BÖLÜM: ٥ | MAVERÂ

1.3K 197 403
                                    

بسم الله الرحمن الرحيم

Bismillahirrahmanirrahim

(Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla)

Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Keyifli okumalar. 🌺

🗝️ BÖLÜM: ٥ | MAVERÂ* 🗝️ 

                         {*Öteki evren}

''Komutanımın naaşı hazırmış Yahya komutanım. Cenazeyi morgdan almamızı söylüyorlar. ''

Âmine'nin eli hissizleşti. Telefon yere düşüp parçalandı. Âmine dizlerinde derman bulamadı. Diz üstü yere düşerken bir feryat koptu dudaklarından.

''Babaa!''

Elini yüzüne kapatmış hıçkırıklara boğulmuştu. Yapmışlardı işte. Daha önce yarım kalan işlerini bitirmişlerdi. Almışlardı babasını ondan!

''Ne istediniz babamdan?''

Diye bağırdı ses tellerini yırtarcasına.
Annesi ve Ali koşarak odasına girmişlerdi sesini duyunca. Annesi hemen yanına koşup kollarından kavradı kızını, elleri çoktan buz kesmiş korkuyla kalbi çarpmaya başlamıştı Hatice Hanım'ın;

''N'oldu Âmine? Söylesene ne bu halin?''

Sımsıkı boynuna sarıldı Âmine. Nasıl söyleyecekti ömür yoldaşının vefatını.

''Babam anne..''

Ali eğilip kardeşinin yüzünü avuçlarının arasına aldı. Beti benzi atmış, olayı anlamaya çalışıyordu o da. Belli ki hayırlı bir şey olmamıştı. Diğer abileri işlerindelerdi. Cevabından korksa da sordu Ali;
''Babama mı birşey oldu Âmine? Korkutma bizi.''

Hıçkırdı Âmine ve bir çırpı da söyleyiverdi;
''Abi babam.. Şehit etmişler babamızı..''

Ali dizlerinin bağının çözüldüğünü hissetti. İnce uzun parmaklarıyla kız kardeşinin yatağının ayak ucu demirine tutunurken yüreğini yakan acı gözünü yaşarttı. Gözyaşı damlası yanağından akarken büyük bir teslimiyetle şunları söyledi;
''إِنَّا لِلّهِ وَإِنَّا إِلَيْهِ رَاجِعُون

Biz şüphesiz (her şeyimizle) Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na döneceğiz.''

Babasızlık nasıl olurdu? Bunu hiç düşünmemişti Ali. Aklına geldiğinde bile gerçek olur endişesi ile silmişti düşüncelerinden. O ailesinin tüm fertlerinin sırtığını yasladığı bir dağdı. Şimdi bu dağ çökerse, tüm aile enkaz altında kalmaz mıydı?

Tüm hücreleri ile titriyordu. Bu acı haber benliğine çok ağır gelmişti. Taşıyamıyordu. Göz yazları peşi sıra yere düşerken annesinin figanları arasında telefonunun çaldığını duydu fakat açacak gücü yoktu. Gözlerinin önünde feryatlar eden kardeşi ve annesini toparlama görevi ona düşüyordu bu zor lahzada. Allah'ım bu ne zor imtihan ne büyük acıydı. Herşey Allah'tan geliyordu bunu biliyor ve kabul ediyordu. Dilediği ise büyükçe bir sabırdı.

HEMSÂYE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin