W I N T E R ✿

1.8K 248 234
                                    

09.06.2016
Yaşadığım yoğun stres duygusu bedenimi sarıp sarmalarken kemirmekten harap olan tırnak etlerimde göz gezdirdim. Tırnaklar kadının süsüdür diyen onca insan beni görse günlerce taşlar, binlerce hakarette bulunurlardı.

Jungkook'un ardından geçirdiğim beş ayda öylesine yıpranmıştım ki hala bir enkaz gibi hissediyordum.

Harap olmuş aciz bedenim onlarca eziyete tepkisiz kalsada, bazı şeylerin yalandan ibaret olması ve çevremde ki insanlardan yemiş olduğum darbelere karşı tepkisiz kalamıyordu.

Şu son bir ay içerisinde beni rahat bıraksalarda, gözlerinde ki sebepsiz kin ve öfkeyi en saf haliyle hissedebiliyordum.

Bedenimin günden güne eriyor olması onları mutlu ediyordu. Geçtiğimiz iki ayda 10 kilo kaybetmiş, 6 kilo almış ve tekrar bir 10 kilo daha vermiştim. Öylesine sağlıksız hissediyordum ki bazen oturup ağladığım bile oluyordu. Nasıl da bitirmişlerdi beni? Gülmeyi dahi hatırlamıyor gibiydim.

"Al." Jaehyun şefkat dolu sesiyle konuşup yanıma oturduğunda, elinde ki peçeteleri kucağıma bırakmıştı. "Makyajının akmasını istemiyorsan, hemen silmelisin."

Şaşkınlıkla parmaklarımı yanağıma bastırdığımda, nemli doku kaşlarımı çatmama sebebiyet vermişti. Ağladığımın farkında dahi değildim.

Yüzümde ki makyaja dikkat ederek peçeteyle ıslanan gözaltlarımı sildim ve kirlenen peçeteleri buruşturarak masanın üzerine bıraktım.

"Rosie!" Lalisa, onu tıpkı bir kuğu gibi gösteren beyaz elbisesiyle dinlenme odasına daldığında dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Nefes kesici görünüyordu! "Ay, bizimle konuşmayan beyefendi de buradaymış, düşmanız sanki."

Sitem dolu gözlerle Jaehyun'a söylendiğinde zor da olsa hafifçe gülümsemiştim.

Birkaç ay önce yaşadığım talihsiz olayın ardından, şans eseri bir şekilde Jaehyun'un konuşabildiğini öğrenmiştim. En başında yanlış duyduğuma inandırmaya çalışsa da, bizden sakladığı gerçeği öğrenebilmiştim. Konuşmayı çok sevse de, psikolojik olarak ailesi ve sevdikleri dışında ki insanların yanında dili tutuluyordu.

Jaehyun rahatsızca yerinde kıpırdandığında onu kurtarmak adına dudaklarımı araladım ve minik bir hamlede bulundum. "Çok güzel olmuşsun."

Lalisa gururla saçlarını geriye savurduğunda kıkırdamış ve gözlerini kırpıştırmıştı.

"Kavalyem Jackson yerine Taehyung olsaydı daha güzel olurdum." umutsuz vaka olduğunu belli edercesine omuzlarını düşürdüğünde bu duruma oldukça üzüldüğü her hareketinden anlaşılıyordu.

"Jackson'da fazlasıyla iyi," dedim moralini biraz olsun düzeltmek için. "En azından tüm gün gülümsemene yardımcı olur."

Jaehyun'un bakışları anında bana dönerken, bir şeyleri yanlış anladığını o an da anlamıştım.

"Taehyung mezun oluyor, ne gülmesi? Neyse ki o Jennie ve Jungkook şırfıntısı gidiyorda bize huzurlu bir okul bırakıyorlar." Lalisa aniden gelen sinirli ifadesi ile söylenerek odadan çıktığında yavaşca Jaehyun'a döndüm.

"Neden öyle söyledin?" dedi imalı bir şekilde. "Ben seni güldürmüyor muyum?"

"Alakası yok." gülümseyip minik parmaklarımı avuçlarının arasına yerleştirdiğimde tatmin olmuşa benzemiyordu.

"İnsanlar seninle benim yüzümden dalga geçiyorlar," dedi bakışlarını elbisemin belinde ki çizgilere sabitlerken. "Dilsiz olduğumu söyleyip, sana zorbalık ediyorlar."

𝙬𝙞𝙣𝙩𝙚𝙧 ʳᵒˢᵉᵏᵒᵒᵏHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin