18

4.7K 295 78
                                    

Sabah Nilay'ın üzerimde zıplamasıyla uyandım. Nilay'ı üzerimden itip örtüyü kafama kadar çektim. Tam tekrar uyuyacağım sırada Nilay tekrar üzerime çıktı.

"Abiciğim in üzerimden, uyuyacağım. Sonra oynarız."

Bir süre sonra Nilay üzerimde zıplatmayı kesti. Her şey iyi uyku baldan tatlı dediğim sırada Nilay bu sefer üzerimdeki örtüyü çekip yataktan aşağı düşürdü.

" Aaa abişş sende ne uykucu çıktın! Kalk haydi kahvaltı yapacağız. Babam seni çağırıyor, bugün okul var unuttun mu?"

Nilay'ın dedikleri kafama dank edince hızlı bir şekilde yataktan kalktım. Odamdaki banyoya girip rutin işlerimi hallettim ve aşağı kahvaltıya indim.

" Günaydın şeker kadar tatlı ailemm! "

Bu neşe nereden geliyor bilmiyorum ama bugün kendimi diğer günlere kıyasla daha iyi hissediyordum. Bunu babam da fark etmiş olacak ki gözlerini üzerime dikti.

"Kaç gündür ruh gibiydin, Dalya'nın geldiği günün ertesi günü neşe dolusun bakıyorum da. "

"Ne alakası var babacığım ya, sadece kendimi daha iyi hissediyorum. Üzgün de olamayacağız , mutlu da olamayacağız arkadaş ya!"

Babam pek ikna olmuş gibi görünmese de birkaç bir şey atıştırdım. Kahvaltının başından beri sessiz olan Nilay'ın başına bir öpücük kondurdum.

" Senin neyin var bal peteğim? Hiç konuşmadın bugün. Bir sorun mu var? "

Nilay sorumu duyunca başını yanındaki bana çevirdi. Dudaklarını büzüp, kaşlarını çatarak bana baktı.

"Abişş bir şey söyleyeceğim ama kızmayacaksın söz mü?"

"Söz, şimdi ne oldu onu söyle."

Dikkatle Nilay'ın ağzından çıkacak sözlere odaklanmıştım. Tek kaşımı kaldırarak sorarcasına ona baktım.

"Şeyy abişş hani dün Dalya abla bize geldi ya işte o da bana, yarın abinle bize gelin dedi. Ben de sana sormadan tamam geliriz dedim. Kızdın mı? "

Kaşlarımı çatıp dudaklarımı yaladım. Biraz düşündükten sonra kaşlarımı serbest bıraktım.

"Kızmadım, gideriz ama okuldan sonra gideceğiz olur mu?"

Sevinçle ellerini birbirine çarpıp boynuma atladı. Ben de onun incecik beline kollarımı doladım. Saçlarına küçük küçük öpücükler kondurduktan sonra ondan ayrıldım. Babam yüzünde küçük bir tebessümle bizi izliyordu. Bir dakika onun gözleri dolu mu? Gülerek başımı iki yana sallayıp oturduğum sandalyeden kalktım.

"Ben okula gidiyorum. Akşam görüşürüz!"

Çantamı kapının yanından alıp siyah coverselerimi giydim ve kapıdan çıkıp biraz yürüdüm. Çantamdan kulaklıklarımı çıkartıp rastgele bir şarkı açtım. Kulaklarıma dolan müzikle gülümsedim. Bugün gerçekten şanslı günümdeydim, en sevdiğim şarkılardan birisi ben hiç çaba sarf etmeden önce açıldı. Hadi ama, ben üşengeç bir insanım.


Yaklaşık yirmi dakikalık yürüyüşten sonra okula varmıştım. Sınıfıma çıkmak yerine okulun arkasındaki çardaklara doğru ilerledim. Dün burada yani her zaman ki yerimizde buluşmak için sözleşmiştik. Bizim çocukları eksiksiz olarak çardakta otururken gördüğümde gülümsedim ve adımlarımı hızlandırdım.

"Herkese günaydın!"

Onlar da belli belirsiz mırıltılar çıkarınca çardakta Dalya'nın yanına oturdum.

"Yine şarkı dinleyerek okula kadar yürüdün değil mi?"

Arel 'in sorusuyla kafamı onaylarcasıma salladım. Bazen beni bu kadar tanımaları hoşuma gidiyordu.

"Eee neler planladınız? Bundan başlayalım."

Bundan başlayalım derken?

"Başka neler oldu ki?"

Arel dudağının bir kenarını ısırıp gözlerini kaçırınca ortada benden başka sorun olduğunu anlamam zor olmamıştı.

"Biz Mizan ile sevgili gibi davranacağız, Mizan, Akay sanki hiç hayatına girmemiş gibi davranacak. Yani ona kızgın, hayal kırıklığına uğramış gibi bakmayacak aksine ona gülümseyecek. Akay'ı birazcık tanıdıysam yeni kurbanı olarak beni seçecektir, yani çoğunlukla bizim etrafımızda olacak. Bize sevgili misiniz diye sorarsa net bir cevap vermeyeceğiz ki bu onu daha fazla sinirlendirecek. Bu sırada Mizan'a çok iş düşecek yani ne yapıp edip onu kendine aşık etmeye çalışacak. Eğer Akay Mizan'a aşık olursa bu sefer Mizan onu süründürecek. Hemen onu kabul etmemeli sonuçta. "

Dalya ne yapacağımızı anlatınca herkes onaylar biçimde başlarını salladı. Bir tek Arel kaşlarını çatmış belirli bir noktaya odaklanmıştı.

" Sen ne düşünüyorsun Arel'im? "

Sorumla birlikte bakışlarını daldığı noktadan bana çevirdi.

" Sen onu kendine nasıl aşık etmeyi düşünüyorsun ki? Sadece kıskandırarak olmaz bence. Akay öyle birini sevecek, kıskanacak biri değil bana göre."

Söylediği şeyler ile kaşlarımı çatıp dudaklarımı ıslattım. Birkaç dakika düşümdükten sonra gözlerimi yere sabitleyip konuştum.

" Aklıma çok güzel bir fikir geldi. "

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Öğle arasına girmiştik. Biz planımızı devreye sokup Dalya ile bizim gruptan ayrı bir masada oturuyorduk.

Bize yakın bir masada Akay ve arkadaşları oturuyordu, yüzüm Akayların masaya dönük bir şekilde oturuyordum ki onları gözetleyebileyim.

Akay gözlerini bizim masaya dikmiş bize bakıyordu, daha çok düşünceli gibiydi. O sırada Dalya elini elime koyup baş parmağıyla elimi okşuyordu. Gözlerimi Akay'dan çekip ellerimize sabitledim.

"Gözlerini onun üzerinden çek artık. Şimdi yüksek sesli bir kahkaha atmalısın, anladın mı beni?"

Kafamı belli belirsiz sallayıp ona gülümsedim. Dalya ise bir şeyler anlatırmış gibi alakasız konulardan konuşuyordu, sanki komik bir şey anlatıyormuş gibi yüksek sesli bir kahkaha attım. Gözlerimi Dalya'nın gözlerine çıkarıp bir süre anlamlı bir şekilde baktım. Dışarıdan birisi görse kesin aramızda bir şeyler varmış gibi düşünecektir.

Masamızdan bir sandalye çekilince gözlerimi Dalya'dan çekip masaya kimin oturduğunda baktım.

Eh planımız işe yaramaya başlamıştı bile...

____________________________________

Arkadaşlar uzun bir aradan sonra tekrar geri döndüm 🥳🥳

Uzun sürdüğü için üzgünüm ama oy sayılarında ki azlık yazma hevesimi kaçırıyor. Bölümleri mi beğenmiyorsunuz anlamıyorum ki!

Bu arada Mizan'ın dinlediği şarkıya bir bakın derim 😏

Oy sayılarında artış dileğiyle...

Appleandbananatime

KULAKLIK (BOYXBOY) TEXTING Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin