4~

477 59 95
                                    

Jongin gittikten sonrası rahattı KyungSoo için. Yatağa dönüp uyuyamadığı tüm geceler için uyudu öğlen sonuna kadar. Uyanınca televizyonu açıp sıkılana kadar zap yaptı. Dolapta bulduğu abur cuburlardan otlandı. Sonuçta babalık buna izin vermişti. İzlemekten de sıkılınca bir müzik kanalında bıraktı.. Gözleri pencereden hiç gitmeyen yağmurdaydı. Sabaha göre daha şiddetli yağıyordu, bir süredir de sert bir rüzgâr başlamıştı. Jongin'in işten nasıl döneceğini düşündü. Bu havada araba kullanmak bile riskli olabilirdi.

"Sen kendine baksana önce!" içindeki güvensiz bölgeden sesler yükseldi. Her an bu yağmurun içine düşebilirdi, soğuktan titreyen kendisi olabilirdi, kışın gündelik iş bulmak da zordu ve ısınmak her zaman sorundu. Kimse evsiz birine güvenmiyordu, üstünü başını düzletecek parası yoktu ki düzgün görünsün de iş bulsun da daha iyi görünsün. Bu böyle kırılmaz bir zincirdi ve KyungSoo'yu sokaklara bağlıyordu. Kimse ortaokul mezunu birine iş vermek istemiyordu. En adi işlerde bile artık üniversite mezunları çalışıyordu. Bu ülke hep böyle miydi diye kahırlandı.

Daha iyi yaşamak mümkün değil miydi evsizler için?

Sonu gelmeyen düşüncelerinin arasında çalan şarkıyı diline aldı,

..Sarınıp yarama gitsem çare değil ki..

Cama yaslandı.. sokaktan akan yağmur sularını dağıtarak giden arabalardan biri evin garajına döndü, ağır ağır girdi içeri.. dakikalar geçmeden şemsiyesinin altına zar zor sığan uzun boyu ile esmer adam göründü.

..Oy çiçek bakışlı yârim.. rüzgârım benim..

Elindeki paketleri sallıyordu gülerek.

"Islanıyor salak.." dedi içi ezilirken, güldü yine de ve gelmesi için işaret etti.

Bir heyecan kapıya koşturdu. İçeride olmanın bir diğer anlamıyla ona kapıyı açtı, Jongin eşikte şemsiye ile uğraşıyordu. İçeriye bıraktığı paketlerin yanına çöküp karıştırdı.

"Tavuk almışsın!"

"Sen seversin diye aldım."

"Mandalina da almışsın!!" derken bu şeylerin kendisi için oluşuna ilk oluşu kadar sevinçli belki de son olabileceği ihtimali ile buruktu.

"Dün baya yemiştin çünkü."

"Sen sarhoş değil miydin dün babalık?"

"Şey.. kabukları dolapta bırakmışsın. Çok ayıp Monggu. Yediklerinin kabuğunu dolapta bırakma."

KyungSoo dünü hatırlamaya çalışırken "öyle mi yapmıştım.." mırıldandı düşüncelerinde..

Adam yanına çöktü, bilekleri ıslak çorabını görebiliyordu. Elleri saçlarına uzandı, bir düş görür gibi hülyalı bakışları altında okşadı.

"Özledin mi beni? Evde sıkıldın mı tek başına? Yalnız hissetmedin ya?"

KyungSoo bu okşayışlara sokuldu. Kendini bu sıcak şefkate bıraktı. Sonunda yine sokaklara düşecek bile olsa bu sevgiye her şeyden çok ihtiyacı olduğunu duydu sızlayan göğsünde.

"Gişeler soğuk mu? Çalıştığın yerde üşümüyorsun ya?" diye sordu o da.

"İyiyim orada. Bundan başka bir iş de yapamazdım herhalde."

Stray Dog KyungSooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin