1.BÖLÜM:GÖREV

35 18 19
                                    


Hepinize selam değerli okuyucularım,

Bu bölüme müzik ekliyim dedim. Olayla hiç alakası yok ama dinleyin. Bence hoşunuza gidecek.

Şimdiden iyi okumalar diliyorum. Hadi başlayalım.

  Eveeeet 3 saatin sonunda istediğim yere geldiğim için mutluydum (!) Şaka yapıyorum tabii ki de. Işe gidince müdürümden yiyeceğim fırçayı düşünüyordum.

Düşüncelerimden sıyrıldığımda taksinin beni bıraktığı yerde olduğumu farkettim. Daha da artı ceza yemek istemediğim için hızlı hızlı yürümeye başladım.

Bizim teşkilatın olduğu yere perili,hayaletli derler. Sebebi bizim işler gizli olduğu için. Hemen ormana daldım. "Neden?"
dediğinizi duyar gibiyim. Çünkü bizim malikhane oradaydı. Orada çok eski "perili" denecek kadar çürük bir bina vardı. Halbuki hepsi kamuflajdı.

Oranın perili olmadığını iddaa edenler vardı şehirde. Ve bunlar ormana girdiğinde hiçbiri canli çıkamadı . Aileleri eşi dostu hepsi onları öldü bilirlerdi. Çünkü hepsinin gercekci bir sekilde mankenini yapip geri cikarmistik .Fakat hepsi bizim gözetimimiz altındaydı.

Evet nihayet ormanlık alana geldim. Içeri girdim. Ağaçtan bi anda biri indi." Hoşgeldiniz Hüseyin Bey. Kimse bizim rütbemizi bilmezdi. Ama ben size söyleyeyim rütbemi. Teğmendim ben. Ve karşımdaki askere baktığımda çavuş olduğunu gördüm. Hoşbuldum çavuşum deyip selam verdim.

Etrafa şöyle bir baktım. Bazı askerler talim yapıyordu. Askerler baş selamı verip çürük binaya girdim. Gizli kapıyı bulup açtım. Merdivenlerden indim. Aşağıda herkes bir yerlere aceleyle sanki arkasından atlı koşturur gibi yetişmeye çalışıyordu. Hemen bizim ekibin yanına gittim.

Selam millet deyip koltuğuma oturdum. Demetten müdürün beni çağırdığını duydum. Demeti size tanıtayım. Kendisini çok seviyordum. Fakat onda canımı sıkan birşey vardı. Kaç kere söylediğimi ben bile saymadım. Ama bana hep abi diyordu. Ama varsın desin. Çok şirin, sevimli ve güzeldi. O bana her baktığında içim gidiyordu.

Müdürün kapısını tıklattım. "Gel" sesini duyunca içeri girdim." Müdürüm beni emretmişsiniz". "Evet Hüseyin, nerede kaldın"." Müdürüm traf... "Sus, bana cevap verme". Buna da kıl olurdum. Hem soruyor hem cevap verme diyor. Cevap vermeyince gene kızıyordu. Bu seferde cevap ver diye kızıyordu. Ben içimden Ya Sabır çekiyordum.

Seni ben bi göreve göndereyim de aklın başına gelsin. Sen hamlamışsındır şimdi. Ulan ben senin... diyerek içimden yüzüne karşı söverken dışımdan "emredersiniz müdürüm"dedim. Ama içimden ne biçim sövüyordum. Duysa şimdiye meslekten olmuştum. Müdürüm görevim nedir? "Virüs." Eyvah bittim ben dedim içimden. "Valizini toparla yarın gece yurt dışına gidiyorsun". "Nereye gideceğim müdürüm dedim tekrardan". "Ben nereyi istersem orayı sanane lan". "Ulan ben senin müdür gibini..." diye bir daha sövmeye başladım. "Çıkabilirsin" dedi. Odadan çıktım. Ekip arkadaşlarımla vedalaşıp eve gittim. Kıyafetlerimi topladım. Aklıma birşey geldi. Hemen telefonumu elime aldım. Anlaşılan benim aklıma gelen müdürün de aklına gelmişti ki bana konum attı. "Yarın gece burada saat 23.00'da seni hazır olarak göreceğim yazmıştı"." Emredersiniz" deyip telefonumu kapattım.

CASUS Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin