sudden departure 🚬

434 44 0
                                    

- Bak Taehyun.. işler burada pek iyi ilerlemiyor gibi. Bu kararı vermek benim içinde kolay olmadı ama taşınmamız gerek. Busan'a taşınacağız. Bütün işçilere sorduğum gibi sana da soracağım. Gelecek misin? İşe devam etmek için geleceksin değil mi? Sen en sevdiğim çalışanımsın.

"Ben..."

- 2 gün zamanın var. Cuma günü yola çıkacağız. Barı kapattıktan sonra eve erken gidebilirsin.

"Peki patron."

Ne yapacaktım şimdi? Beomgyu'ya kavuşmuşken bir anda gidemezdim. Bir yandan bu işi bırakmazdım. O zaman nasıl geçincektim? Beomgyu'da benimle gelse... Hayır hayır. Onu peşimden sürükleyemem. Onunda bir hayatı var. Kısacası sıkışıp kalmıştım. Duygu ve mantık arasında sıkışıp kalmıştım.

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

"Doğru mu anlıyorum? Gitmen mi gerek yoksa bu sana mı bağlı?"

"Hmm..her ikisi de."

Bir süre elindeki kalemle oynayıp bir yandan da düşünüyordu.

"Hmmm.. gidecek misin? Ne zamana dönersin?"

"A-aslında temelli gidiyoruz.."

"Bir dakika ne?"

"Bak ben gitmek istemiyorum ama bu işi de bırakmak istemiyorum. Cuma günü yola çıkacaklar ve benim hala fikrim yok."

"Beni burada bırakacaksın."

"Ne? Hayır bebek ayı seni burada bırakamam. Asla bırakmam. Sana kavuşmuşken tekrar bırakamam."

"Bebek ayı mı? Ciddi misin? Aşk sözcükleri ile çağıramaz mısın? "

"Ne gerek var onlar fazla sıradan. Sana isim takmayı seviyorum. Sadece benim sana söylediğim sözcükleri seviyorum."

"Konu bu değildi. Biliyorum senin hayatın senin kararın ama bende artık senin hayatının bir parçası olduğuma göre-"

"Sende gelmek ister miydin?"

"Busan'a mı?........ Hayır. Eğer senin için olmasaydı hayır istemezdim. Ve asla olmaz burada bir yaşamım var. Yani çok zor anlıyor musun?"

"Evet anlıyorum çünkü şuan aynı durumu yaşıyorum. Offf.. senin söylemlerin beni daha da zor durumda bırakıyor."

"Tae hadi ama! O herifin lanet bir patron olduğunu söylüyordun. Başka bir barda tekrar çalışabilirsin. Seni oraya bağlayan bir şey yok."

"Aslında var."

"Hey biliyorum bana anlatmadığın bir şeyler var."

^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^

Taehyun kendini bana doğru yaklaştırdı.

"Bu adam aylardır beni tehdit ediyor. Önceki çalışanlarına da aynısını yapmış. Büyük bir belaya bulaşmış olabilirim. Bugün de bana bazı imalarda bulundu."

"Sikeyim sen neyin içindesin?"

"Beni hapise attırmakla tehdit ediyor. Kendisi uyuşturucu ticareti yapıyor. Eğer bir cehennemin içine girerse bizi de arkasından sürükleyeceğini söylüyor."

"Tanrım!"

Hızla yerimden fırladım. Biz neyin içine düşmüştük?

"Tamam git."

"Saçmalama! Seni bırakıp gidemem?"

"Hayır ben şuan tek tanığım. Barda çalışmadığıma göre beni peşinden sürükleyemez. Bir planım var. Kısa ve kolay olacak."

"Beom başımıza daha büyük bir bela açma."

"Endişe etme. Sen onlarla gideceksin. Oradan bana o herifin uyuşturucu satarken ki bir fotoğrafını ve sattığı uyuşturuculardan birinin paketini istiyorum. Aldıktan sonra beni görmek için Seul'da tatil yapacağını söyle. Sonra buraya gelince aldıklarını bana ver. Polise şikayet edeceğim. Ayrıca korunman için Busan'a geri dönme. O gün karakol önünde yatarız."

"Beom...sen çok akıllı ve zekisin. Ama başarısız olursak beni bile bile çukura atmış olursun."

"Bu sana bağlı işini iyi yaparsan hiçbir sorun çıkmaz."

"Peki öyle olsun. Elimden geleni yapacağım."

"Ve ayrıca... 2 ay sonra bu planı uygulayacağız. Benimle sadece haftada bir kez veya iki kez görüş ki şüphelenmesinler."

"Zor oynuyorsun bebeğim 😉"

"Zoru severim. Bu arada black magic içmek istiyorum. Beynim yanmış olabilir."

"Oh seve seve."

Planı yaparken tedirgindim ama inanıyorum ki bunu da birlikte atlatabilirdik. Uyuşturucu demek... Anlamıyorum. Biz mi bu dünyadaki kör insanlar arasındaki gözleri gören canlılardık, yoksa bu dünyada sinsi gözlerin arasındaki zavallı kör insanlar mıydık?

∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆∆

My Favorite ' taegyu Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin