BÖLÜM: ١٣ | DEVA

1K 175 366
                                    

بسم الله الرحمن الرحيم

Bismillahirrahmanirrahim

(Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla)

(Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

🗝️ BÖLÜM: ١٣ | DEVA 🗝️

Genç adam elinde, içinde su ve sandviç olan poşetlerle beyaz koridorda yürüyordu. Sapağı döndüğünde uzun ve geniş koridorda ki kalabalık onu karşıladı.
İki kadın rahatsız oturaklara oturmuş ellerinde ki Kur'an'ı Kerim'i okuyup hüzünle sallanırken, Dört adam ayakta volta atıyordu üzerinde 'AMELİYATHANE' yazan geniş kapının önünde.

Önce hanımların yanında durdu Huzeyfe. Elinde ki poşetlerden iki sandviç iki su çıkarıp aralarında ki demirden boşluğa bıraktı sessizce, dualarını bölmeden. Sonra ayakta ki komutanının yanına yürüdü. "Bir haber var mı komutanım?"

Hamid paşa bitkin gözlerini ona çevirdi. Bir şehri sırtında taşıyan koca bir dağken şimdi çökmüştü sanki. Başını olumsuz anlamda salladı.

"Âmine ablam güçlü kızdır. Bomba gibi çıkacak bu hastaneden İnşallah. Siz hiç üzülmeyin komutanım. "

"İnşallah." diye mırıldanmakla yetindi Hamid paşa. Sonra Huzeyfe yeni hatırlamış gibi elinde ki poşetten bir su bir sandviç çıkarıp uzattı General'ine. "Kaç saat geçti komutanım güçten düşmemek için yemeniz,içmeniz gerekiyor."

Hamid başını olumsuz anlamda salladı. Elini boğazına bastırdı; "Burdan geçmiyor Huzeyfe. Ne bir lokma geçiyor ne de aldığım nefes.. Âmine'mi en son gördüğümde sedye de göğsü kalkıyordu ama nefes ciğerlerine ulaşmıyordu. Kızımın nefesini kestiler Huzeyfe."

Huzeyfe, komutanının gözünden akan yaşa dayanamamış kendi gözleri de yaşarmıştı. Yumuşak kalpliydi Huzeyfe. Çabuk ağlayabiliyordu.

"Âmine abla sizi böyle bitkin görse çok üzülür komutanım. O iyileştiğin de yanına gidip onu sarmaya gücünüz olmalı. Bari şu suyu için."

Hamid paşa başını olumlu anlamda sallayıp elinde ki pet şişeyi aldı. Ama sandviçi almamıştı. Huzeyfe, Âmine'nin abilerine de aynı ısrar da bulundu ama hiç biri almamıştı elindekileri. Huzeyfe yenilgiyle başını önüne eğdi. Bir kaç metre ötesinde ki diğer ameliyathanenin kapısı ilişti gözüne. O kapıda ise tek bir adam sağa sola yürüyor durup durup açılmayan kapıya bakıyordu.

Bu Talha Yiğit'ti. Mus'ab'la karargâha geldiklerinde görmüştü onu. Yanına yürüdü. Görüş alanına girince Talha başını kaldırdı.

"Geçmiş olsun abi. Hayırdır senin de mi hastan var?"

Talha şaşırdı. Haberi yok muydu?

"Mus'ab'ı bekliyorum. Haberin yok mu senin olanlardan ?"

Huzeyfe telaşlandı. Mus'ab karargâha geldiği günden beri abisi gibi olmuştu.

HEMSÂYE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin