josh a, lamjakehill - suicidal thoughts
***
Onları ilk kez iki yıl önce görmüştü.
Lisenin ilk yılıydı. Okul çıkışlarında, evine daha geç gidebilmek için kütüphanede ders çalışırdı. Böylece anne ve babasının saçma sebeplerden çıkardığı can sıkıcı kavgalara şahit olmasına da gerek kalmıyordu. Bir gün yine yalnız başına kütüphanede ders çalışırken boş mekanda kendisinden başka nefes alan iki kişi daha olduğunu fark etmişti. Çünkü ikiliden biri su şişesini yanlışıkla elinden düşürmüş ve yüksek bir gürültüye sebebiyet vermişti. Tüm odağı dağılan Renjun, kitaptan kafasını kaldırdığı anda suçlulukla kendisine bakan çocuğu görmüştü.
Hemen yanında kendi yaşlarında, kahverengi saçlı bir çocuk daha vardı fakat o yalnızca ifadesiz bakışlarla önündeki kağıda bir şeyler karalıyordu. Su şişesini düşüren karamel saçlı çocuk hızlıca eğilip su şişesini almadan önce "Pardon." diye mırıldanmıştı. Renjun, duyduğu hoş ses tonuyla istemsiz biçimde, hafifçe tebessüm etmiş ve kafasını tekrar kitabına eğmişti.
Sonrasında birkaç gün art arda onları görmeye devam etmişti. Derse odaklanmaya çalışırken görünmez bir güç, Renjun'u kafasını kaldırıp onlara bakmaya zorluyordu sanki. Onlara attığı kaçamak bakışların sebebini bilmese de biraz gizemli görünen bu iki çocuk hakkında bir şeyler öğrenmek istiyordu. İçinde yabancı bir merak duygusunun iyice baş göstermeye başladığı gün okuldan heyecanla çıkmış, evine giden herkesin aksine o, kütüphane yoluna girmişti. Ancak şanssızlığından mıdır bilinmez, oraya vardığında ve saatlerce beklediğinde ikisi de gelmemişti.
Hava kararmaya yüz tuttuğunda bedenini korkunç bir hayal kırıklığı saran Renjun, yapayalnız oluşunu da şanssızlığına yormaya karar verip çantasını toplamış ve eve dönmüştü.
Hiçbir arkadaşı yoktu. Biraz içe dönük ve asosyal bir yapıya sahip olduğu için bu tarz şeyleri beceremezdi. Birkaç sokak yakınlarında oturan teyzesinin oğlu Chenle ile çok kötü anlaşıyor denilemezdi ama pek uyumlu da değillerdi. Hem kendisinin aksine Chenle arkadaş canlısı ve eğlenceli biriydi. Çevresinde birçok kişi varken Renjun gibi bir arkadaşa ihtiyacı yoktu.
Bu yüzden Renjun hep yalnız takılır ve siyah perçemleri ardına gizlenip bir koza gibi kendini kapatırdı. Jaemin ve Jeno ise o kozayı aralamasına ve güzel kelebeği ortaya çıkarmasına sebep olmuşlardı. Renjun'in iki yılda onlara sımsıkı bağlanmasına şaşmamalıydı.
Birkaç hafta sonra hiç beklemediği bir anda onları tekrar görmüştü. Aylardan kasımdı ve Renjun o gün yüzünü sızlatacak kadar kuvvetli olan soğuk havayı hala hatırlıyordu. Bir kahve dükkanına içini ısıtacak koca bir bardak sıcak çikolata almak için girmiş, sırada bekliyordu. Dalgınca telefonuyla ilgilenirken arkasındaki kişiden duyduğu ses ile tüm vücudu alarm vermeye başlamıştı. Tüylerinin sebepsizce diken diken oluşuyla eş zamanlı olarak kafasını kaldırdığında onu gördü.
"Sen ne alacaksın, Jeno?"
Bu gerçekten oydu. Karamel rengi saçlarının üzerinde ponponlu yün bir şapka vardı. Yanındaki Jeno isimli oğlanın ise ilk gördüğünden farklı olarak sarıya boyanmıştı saçları. Boyu da diğer çocuktan daha uzundu üstelik. Tam ne alacağını söylemek için karamel saçlı oğlana dönmüşken hipnoz olmuş gibi kendilerini izleyen siyah saçlı oğlanı fark etmişti. Onun bakışlarını takip eden çocuk da Renjun'a döndüğünde her şey birden gerçekleşti.
"Ah, sen kütüphanedeki çocuksun!"
Sevinçle şakıyan oğlan, ne yapacağını bilemez ve ürkmüş haldeki Renjun'a elini uzattı. "Seninle tanışma fırsatımız olmamıştı. Ben Jaemin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my propellers, norenmin
Fanfictiontamamlandı. Tüm iradesini kullansa da Renjun'un, onların kendisi etrafında pervane olmasından daha büyük bir arzusu yoktu. -threesome . . . first: 260820 last: 251021