25

4.5K 289 119
                                    

Medyaya düştüm resmenn. Bu nasıl tatlılıktır beyleer😍😍 ayrıca Halsey 'in en sevdiğim şarkısını da yukarıya bırakıyorum. İsteyen dinlesin 😘

Akay: Mizan biraz konuşabilir miyiz?

Mizan : Konuşacak bir şeyim yok benim.

Akay: Lütfen Mizan, aşağıdayım.

Mizan : Ne? Aşağı mı?

Akay : Aynen, sizin evin yakınındaki parkta

Mizan : Ne oldu da gece yarısı gelme ihtiyacı duydun? Kötü bir şey mi oldu?

Akay : Sana onca yaptığım şeyden sonra hala benim için endişelenebiliyorsun. Bunu hak etmiyorum

Mizan : Tamam, geliyorum parka. Sakın saçma sapan bir şey yapma

Akay : Tamam bekliyorum.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

Siyah kot ceketimi de üzerime geçirip dışarı çıktım. Havanın tahmin ettiğimden de soğuk olduğu için ceketimi aldığım için kendimi tebrik ettim ve ceketimin fermuarını boğazıma kadar çektim. Hava soğuktu amına koyayım.

Parka vardığımda yan yana iki kaydırağın birinin üzerine oturmuş Akay görüş alanıma girdi. Üzerinde sadece ince bir hırka vardı ve bir ileri bir geri sallanıyordu. Gerizekalı soğukta böyle dışarı çıkarsan it gibi titrersin işte.

Ona iyice yaklaştım, beni görmeyince hafifçe boğazımı temizledim. İrkilerek bana döndüğünde, önünden geçip yanındaki kaydırağa da ben oturdum

" Teşekkür ederim."

Kaşlarımı çatıp ona baktım. Anlamadığımı anlayınca tekrar söze girdi.

" Gözlerimi açtığın için, iki gün önce bana oturup yanlışımın nerede olduğunu sorduğun zaman. O zamandan beri düşünüyorum."

Ben  dediklerimi yine ciddiye almaz diye düşünürken o kaç gündür benim dediğim şeyler yüzünden rahatsız olup, bana açıklama yapmaya gelmiş. Akay bey hafiften adam mı oluyoruz ne?

" Annem ve babam ben üç - dört yaşlarındayken boşanmışlar. Benim velayetimi de, annem bazı hastalıklara sahip olduğu için babama vermişler."

Kaşlarımı çatmış onu dikkatle dinliyordum. Hafifçe yutkunup konuşmaya devam etti.

"Ben on altı yaşıma kadar babamın yanında yaşadım, o süre zarfında babamla annem iki yıl önce yani ben on beş yaşındayken tekrar barıştılar. Bu barış da uzun sürmedi zaten, ben o zaman eşcinsel olduğumu anlamıştım. Bunu annem ile babama açıklayınca babam delirdi, bana tokat falan attı. Annem araya girmese döverdi bile, işte annem sen ne hakla çocuğuma el kaldırırsın şerefsiz dedi ve beni de alıp evi terk etti. "

Seval teyzenin gözümdeki değeri kat ve kat artarken onu içimden tebrik ettim ama Akay'ın bu olaylar yüzünden bazı şeyleri anlatmakta zorlandığını görebiliyordum.

" Anlatmak zorunda olmadığını biliyorsun. İstersen anlatma, zorlanıyorsan. "

Yüzünü bana çevirdi ve gözleri bir kaç dakika yüzümde dolaştı. Hafifçe gülümseyip sorun yok anlamında başını salladı.

" Babam, annemle isteyerek boşanmamıştı ve onu çok özlüyordu. İçindeki özlemi, sıkıntıyı biraz olsun azaltmak için başka kadınlarla beraber olur, umduğunu bulamaz ve onları bir kenara atardı. Terk edilen kadınların çoğu tekrar onun yanına gelip, yanında olmak istiyorum gibi şeyler söyler bir çocuk gibi ağlarlardı. Bu sana birini hatırlattı mı? "

Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı aşağı yukarı salladım. Bana sunduğu acı bir gülümsemeydi sadece.

" Babam o kadar abartırdı ki yaptıklarını, benim varlığımı unutuyordu bazen. Küçükken onun dikkatini çekmek için derslerime çok çalışırdım, bana birazcık da olsa ilgi göstermesi için. Biraz daha büyüyünce bunun işe yaramadığını anlayıp, onu taklit etmeye başladım. Başta kadınlara yöneldim ama ilgimi çekmediler, bende erkeklere yöneldim bu sefer ama kadınlarla da olmak zevkliydi. Onlarla birlikte olamasam da yanımda tutar sıkıldıkça bırakırdım. O günden beri bunları yapıyorum, sen bana nerede yanlış yaptığımı sorduğunda afallamıştım. Bir insan yaptığı şeylerin nedenini bilmez mi? Çok düşündüm, ne zaman başladığımı ve bu unutulmaya yüz tutmuş anıları hatırlamaya başladım. "

Susmuştu, kimse konuşmuyordu. Koca parkta nefes alış verişlerimiz dışında hiçbir ses yoktu. Sadece babasının ilgisini çekmek için onu taklit ediyormuş bunca zaman. Onda hiçbir suç yok demeyeceğim ama tamamen suçlu da değildi. Bu yaptığının yanlış olduğunun bilincinde bunları yapmıştı, onun suçu buradaydı. Terk ettiği insanlar acı çektikçe, o sadistçe zevk alıyordu. Bir an düşündüm, eğer babası yerine annesinin yanında yaşasaydı neler olurdu? Yine böyle birisi haline gelir miydi?

Yanımdan bir iç çekiş sesi yükselince ona baktım. Başını aşağı eğmiş gözyaşları gözlerinden bir bir düşüyordu, onun bu haline üzülmüştüm ister istemez.

" Suçlu değilsin. "

Bir anda başını kaldırıp bana umutla baktı, gözleri yaşlardan dolayı parlıyordu.

"Ama suçsuz da değilsin."

Gözlerindeki umutun yavaş yavaş sönmesine şahit oldum.

"Bu yaptıklarının yanlış olduğunu bile bile yaptın, suçun da burada ya. Babanın dikkatini çekmek için bunları yapmaya başlaman senin suçun değildi. Ne gördüysen onu yapmışsın, kimse o zaman seninle ilgilenmemiş. Eğer biri seni o zamandan uyarsaydı belki de bunları yapmayacaktın. "

Sözlerimi duydukça ağlaması daha da şiddetleniyordu. Gözyaşları içinde bana baktı.

" Beni asla affetmeyeceksin değil mi? "

Gözlerimi yavaşça kapatıp düşündüm. Bir anda oturduğum yerden kalkıp ona ilerledim ve sarıldım.

" Söz veriyorum, affetmek için elimden geleni yapacağım."

_____________________________

Bol duygusal bir bölümdü yaa🤧🤧

Akay'ın yaşadıklarına üzülenler?

Mizan'ın Akay'ı affetme kararını kimler destekliyor?

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.

Appleandbananatime

KULAKLIK (BOYXBOY) TEXTING Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin