSoo önce gerindi, kollarını ayaklarını iyice açtı. Uzun uzun esnedi, yüzünü ovuşturdu. Adam bir kıkırtı koyverdi.
KyungSoo ne vardı der gibi ona baktı. Adamın uyku mahmuru gözleri gülerken incecik kısılmış, kenarları kırışmıştı. Ellerini yanaklarının altında kavuşturmuş onu izliyordu. Birisinden böyle ilgi görmeyeli belki yaşı kadar zaman olmuştu ve KyungSoo'nun yüreği yine hâle hâle kabardı.

"Keşke insan olsan da konuşsak istiyordum seninle. Ama hiç ummazdım gerçekten insan olacağını. Ama sevimli olacağını biliyordum. Şu tipe bak! İşte benim kuçum!"

Adam yine KyungSoo'nun yanaklarını avuç avuç yoğurmaya başlamıştı.

"Baya baya inandın yani insan olacağıma?"

Stray Dog KyungSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin