💲
Ona "içindeki zâlim bana ne yapabilir ki?" diye sorabilirdim, ama sadece susup onayladım. Sadece şimdilik. Bu bir güç oyunu değil, strateji oyunu ve o, bir tilki kadar kurnaz. Adımlarım sessiz değil, beni duyuyor ve önüme geçiyor. Belki suçsuzum diyip beni bırakmasını her gün, her an tekrarlayabilirdim ama şimdi kendi yaptığım hatayı bilerek susuyordum.
Telefonla bir konuşma yapmak için bahçeye çıktığı sırada, yemek masasına yaslı şekilde bekliyordum onu. Sinirimi sadece yere belli bir senkronizasyonla vurduğum ayağımda görebilirdi, onun dışında oldukça sakin duruyordum.
Biraz sonra içeriye döndüğünde bana öfkeli bir bakış attı, ona oldukça durgun bir ifadeyle baktım ve başımı çevirdim. Ellerim arkadaki masaya yaslıydı hâlâ, tırnaklarımla sinirbozan bir ses çıkarıyordum.
Koltuğa uzanıp yine kolunu gözlerinin üzerine aşırdığında, "Beni kafesime kapatmayacak mısın bu gece?" diye sordum, imalı bir sesle.
"Hayır, bu gece sesini bile çıkarma çünkü sesini duymak istemiyorum."
"Şaka mı yapıyorsun?"
Bir anda yerinden fırladı ve yine karşıma dikildi ancak bu defa oldukça öfkeli görünüyordu.
"Bugün yaptığın şeyden sonra bunu sorguluyor musun? Yaptığın şey şakadan çok uzak! Sara Akcan'ı yaraladın, yeğenimi kaçırdın! Ne bekliyorsun? Sana ılımlı yaklaşmamı mı? Sen o şansı bugün kaybettin Nalan!"Geçip öfkeyle koltuğa oturduğunda, onunla olan konuşmamdan bir sonuç almak istiyorsam daha sakin konuşmam gerektiğini kendime hatırlattım.
"Aileme, arkadaşlarıma haber vermem lazım. Beni merak etmişlerdir."
"Yarın konuşacaksın."
"Peki beni ne zaman bırakacaksın?"
"Bilmiyorum."
"Ne demek bilmiyorum? Beni kendi evine hapsedemezsin! Bu işi bir an önce açığa çıkartman için her şeyi yapabilirim ama burada kalamam."
"Onun için biraz daha bekleyeceksin," dedi.
"Ne kadar mesela?" diye sordum.
"Bilmiyorum," dedi yorgun bir sesle. "Belki birkaç gün, hafta ya da birkaç ay. Hırsız sen değilsen, gerçek hırsız bulunana dek buradasın."
Gözlerim kocaman açıldı, "Birkaç ay derken? En fazla iki gün sabredebilirim sana!" diye çıkışınca, başını kaldırıp bana garipser bir ifadeyle baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÂLİM (KİTAP OLDU)
General Fictionİlk kitap Odessa Yayınevi ile kitaplaştırılmıştır. "Sen nasıl bir insansın ya?!" Diye bağırdım. "Böyle biriyim, çünkü sen kibarlıktan anlamıyorsun." Kendimi tutamadım ve yüzüne tükürdüm. Gözlerini kapatıp açtı ve ensemi bırakıp, polisler gelmeden ön...