Maria bugün birisi seni sordu.'' Karştırmakta olduğum çantamı bırakarak ona döndüm. ''Kim beni sorabilir ki?''
Daha sonra aklıma Billie geldi. Ricky ile olanları ona anlatmamıştım ve tedavi sonrası durumumu söyleyeceğime söz vermiştim. Çamaşırhaneden ayrıldıktan sonra önce ona uğramalıydım. ''Chris diye birisi.''
''Chris mi? Ya Billie?'' kafasını iki yana salladı. ''Öyle birisi gelmedi. Ama kızların bölümüne gelerek bu riski aldığına göre önemli bir şey olmalı.''
''Bir şey söyledi mi?'' Rain cevap vermek üzere ağzını aramıştı ki Rae lafını böldü. ''Belki de ruhlara inanan bir arkadaşıdır. Ruhların varlığını kanıtlayacak bir delil bulmuştur''
Alay eder gibi ellerini salladı. ''Ruhların varlığı üzerinde araştırma yaptığım birisi değil o, sıra arkadaşım. Düşündüğünün aksine ruhlarla uğraşacak türden birisi de değil.''
Alayla yüzünü buruşturdu. ''Buna çok şaşırdım. Ruhların varlığı-''
''Kapat artık o çeneni. Ruhların varlığını kanıtlamak için bir delile ihtiyacım varmış gibi!'' Rae oturduğu yerden kalkarak başıma geldi. ''Ama inanıyorsun.''
''Aksini söylemedim. Etrafına biraz bakarsan kanıt aramak zorunda olmadığını görürsün.'' gözlerini kıstı. ''Oo çok dramatik.''
''Rae!'' Rain yanımıza doğru ilerledi. ''Konuşulmasını istemediğin halde bu konuyu açıp durmayı kes! Maria inanıyorsa inanıyordur herkes bir konuda aynı fikre sahip olacak değil ya!''
Rae yatağına giderek oturdu. ''Bir şey söylemedim tamam, olmamış gibi düşünün ve işinize dönün.'' gözlerimi devirerek yatağıma döndüm. Rita orada bizi izliyordu. Ona baktığımı görünce gülümsedi.
Bir süre vakit geçirdikten sonra gözlerimi kapattım. Aynanın başında görüntümü görmeye başladım. Eski haline göre yine değişiyordu. Bu sefer aynaya bakan benim buna mecbur olduğunu hissettim. Gözlerini ayıramıyordu.
Bana hep olduğu gibi gözleri oraya sabitlenmişti ve onu kendisine getirecek ne bir ses, ne bir insan vardı. Belki de bulunmayı bekliyordu. Ona seslenmeyi denedim. Kelimeler boğazımda düğüm olmuştu.
Daha sonra aynadaki görüntüde bir gülümseme oluştu.. uyandım. Her değişimde olduğu gibi ağlıyordum. Bir daha alışmış olacaktım buna gerek kalmayacaktı biliyordum ama rüyada gerçekleşen her bir değişim beni derinden etkiliyordu.
Odada kimsenin olmaması içimi rahatlattı. Ağlayarak uyanan birisi için fazla ağır tepkiler alabilirdim. Yatağımdan kalkarak elimi yüzümü yıkamak üzere banyoya ilerledim. Gözlerimi aynadan kaçırıyordum.
Görmüş olduğum rüyadan sonra bu gayet normaldi. Bol suyla yüzümü yıkadıktan sonra bir süre öylece kaldım. Gerçeğin farkına varmam gerekiyordu. Kendi koluma baktım. Tırnağımı koluma batırarak gerçekte olduğumu hatırlattım.
Acaba rüyada da can yanan mıydı? Saçlarımı arkaya iterek banyo kapısına yöneldim. Arkamı döndüğüm gibi bir kırılma sesi geldi kulağıma. Omzumun üzerinden aynaya baktım. Kenarları çatlamıştı.
Tekrar arkamı döndüğümde ise yine aynı sesleri duydum. Dönüp baktığımda daha fazla kırık olduğunu gördüm. Tekrar önüme döndüm ki aynanın paramparça olduğuna inandıracak bir ses duydum. Arkamı döndüm.
Tahmin ettiğim gibi ayna yerdeydi. Kapıyı çekerek çıktım. Yine saçma hayallar görüyor olmalıydım. Birka. dakika sonra sınıfın kapısından girmiştim. İlk defa siyah saçlı kızdan önce Chris'e baktım. Arkada oturuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yatılı Okul 2
TerrorYatılı bir okul.. Beş yıl önce yeniden düzenleme ile açılan bu okul ilk yılında birçok olaya tanık olmuştu. Ruhlar mı dersiniz, ölümler mi, yoksa çözülmeyi bekleyen bulmacalar mı? Bunun üzerinden sakin bir şekilde geçen yıllar sonrası yeni öğrenci...