Yazdığı şarkının olduğu kağıdı defterinin arasına koyarak defterini de kütüphanesinin en üstüne koydu, Bubbles. O da en az kardeşleri kadar yorgundu. Üzerini değiştirmek amacıyla dolabını açıp içinden mavi üzerinde karpuz resmi olan tişörtle onunla takım olan şortu aldı. Üzerini değiştirdikten hemen sonra kendisini yatağa atıp gözlerini kapattı.
Profesör de kızlarının aynı anda uyuduklarını fark ettikten sonra kendisine hazırladıkları misafir odasına geçip kitap okumaya başladı. Bugünü bu şekilde atlatmışlardı...
<~★★★~>
Brick, Blossom'ı düşünürken Butch telefonunu açmış Buttercup'ın duvar kağıdı yaptığı fotoğrafını inceliyordu. Bir insan gülerken en fazla bu kadar güzel çıkabilirdi ona göre.
Aklına bu fotoğrafın hayranlarda olmadığı gelince aptal gibi sırıtmaya başladı. Eğer bu kızla sevgili olmak için bir şansı olursa en az bin tane fotoğraf çekecekti. Mesaj atmadığı bir saniye olmayacaktı.
Hayır, kılıbık değildi, aşıktı.
Boomer kardeşleri bunları düşünürken mutfakta oturuyor, ne kadar sıkıldığını ve yapacağı herhangi bir aktivite olmadığını düşünüyordu. Dışarı çıkıp dolaşmak istese; insanlar en az yüz kere çevirip onunla fotoğraf çekeceklerdi ve bu gerçekten rahatsız edici olacaktı.
Ellerini masaya koyup gözlerini kapattı. Aklına ilk gelen şeyin Bubbles'la aynı anda konuştukları yarışma anısı olmasıyla şokla açtı gözlerini. O da kardeşleri gibi aşık mı oluyordu yoksa?
Hayır, birisinin aklı başında olmalıydı. Fanlar ne derdi bu işe? Bubbles saf ve tatlı bir kızdı, kendisine gelen linçlere dayanamazdı. Sinirlenmezdi tabi ki ama depresyon kapısını çalardı.
Buttercup, umursamazdı. Kendisine laf edenleri sıraya dizip dövebilirdi hatta. Öyle klavye delikanlılığı ile olmuyordu o işler, fırsat olursa insanın yüzüne söylenmeliydi her şey.
Blossom, anlayışla karşılar, en güzel şekilde sessiz kalarak cevap verirdi onlara. Belki çok ileri giderlerse o da depresyona girebilirdi. Bu zeki ve olgun kızın böyle bir şeye sinirleneceğini düşünmek biraz saçmaydı.
Gözlerini kapatıp açarak kafasını sağa sola çevirip yanağına okkalı bir tokat yapıştırdı, Boomer. Neler düşünüyordu öyle? Ona neydi kimin nasıl tepki vereceğinden? Onu ne ilgilendirirdi sanki? Sıkılmak denen lanet şey insana neler düşündürüyordu.
Brick'in odasının önüne gelip kapıya iki kere vurdu Boomer. Brick'in "gel!" demesiyle içeri girdi. "Ne yapıyorsun, Brick?"
"Ben," duraksadı genç adam. Blossom'ı düşündüğünü söyleyemezdi. Kim bilir neler çıkarırdı bu konudan. Beş dakika da onları evlendirir, çocuk yaptırır ve mutlu mesut yaşatırdı. Kafasını sağa sola sallayıp konuşmasını beklerken meraklı gözlerle ona bakan kardeşine dönerek "uzanıyorum işte, sen?" diye dilinden bu kelimeleri döküp gözlerini başka tarafa çevirdi.
"Sıkılıyorum," bunu dedikten sonra kendisini yere atıp sırt üstü uzandı Boomer. "Ünlü olmak ne zor iş. Dışarı çıksak en az elli kişi çeviriyor fotoğraf çekmek, imza almak için. Sevgilimiz olsa, milyonlarca insanın bunun hakkında ne düşüneceğini hesaba katmalıyız. İlk hatamızda kötü biz oluyoruz zaten."
"Vay canına," diyerek yatakta doğruldu, Brick. "Benim küçük kardeşim yavaş yavaş büyüyor anlaşılan." diyerek göz kırptı, sarışın kardeşine. "Maalesef her şey söylediğin gibi ama şunu unutma ki hiçbir iş kolay değil, Boomer. En kolay işi biz yapıyoruz. Tek yapmamız geren üzgün de hissetsek gülmek ve şarkı söylemek."
"Anladım!" diye bağırıp gülen suratını tekrar astı, Boomer. "Hâlâ sıkılıyorum ama!~" diye yakınması ile küçük bir kahkahayla ayağa kalkıp "Butch'ı buraya çağır." dedi. "Neden?" diye masumca soran kardeşine sırıtarak baktı, Brick.
"Kimse erkekler pijama partisi yapamaz demedi, değil mi?" diye sorduğunda Boomer ne olduğunu anlamıştı. "Hadi, gidip Butch'ı getir, Boomer." kafasını sallayarak odadan çıkıp kardeşinin odasına balıklama dalış yaptı, Boomer. "Brick seni çağırıyor!"
Nefes nefese konuşan kardeşi ile sertçe yutkundu Butch. En son yaptığı şeyleri aklına getirdi. Yanlış bir şey yaptığını hatırlamıyordu. "Ne halt yedim de çağırıyor, söyle çabuk!"
Boomer küçük bir kahkahanın ardından "bir şey yapmadın, sadece gel işte" diye cevap verdi. Butch ayağa kalkarak yürümeye başladığında her adımını sanki Brick bir şey diyecekmiş gibi dikkatli dikkatli atıyordu.
Odadan çıktıklarında daha fazla tedirgin olmuştu Butch. Boomer da sırf eğlence olsun diye söylemeyecekti Brick'in neden çağırdığını.
Odaya girdiklerinde Brick'i görememek ikisini de şaşırttı. Hemen yatağın üzerine oturup beklemeye başladılar. Butch heyecan ve korkuyla ayağını sallıyordu ve Boomer gülmemek için kendini zor tutuyor, alt dudağını ısırarak kendisine büyük bir acı vermeye çalışıyordu.
Gülmemeliydi! Gülerse, Butch onu büyük bir zevkle döverdi!
Brick elinde iki tane poşetle içeri girdiğinde Butch kaşlarını çatmıştı. Bilmediği, daha doğrusu hatırlamadığı bir nedenden dolayı azar ya da dayak yemeyecek miydi? O yiyecekler ne alakaydı?
"Evet, şimdi oturun bakalım. Hızlı ve öfkeli izleyeceğiz."
Ağır çekimde kafasını Boomer'a çevirdi Butch. Kaşları 'sen benimle dalga mı geçiyorsun?' dercesine çatıktı. Boomer sertçe yutkundu.
Butch, Brick varken bir şey yapamazdı herhalde, değil mi?
%Devam Edecek%
697 kelime...
Biraz geciktim ve sanırım pek de güzel bir bölüm olmadı.
Söz veriyorum bir sonraki bölüm daha aksiyonlu ve güzel olacak!Boombbles kitabı yazmaya başladım (daha paylaşmadım, taslaklarda). Aslında birisine söz vermiştim yazacağıma dair ama baya geciktirdim o sözü de. Sırf sözümü tutabilmek için yazıyorum ve hazır olduğu zaman paylaşacağım.
Hepinizi çoook seviyorum! Mutlu ve huzurlu kalın, canım okurlarım ♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ppg × Rrb / Kahramanların Şarkısı
FanfictionPowerpuff Girls... bir zamanların kahramanı... Şimdiki zamanın şarkı grubu... Rowdyruff Boys... bir zamanların süperkötüsü... Şimdiki zamanın şarkı grubu... Ya Powerpuff Girls'ün tekrar kahraman olması gerekirse? Peki, Rowdyruff Boys bu sefer iyili...