Hayatta kal..

1.9K 188 36
                                    

Önce doğruyu hissedersin, sonra o yoldan gitmeyi istersin. Hissettiğini izliyorsan istediğini aldığın gibi hissetmediğini izliyorsan yarı yolda kalırsın.

.

Rüya artık iyice netleşmişti, gülümsemem gözle görülebilir haldeydi. Karşımda kendime değil Rain'e bakıyordum. O da bana gülümsüyordu ama buruk bir gülümseme. Normal rüyamın aksine bir hareket gerçekleşti ve aynadaki Rain başını öne eğdi.

Kendimin nasıl göründüğünü bilmiyorum ama başım yukarıda olduğu gibi bir gülümseme de vardı yüzümde. Bir ses duydum, çatlama sesi. Sonra aynanın kenarlarının içe doğru çatlamaya başladığını gördüm. Tuhaf olan ise hala gülümsüyor olmamdı.

Sonra uyandım. İlk işim Rain'e bakmak oldu. Aslında yatağımda oturur pozisyona geçerken Rain ile aynı şeyi yaparken karşılaştık. İkimiz de anlamsızca birbirimize bakıyorduk. Sonra o konuşmayı başardı. ''Aynayı.. kırmayı mı buldun?''

Bundan neden memnun olmadığını anlayamıyordum. Başımı evet der gibi salladım. ''Ama daha kırmadın değil mi?'' dedi. Yine aynı şekilde başımı salladım. Derin bir iç çekmesi ile rahatladığı sonucuna ulaşmıştım.

''Rain.. neden aynanın kırılmasını istemiyorsun?'' kaşları çatıldı ve gözleri büyüdü. ''İstemediğimi nereden çıkarttın, tabi ki istiyorum!''

''Her şey.. hissetmek ve istemekten ibaret. Sen isteyerek yapsaydın o ayna kırılırdı.'' Rain konuşmadan sıkılmış gibi başını ellerinin arasına aldı. ''Bağ koptuktan sonra yaşayacağımın garantisini verebilir misin?''

''Bu konuda asla garanti veremem ama bağ kopunca ikimiz de ölümü atlatıyoruz. Hem.. bağ kopmazsa da öleceğiz.'' Rain gözlerini kaçırıyordu. Hemen ardından banyoya girdi ve kapıyı kilitlediğini anlayabileceğim bir ses duydum.

Dolabın üzerine baktım, artık boştu. Bu görüntü oldukça tuhaf geliyordu. Hazırlandıktan sonra Rain anca banyodan çıktı. Ardından bende girerek elimi yüzümü yıkadım. Rüyamda aynanın çatlaması bağın zayıfladığına işaret olmalıydı.

Buraya geldiğimden beri kulağımda çınlayan kırılma seslerini düşündüm. Maria.. Arkamı döndüm. Maria Olson..

tekrar aynaya bakarak öylece kaldım. Aynada bir yazı yazıyordu. Buraya geldiğimden beri en çok korktuğum şeydi cümle.

Maria Olson ölecek.

Ölecek.. tekrar, tekrar ve tekrar okudum. Ölmeyecek yazısını görmek istedim ama gerçek buydu, ölecek yazıyordu. Hızlı bir şekilde önce banyoyu sonra odayı terk ettim. Biliyordum, derse girmek zorundaydım. Ama ölecektim.

Ne kadar sürem var bilmiyordum, tek bildiğim ertelemek zorunda olduğumdu. Yarın derse gireceğim konusunda kendime söz vererek sınıfı arkamda bıraktım. Chris tam karşımdan geliyordu. Muhtemelen sınıfa gidiyordur diye düşündüm.

''Günaydın.. sen iyi misin?'' iyiyim demek isterdim ama korkumu saklayamazdım. ''Ben.. iyi değilim. Çünkü öleceğim.''

Chris öylece kaldı. ''Ölmeyeceğinden bahsettiğini sanıyordum.''

''Evet ama sana olanın aynısı oldu ve onu kırmak çok şey istiyor.'' mor kapının diğer tarafına geçmek istiyordum ama sürekli kontrol ediyorduk. İçeride birileri vardı ve asla çıkmıyorlardı.

''Yardım edebileceğim bir şey var mı?'' içten sorduğu bu soru karşısında kafamı iki yana sallamak zorunda kaldım. ''Keşke olsaydı.''

Bir şey daha söylemeden orayı terk ettim. Arkasını dönüp baktığından emindim. Rose.. Rae öldürenin o olduğundan bahsetmişti. Rose'a ulaşıp onu ikna edemez miydim acaba? Sanki daha önce denememiş gibi!

Yatılı Okul 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin