arctic monkeys - my propeller
***
"Hiç eğlenceli değilsin, Renjun."
"Sizi eğlendirmeye programlanmış bir robot da değilim."
Küçük olan, rüzgardan dağılmış siyah saçlarını arkadan şakayla çekiştiren sarışın oğlanı ittirip boş sokakta yürümeye devam etti. Sırtındaki çantasının saplarını hırsla kavramıştı. Kapüşonlu tişörtü ne yazık ki onun narin bedenini sonbaharın serin esintisinden korumaya yetmemişti. Bu sebeple karamel rengi saçları olan oğlan, Renjun'e bir beden büyük olan hırkayı ona zorla da olsa giydirmişti.
Renjun bir saniyeliğine duraksadı ve çantasını eline alarak hırkayı üzerinden çıkardı. Onunla beraber iki arkadaşı da durmuştu. Sırt çantasını seri bir hareketle geri takıp büyük hırkayı sahibinin eline tutuşturdu. Çatık kaşlarının altındaki sinirli bakışlarını iki oğlan üzerinde kısaca gezdirip onlara sırtını döndükten sonra kapüşonunu siyah saçları üzerine geçirip ayaklarını asfalta vurarak yürümeye devam etti.
"Peşimden gelmeyin!" diye seslenmeyi de unutmamıştı. Onlara gerçekten kızgındı. Haksız da sayılmazdı.
Jeno ve Jaemin her zamanki gibi onu yalnız bırakmıştı. İkisi ile gitmek istediği partiye şimdi sersem kuzeni Chenle ve onun en az Chenle kadar sersem sevgilisi Jisung ile gitmek zorundaydı. Aslında onlarla gitmek yerine evde yatmayı tercih ederdi ama parti sahibi olan okul temsilcilerine, geleceğine dair söz vermişti.
Sizden nefret ediyorum, diye söylendi içinden ama çok iyi biliyordu ki onlardan nefret etmesi imkansızdı. Hep böyle yapıp Renjun'u hayal kırıklığa uğratsalar bile Renjun onlardan nefret edemiyordu. Onlardan kopamıyordu. Ne zaman darılsa ikisi de bir şekilde karşısına çıkıp gönlünü alıyordu. Tekrar bunu yapacaklarını biliyordu. Kendini tekrar onların yanında hayatının en huzurlu ve eğlenceli dakikalarını geçirirken bulacağını da.
Sonuçta üçü en yakın arkadaşlardı. Yani en azından resmi olarak.
Renjun derince iç çekip anahtarı kapı deliğine soktu ve çevirip içeri girdi. Girmesiyle kenara ittirilmesi bir olmuştu. Sırtını portmantoya çarpınca ancak durabilmişti.
"Merhaba, Renjun ve görüşürüz, Renjun." Abisi, hızlıca söylediği sözlerden sonra dışarı fırlamış ve gerisinde parfüm kokusunu bırakarak gözden kaybolmuştu. Renjun onun kiminle buluşacağını biliyordu. Onunla buluşacağı zamanlarda hep böyle telaşlı ve aceleci olurdu. Siyah saçlı olan bunu önemsemeyip merdivenlere yöneldi.
"Sicheng, çıkıyor musun? Ah, hoşgeldin Renjun."
Mutfak kapısından kafasını çıkaran annesine gülümseyerek Jeno ve Jaemin'den kaynaklanan kırgınlığı örttü. "Merhaba, anne." diye mırıldandı ve yanağını uzatan kadına ufak bir öpücük verdi.
"Yemek neredeyse hazır, soğutma."
"Pekala, birazdan inerim."
Genç oğlan merdivenleri hızlıca katederek odasına girdi, çantasını ve üzerine Jaemin'in hırkasının kokusunun sindiği kapüşonlusunu çıkarıp bir köşeye fırlattı. Evin içinde pijamalarından başka bir şey giymekten hoşlanmadığı için abisinin ona bir yıl önce aldığı rahat pijama takımını giymişti. Telefonunun bildirim panelinde görmeyi umduğu mesajları göremeyince onu bir kenara bırakıp elini yüzünü yıkadı.
Aldığı nefesler göğsünü sıkıştırırken onu böylesine rahatsız eden şeyin ne olduğunu düşünüyordu.
"Beni yalnız mı bırakacaksınız yani?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
my propellers, norenmin
Fanfictiontamamlandı. Tüm iradesini kullansa da Renjun'un, onların kendisi etrafında pervane olmasından daha büyük bir arzusu yoktu. -threesome . . . first: 260820 last: 251021