10.02.2016
Uzun okul koridorunda tostumu yiyerek ilerlerken koridorların boş olmasından yararlanarak sallana sallana ilerliyordum.Basketbol takımının antrenmanı vardı ve okulda ki herkes bahçede salyalar akıtarak onları izliyordu. Sporun okulumuzda büyük bir yeri vardı ve neredeyse herkes yüksek not alabilmek için çeşitli spor dallarına isimlerini yazdırmışlardı.
Bildiğim kadarıyla Jungkook'da basketbol takımındaydı.
En başında popüleritesini arttırmak için girdiğini düşünsemde, onu izlediğimde gerçekten yetenekli olduğunu farketmiştim.
Biten tostumun, ketçap bulanmış kesesini çöpe attığımda ellerimi birbirine çarparak gelişigüzel temizledim ve ısınmaları için hoodiemin ceplerine yerleştirdim.
Okulumuz bizden dünyanın parasını sömürsede, ısıtmaları bir halta yaramıyordu bu yüzden yaz gününde bile buz gibi soğuk oluyordu.
"Jungkook kızı kullanırsa, kız bir daha kendine gelemez." iki erkek gülüşerek yanımdan geçtiğinde adımlarımı yavaşlatmış ve dediklerini aklımda tartmaya çalışmıştım.
Jungkook kimi kullanacaktı? Ya da o kız kimdi bilmiyordum ama az da olsa üzülmüştüm.
Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp kampüsten çıktığımda büyük basketbol sahasında koşuşturan erkekleri süzdüm.
Ellerinde ki topla bir sağa bir sola koşuşturuyorlar, kızların sarfettiği destek cümleleriyle de gaza gelip artistik hareketler yapıyorlardı.
Bu soğuk havada açık sahada antrenman yapmaları yetmiyormuş gibi birde soğuk su içiyorlardı.
Sahanın önünden geçip köşede oturan Lalisa'nın yanına ilerlediğimde gülümsedim ve yanına oturdum.
"Kim kazanıyor?" merakla konuştuğumda gözlerini kısarak bana dönmüş ve hafifçe koluma vurmuştu.
"Jungkook seni sordu." imalı gözleriyle bir bana bir de sahada ki Jungkook'a baktığında utançla başımı eğdim. Jungkook beni öpmüştü.
"Sorumun cevabı bu değildi." dedim konuyu değiştirmeye çalışarak ancak tüm çabalarım boşunaydı. Lalisa manoban aklındaki soruları cevaplatmadan, sorumu cevaplamazdı. Bu kabullenmem gereken bir gerçekti.
"Bu maçı kazanırsa, seni bir yere götürecekmiş." heyecanla ellerini çırptığında ona aynı heyecanla geri dönüş sağlayamamıştım. "Onu ikna edebilir misin? diye sordu. Eh, bende evet dedim."
"Bana sormadın ama." kaşlarım çatılırken, Lalisa Dünya'nın en güzel olayı yaşanmış gibi sevincine devam ediyordu.
"O Jimin şırfıntısıyla ömür çürüteceğine, Jungkook ile gönül eğlendirmen hayrına olur." kimsenin duymaması için fısıldadığında tepkisiz kalmıştım. Ne desem boştu, o çoktan karar vermişti.
"Bombayı patlatıyorum hazır mısın?" dedikodunun verdiği hazla göğsünü gerdiğinde merak duygusu parmak uçlarıma kadar yayılmıştı.
"Söyle hadi." dedim dizlerimi kendime çekerken.
"Neden izlemeye gelmediğini, attığı tüm sayıların senin için olacağını söyledi." kaşlarım çatılmış, dudaklarım büzülmüştü. Bunların hepsini neden en yakın arkadaşıma söylemişti ki?
"Anladım." anlamamıştım, hiçbir şey anlamamıştım ve Jungkook'dan uzaklaşma isteğimi durduramıyordum. "Peki, kim kazanıyor."
"Jungkook'un takımı." dediğinde bakışlarımı sahaya çevirdim. Jungkook havada yakaladığı topla potaya ilerlediğinde, etrafını saran oyuncuların arasından zıplayıp topu atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙬𝙞𝙣𝙩𝙚𝙧 ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏ
FanficRoseanne, eli yandığı için gittiği revirde hiç beklemediği bir takım şeyler duymuştu. Orada tanıştığı kişinin, Dünya'da ki şeytan olduğunu bilse bir saniye bile durmazdı. Fakat o şeytana ölümüne aşık olmuştu. kategoride; 15.09.2020 - 1 #chaeyoung ...