14

637 49 71
                                    

Bubbles kardeşinin ateşine bakıp duruyorken Blossom kardeşini endişelendirdiği için kötü hissediyordu kendini. Buttercup ise kardeşlerini izliyor ve Bubbles'ın abarttığını düşünmeden duramıyordu.

Bilgisayar sandalyesinde oturmakta olan Buttercup daha fazla dayanamayıp "bir ilaç içse iyileşir aslında, bünyesi senin kadar zayıf değil Bubbs." diye atladı.

"Ateşler içinde yanıyor farkında mısın, Buttercup?! Nasıl bu kadar rahat olabiliyorsun, anlamıyorum."

"Telaş yaparak sadece Bloss'ı korkutuyorsun. Azıcık daha endişelensen küçücük bir üşütme için ameliyata sokacaksın kızı."

"İyi fikirmiş! Kalk, Bloss! Hastaneye gidelim!" diyerek kızıl kardeşinin kolunu tutup çekiştiren Bubbles'a şaşkınlıkla baktı, Buttercup.

"Dalga geçiyorum, Bubbles!" diyerek avuç içini alnına vurdu. "Sen gerçekten çıldırmışsın, önce seni akıl hastanesine götürelim bence!"

<~★~★~★~>

Bavulunu hazırlamış ve havalanına gitmek için Brick'in odasına girmişti. Uyuyan kardeşine göz devirip yanına ilerledi.

"Brick, uyan." derken kardeşini kolundan tutup sallıyordu, Butch. Brick yavaşça gözlerini araladı. Tamamen uyandığında gerçek olduğunu düşündüğü rüya zihninde dolaştı.

Gerçek olduğuna yemin edebilirdi ama kanıtlayamazdı.

"Günaydın kardeşim," diyen Butch'a göz devirip yatağına bastırdığı ellerinden güç alarak ayağa kalktı. "Bugün tatile çıkacağım için bavulumu hazırladım ve seni bulmaya çalışıyorum. Hadi, Boomer bir saattir söyleniyor, 'Brick nerede, nereye gitmiş olabilir'."

Sonlarda sarışın kardeşinin taklidini yapan Butch'a tekrar göz devirdi Brick. Küçük ve yavaş adımlarla elbise dolabına yaklaşıp üzerine kıyafet seçti. "Dışarı sen mi çıkarsın, ben mi kovalayayım?" bu soru değildi, daha çok 'defol' anlamına gelen bir cümleydi.

Butch sadece kafa sallayarak onaylayıp odayı terk etti. Zaten kafasını kurcalayan bir şey vardı. Buttercup nasıl erkeklerden hoşlanır, onu nasıl etkileyebilir bunları düşünmekten beyni patlıyordu. Tabi ki internete yazmış ama doğru düzgün bir cevap alamamıştı.

Elinde telefonla duvara yaslanmış olan Boomer'da takılı kaldı Butch'ın gözleri. "Brick'i buldum. Senin düşündüğünün aksine odasında uyuyormuş."

"Tamam, tamam. Haksız çıktım." diyerek küsmüş gibi ellerini göğsünde topladı, Boomer. Butch'ın diline mi düşmüştü şimdi?

"Brick'in öldürülüp parçalara ayrıldıktan sonra parçalarının çeşitli yerlere gömülmüş olabileceğini söyledin, Boomer. Bir de haklı çıkmayı mı bekliyordun? Gerçekten haberleri izlemeyi bırakmalısın!"

Boomer sadece göz devirmekle yetindi. Ne olmuştu yani? Kardeşini evde ararken odasına bakmayı unutmuştu ve telefonları da açmayınca aklına ilk bu ihtimal gelmişti. Gerçekten haberleri çok izlediği için miydi bu?

Pekâlâ, o zaman artık haber izlemeyecekti.

Elleri cebinde merdivenlerden inen Brick "ne hakkında konuşuyorsunuz, çocuklar?" diye bir soru yöneltti kardeşlerine. Boomer "Butch benimle dalga geçiyor." diye buruk bir sesle konuştu.

Butch, "dalga falan geçmiyorum, Boomer. Brick'in öldürüldüğünü düşünen beynine uçan tekme atmak istediğim doğru ama sadece bu kadar." diyerek kollarını göğsünde birleştirdi.

"Hadi gidelim, yoksa ben sizi döveceğim. Az kaldı," diyerek kapıya ilerledi, Brick.

<~★~★~★~>

Sonunda havaalanına vardıklarına kızların bir kişi eksik olması sadece Brick'i şaşırtmadı. Blossom hastayken daha beter olmak uğruna buraya gelmemişti.

Daha doğrusu, Bubbles gelmesine izin vermemişti.

"Selam, çocuklar!" diye bitmeyen neşesiyle gülümseyerek konuştu, Bubbles. "Selam" diye karşılık verdiler aynı anda.

"Hadi gidelim, uçak kalkmak üzere" diye atladı Buttercup. Sesinin tonu nereden bakarsan bak, çekiniyormuş gibi çıkmıştı. Bunun imkansızlığından grup adlarının Rowdyruff boys olduğu kadar emindiler!

Bubbles içten bir gülümseme ile "iyi yolculuklar, güzel bir tatil yapın!" diyerek Buttercup'a çocuklara fark ettirmeden göz kırptı.

<~★~★~★~>

Bubbles eve geldiğinde yolda aldığı ateş düşürücü ilaç ile mutfakta hızlıca doldurduğu bir bardak suyu Blossom'ın odasına götürmeye başladı.

Odanın kapısının önüne geldiğinde "Blossom, girebilir miyim?" diye yüksek sesle sordu. "Girebilirsin, Bubbles." kardeşinin acı çeker gibi çıkan sesiyle yüzü endişe ve merhametle kasıldı.

Kardeşinin çabucak iyileşmesini istiyordu.

"Daha iyi misin, Blossom?" diyerek su dolu bardağı yatağın hemen bitişiğinde duran komidinin üzerine bıraktı.

"Hayır, siz gittikten sonra profesör gelip ateşime baktı ve çok fazla olduğunu söyledi. Ayrıca başım çok ağrıyor." diye yakındı Blossom. Geçen gün program çıkışı yere uzanması yüzündendi bunlar.

Buttercup giydiği kot pantolon ve yarım tişörtle sorun yaşamasa da o giymiş olduğu kısa elbise yüzünden üşütmüştü.

"Hadi, bu ateş düşürücüyü iç. Yemekten sonra da ağrı kesici içersin." dedi Bubbles gülümseyerek. Aklı Buttercup'taydı. Bir yandan sevdiği çocukla tatil yapacak olan kardeşi için seviniyor, bir yandan da bir hafta onun yokluğunda ne yapacaklarını kestirmeye çalışıyordu.

Blossom yavaşça yatakta doğrulup Bubbles'ın elindeki ateş düşürücü ilacı aldı. Bununla beraber Bubbles düşüncelerinden arınıp gözlerini kardeşine çevirdi. Blossom suyla beraber hapı yuttuktan sonra bardağı komidine tekrar bırakıp kendisini geriye attı.

Kafasını taşıyacak güce bile sahip değildi...

%Devam Edecek%

660 kelime yazıldı...

Bu kadar az yazdığım için kendimi suçlu hissediyorum ama... gerçekten benim suçum değil!

Biliyorsunuz ki canlı derslere başladık ve hikaye konusunda elimden hiçbir şey gelmiyor. Gelecekte iyi bir yerde olmak istiyorsam şuan da derslerime önem vermeliyim. Bazen canlı derse girmem gerektiği için yemek bile yiyemiyorum.

Yine de bölüm kısa olduğu için sizlerden özür dilerim!

╔══╗╔╗ ♡ ♡ ♡
╚╗╔╝║║╔═╦╦╦╔╗
╔╝╚╗║╚╣║║║║╔╣
╚══╝╚═╩═╩═╩═╝
ஜ۞ஜ YOU ஜ۞ஜ

Ppg × Rrb / Kahramanların ŞarkısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin