Evet değerli okuyucularım,bu bölüme bu şarkıyı birazcık uygun gördüm.
Bu bölüme size 5 oy 20 yorum rica etsem. Önceki bölümlere 3-4 oy geliyor. Lütfen arkadaşlarınıza kitabı söyleyin. Şu an kitabın böyle olduğuna bakmayın. İleride macera macera aşk aşk üstüne gelecek.
Neyse ben lafı çok uzatıyorum kusura bakmayın.
Let's go,
Saat gece 11'e yaklaşırken ben stres olmaya başladım. Kafamda bir sürü soru vardı. Nereye gidecektim? Nerede kalacaktım? Tabii ki bu sorunun cevabını kendim verdim. Otelde. Nelere maruz kalacaktım? Ne yiyecektim? Evet biraz boğazıma düşkünüm. Neyle veya neylerle karşılaşacaktım?
Bu sorularla boğuşurken saat 11 e geliyordu. Hemen eşyalarımı toplayıp arabaya şaka yapıyorum taksiye bindim. Geldiğimde ilk iş arabaya baştan aşağıya bakım yaptıracağım. Bunun için kendime söz verdim.
Taksiciye adrese en yakın sokağı söyleyip telefonuma bakmaya başladım. Sonuçta müdür bu halimi görürse kızardı. "Niye tanımadağın insanı dibimize getirdin?" diyebilirdi. Bu bana 2. bir ceza olabilirdi. Telefonumdan bütün yol boyunca sevdiğim ama onun beni sevip sevmediğini bilmediğim kıza daha doğrusu meleğime bakıp ağlamaya başladım. Tabi sessizce.
Ben fotoğrafa dalıp bir yandan ağlarken "abi geldik" sesiyle kendime geldim. Parayı verip taksiden indim. Hemen müdürün attığı konuma doğru yürümeye başladım.
Konuma geldiğimde kimse yoktu. Saate baktım. 11 di. Allah Allah diyip beklemeye başladım. Saat 11:30, 00:00, 00:30. Tam ayakta uyumaya başlıyordum ki telefonuma gelen mesajla irkildim.
Mesaj müdürden gelmişti:
Bu da sana ders olsun.
Bir araba küfür ettim müdüre. Beni resmen oyuna getirmişti. Allah kahretmesin. Ben senin müdürlüğüne..., seni müdür yapana diye başladım sövmeye
Offf ne yapacaktım şimdi. Ayağımı yere sürterek ilerliyordum ki 1-2-3 ardı arkası kesilmez şekilde silah sesleri duyuyordum. Hemen belimden Cevheri çıkardım. Tanıştırayım Cevher benim silahım.
Cevher:
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sesin geldiği yönü seçmeye çalışıyordum. Ses saat 9 yönünden geliyordu. Lan ağzına tükürdüğümün yerinde saklanılacak yer de yoktu. Her taraf çorak arazi. Neyse artık yapacak bir şey yoktu. Hemen harekete başladım. Yavaş ilerliyordum fakat her tarafı gözümle tarıyordum.
Birden karşımda (yaklaşık 50m ileride) küçük kırmızı bir ışık gördüm. Keskin nişancı. Hemen yerde yuvarlanıp beni bulasıya kafasına sıktım. Kaç kişilerdi bilmiyordum.
Arkamdan bir elin ağzımı kapatmasıyla 1 saniyelik bir şok geçirdim. Adam beni götürmeye çalışıyordu. Fakat beceremiyordu. Hemen elini tutup ters çevirip iki elini arkada birleştirdim. Kelepçeledim ve sırtına tekmeyi bastım.
Hemen arkamda adım sesi işittim. Arkamı döndüğümde adamın bana yaklaştığını farkettim. Hemen Osmanlı tokadını geçirdim. Yere çakıldı.
Hemen etrafıma baktım. Hemen her yerinde adam vardı. Ama hedeflerinde ben vardım. Fakat sonradan şunu farkettim. Bana sıkmıyorlardı. Fakat namlunun ucu bana doğruydu. Demek ki beni kaçıracaklardı. Hemen elimi cebime attım ve telsizin konuşma bölümüne bastım. "Oğlum sıkıysa gelin de alın lan beni " dedim.
Merkez'den
Boş boş telsizden yaptık,destek lazım gibi anonslara cevap verirken bir anda Hüseyin Abi'nin sesini duydum:
"Sıkıysa gelin alın lan beni"
Hemen diğer ekiplere haber verdim. "Hüseyin Abi'ye destek lazım. Acil attığım konuma gidin."
Hüseyin'den
Adamların hepsinin içinden geçmiştim. Tam taksi çağıracaktım bir tane polis eskortu (arabası) bana doğru geldi. "Abi iyi misin?"" İyiyim aslan parçası fakat beni dövmeye çalışanlar pert oldu. Onlara bir bakın."" Tamam abi bizde."" Ha birde içlerinden biri saat 3 konumunda (duruşa göre farklı olur.)" Tamam abi sağol biz hallederiz." Tamamdır aslanım biriniz beni eve bıraksın yav."" Içlerinden biri "tamam beyler ben bırakırım size kolay gelsin dedi."
Evet okuyucularım bu bölüm uzun olmadı ne yazık ki.