Unutamıyorsan umursama;
Çünkü hayat değil,sen hayatı üzmelisin..
İşte bu yüzden altını çizdiklerinin , bazen üstünü çizmelisin ...
(Bob Dylan ... )
Bu hikayeyi de arkadaşım Eddy Wagner'e armağan ediyorum ;)
Hayat ne kadar çok pislikle doluydu .. İnişler çıkışlar elbetteki olurdu ancak bazılarının hayatında sadece inişler vardı. Sadece karakteri güçlü olanlar bu inişlerin altından kalkabilmişlerdi. Sadece herşeyi bir bütün olarak görüp sorgulayabilenler...
Ada ve Asya sınıfta tüm olanlardan sonra hiç konuşmadılar .. Zaten söylenilecek sözler söylenmiş , konuşulacaklar bitmişti. Geriye sadece kafalardaki soru işaretleri ve şaşkınlık kalmıştı...
Sinemde zaman kaybetmeden zaten olması gereken , ait olduğu yere dahil olmuştu zaman kaybetmeden .. mini etekliler tayfasına tahmin edebileceğiniz gibi.. Sinemle bundan sonraki hiç bir süreçte konuşmadım .. Zaten hayatta en tehlikeli insanlar böyle tiplerdi .. Düşmanın zaten düşmanındı ve kendini belli ederdi , siyahtı .. Ancak grileri anlamak her zaman zordur onlar beyaz olmadıkları kadar siyah da değildiler.. Size ne zaman zararları dokunacaktı belli değildi.
Evdeki hapishane hayatı süre dursun .. Her gece geceleri balkona çıkıp hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.. Nerde yanlış yapmıştım ki .. Neydi hayatın benle alıp veremediği ve bu küçücük yaşımda çektiğim ıstırap.. Ama tabi hayat daha son hamlelerini yapmamıştı .. Dahası da vardı ..
Sinem konuşmadığımız süre zarfında , Dilaranın Metinle ile görüşmesini fırsat bilip Metine yakınlaşmıştı.. Bu sayede de Oğuzu görebilecekti. Çünkü o artık ona atılmış tokatın intikamı için kendini parçalayacaktı..
Metinle mesajlaşmaya devam ediyorduk ve herşey daha da netleşmeye başlamıştı.. Metin ve Sinem çıkıyordular .. Bunu duyduktan sonra diyecek tek bir kelime bile bulamamıştım.. Oğuz için erkek kardeşiyle çıkıyordu.. Ve Metine en yakın çocukluk arkadaşını ayarlamış ve daha sonrada onları ayırmıştı.. Metinin bunlar üzerine Sinemi çok sevdiğini söylemesi ve konuyla ilgili hiç birşey duymak istemediğini söylemeside cabasıydı..
Gün yeteri kadar süprizlerle doluyken bu sırada Oğuzdan mesaj gelmişti .. Asya telefonunu bana uzattı .. Mesaj kısa ve özdü..
-Bak Ada, erkek kardeşimle arkadaşlık yapmanı istemiyorum.. Ve istemiyorum demek bir daha onunla konuşmayacağın anlamına geliyor. Umarım anlamışsındır.
Derdi neydi Oğuzun .. Bu mesajda neydi böyle ve açık ve net bir şekilde tehdit de etmişti . Durumu Metine söyledim ve bana takma sen Oğuzu birşey olmaz dedi. Oğuzda yanındayken bunu yapmış olması Oğuzla birbirimize girmemize sebep olmaya yetmişti bile zaten yeteri kadar berbat giden hayatın birde bu saçma sapan zırvalıklarla dolması ne kadar manidardı.. Oğuzun isteği üzerine Metinle bir süre görüşmedim ..
Oğuzla çok sık görüşememizden dolayı ilişkimiz kırılma noktasına gelmişti .. Ama ben onu tüm bu acı gerçeklerin içinde sevmiştim. Hayatımdaki tek iyi şeydi her ne kadar bir kabusu yaşamaya onun yüzünden mahkum olmuş olsamda..
Yaz tatili yaklaşmıştı artık okullar kapanacaktı... Sinem Metinle olan ilişkisi ilerletmişti .. Ancak bazı gerçekler daha sonra gün yüzüne çıkacaktı..
Birinci sınıf bitmek üzereydi ve okulda üst dönemlerden Aykut adında bir çocukla tanışmıştım.. Şansıma mıdır nedir .. Çocuk okulun en hayta takımından birisiydi.. Çekiyordum herhalde bu tipleri kendime doğru.. Gerçi Aykut gibi bir arkadaşa sahip olmak işimede gelmişti artık sınıfta yada okulda zevzek zevzek davranabilen hiç kimse kalmamış .. Hepsinin çeneleri tek tek kapanmıştı.. Hayat sadece küçük bir göz kırpmıştı.. Ancak olaylar tabikide Aykuttan sonra da sarpa saracaktı..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
A Moment To Remember ...
Non-FictionHayatın kendisiydi yaşanılanlar .. Ne biraz azdılar ne de biraz fazla... Kim bilebilirdi ki hayatın bu kadar pisliği ve güzelliği bir arada tutabileceğini ... Ölüm ve Yaşam arasındaki kısa çizgi ... Neydi bizi yaşamaya iten inatla ... Anılar ... Za...