13, disillusion

1.1K 93 76
                                    

before you exit - the butterfly effect

***

Siyah saçlı oğlan, elindeki oltayı sıkıca kavramıştı. Dakikalardır aynı pozisyonda durmaktan tüm vücudu kaskatı kesilmişti ama gözünü bürüyen hırs yüzünden bunu pek kafaya takmıyordu. Kampın ikinci gününde, görevli öğretmenler birden sürpriz oltalar çıkarınca isteyenler toplanıp kamp alanına pek uzak olmayan nehir kenarına konuşlanmıştı. Hatta balık tutmayı başaran birkaç kişi bile vardı ve arada yükselen sevinç naraları dolayısıyla herkes gittikçe daha da gaza geliyordu.

Renjun, zayıf bir hızla akıp giden nehirden birkaç balık çıkarıp çıkaramayacağını çok merak ediyordu. Şayet; Chenle ile girdikleri iddiayı kazanıp beş balık tutarsa Chenle ona bir haftalığına kölelik yapacağını söylemişti. Renjun bunun bir ödülden çok ceza olduğunu düşünse de meydan okumayı kabul etmişti. Olur da Chenle beş balık tutarsa ve bunu Renjun'dan önce tamamlarsa da Renjun ona aynını yapacaktı.

Ve Renjun'un ona kölelik yapmak gibi bir isteği hiç yoktu. Hele dibinden ayrılmayan Jisung'u düşününce o bir hafta düpedüz cehenneme dönüşür demekti. Kıstığı gözleriyle birkaç metre uzaklıkta, herkesle aynı hizada suya oltasını salmış bekleyen kuzenine baktığında onun da kendisine aynı bakışları yönelttiğini gördü. Siyah saçları karışmış, kendine has ve Jisung'un deyimiyle "cennetten bir parça" olan yüzüne somut bir rekabet yerleşmişti. Tıpkı vahşi batı filmlerindeki düşman kovboylara benziyorlardı. Göz kontakları, birden Renjun'un görüş açısına girip otuz iki diş sırıtan sevimli bir surat ile bölündü.

Donghyuck, zevkten dört köşe olmuş gibi görünüyordu. Kış güneşiyle aydınlanan bronz teni ve bembeyaz dişlerinin ışıltısı ile o gerçekten güzel biriydi. Yanaklarında hafif, hoş bir pembelik vardı. Kafasındaki balıkçı şapkasının kenarlarından çıkan bal rengi saçlarını düzeltip "Selam." diye cıvıldadı. Koluna geçirdiği kovayı ve elindeki oltasını sallayıp yanında beliren başka birini gösterdi. "Balık arkadaşı olmaya ne dersin? Hem de yüz won farkla yanımda başka bir arkadaş indirimi de var." 

Yanındaki "arkadaş" Mark Lee'den başkası değildi. Bu heyecanlı, eli ayağına dolanmış ve saçma espriler yapan halinin başka açıklaması olamazdı zaten.

"Selam," diyerek karşılık verdi Renjun. Yüzünde ufak bir tebessüm oluştu. "İki yeni balık arkadaşına hayır demem."

"Ben Mark. Gyeonggibuk Lisesi'nden." 

"Memnun oldum Mark, ben de Renjun."

"Bekle, seni hatrıladım, geçen sefer karşılaşmıştık. Sicheng hyungun kardeşisin değil mi?"

Donghyuck bunu duyunca birden şaşırdı ve yüzündeki gülümseme duraksadı. Renjun ona hala o geceden bahsetmediği için suçlu hissettiğinde olayı toparlamak için doğru sözleri hızlıca hizaya soktu. "Evet, abilerimiz ve sevgilileri arkadaş olduğu için aynı ortamda bulunmuştuk."

"Tesadüfe bakın, çok garip." diye mırıldandı Donghyuck. Gözlerinde biraz hayal kırıklığı vardı ve bunu görmek Renjun'un içine huzursuzluk tohumları ekti. Sorunun aynı ortamda bulunmaları olmadığı ve Donghyuck'un alındığı şeyin Renjun'un bundan bahsetmemesi olduğu aşikardı. O gece gördükleriyle telefonu Donghyuck'un yüzüne kapatmamış olsaydı söyleyecekti fakat bir şekilde bunlar aklından uçup gitmişti. Ona müsait bir zamanda bahsetmek yerine dün akşam söylemiş olmayı şimdi her şeyden çok diliyordu.

"Evet ama yine de karşılaşmamıza sevindim. Bakalım balık tutmada da tabudaki kadar iyi misin." Mark, Renjun'a yönelttiği bu cümlesinden sonra gülerek Donghyuck'un ifadesine baktı. Donghyuck gülüşüne karşılık verse de Renjun onun hala biraz şaşkın ve üzüntülü olduğunu görebilecek kadar onu tanımıştı. Bu olayı mutlaka çözmeliydi. Donghyuck onun için çok değerli bir arkadaştı ve ikisi yalnızken üzerine konuşup bunu halledebileceklerini biliyordu. 

my propellers, norenminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin