02

397 64 114
                                    

Bir çığlık sesi daha odanın duvarlarını sararken hızla elleri ile kulaklarını kapattı Baam. Henüz film başlayalı 1 saat olmuştu ve karanlık çökmüştü. Film atmosferine uygun olması için Rachel ışıkları açtırmıyordu.

Her gerilim müziği eşliğinde Baam daha da geriliyordu. Her çığlıkla daha da korkuyor, her jumpscare ile daha da kaskatı kesilerek olduğu yerde küçülmeye çalışıyordu.

İşte yine bir çığlık odanın duvarlarını sardığı sırada var gücüyle kulaklarını tıkadı ve gözlerini kapattı Baam.

Khun çocuğun korktuğunu anladı ve kollarını ona daha sıkı doladı. Film başladığından beri Baam bir santim olsun diye kıpırdamıştı yerinden.

"İstemiyorsan izlemek zorunda değilsin." diye fısıldadı Khun çocuğun kulağına. Baam kafasını iki yana salladı. "Sorun değil." dedi karşılık olarak. Az sonra ağlayacaktı. İki çocukta bunun bilincindeydi ama buna rağmen sustular. Khun derin ve endişeli bir iç çekişle konuyu sonlandırdı.

Bacaklarının arasında ürkek bir kediyi tutuyor gibi hissediyordu. Her şeyden korkan ve sahibine sığınan ürkek bir kedi.. Korkudan titreyen.. O an bir şey farketti, Baam ciddi anlamda titriyordu. Hızla kaşları çatıldı. Bunu nasıl farkedememişti. Ona o kadar fazla sıkı sarılmıştı ki çocuğun hareketlerine odaklanamamıştı.

"Yeter bu kadar." dedi keskin ve otoriter bir sesle. Aniden Baam'ın titremesi durdu, nefesini tutmuştu.

"Onu korkutuyorsun ve bundan zevk duyuyorsun."

Tiksindirici bakışlarla yanındaki sarışın kıza baktı. Hızla kendi yanında duran kumandayı aldı ve tek hamlede televizyonu kapattı.

"Ne? Ben o kadar korktuğunu düşünmemiştim. Eminim ki Baam iyidir. Hem sizce de film berbat değil miydi?"

Yalan söylüyordu. Film o yılın en korkunç filmlerinin arasına girmişti ve kız bu filmi bilerek seçmişti. Adı kadar iyi biliyordu bunu Khun.

Khun kolları arasındaki bedenin tekrar titremeye başladığını hissetti.

"İyi misin?" diye fısıldadı hemen önünde kucağında oturan çocuğa.

"Khun.." diye fısıldadı ürkmüş bir sesle Baam. Ellerini sıkıca gözlerine kapatmış kafasını dizlerine gömmüştü.

"Khun, çok karanlık.. Işığı aç, lütfen.. Işığı aç, Khun.. Khun.. Işık.. Karanlık..B-ben karanlık b-ben-"

"Tamam." diyerek onun sözünü böldü mavi saçlı çocuk. Paniklemişti. Yüzünde endişeli bir ifade vardı şimdi.

"Tamam ben burdayım, ışığı açacağım. Korkma tamam mı?"

"Olmaz!" diyerek başını dizlerinden kaldırdı Baam ve çocuğun omzuna koydu kafasını. Deli gibi titriyordu.

"S-sen değil. Bırakırsan b-beni, o-olmaz."

"Rachel ışığı yak." diye emretti Khun sert bir sesle. Baam'ı böyle görmekten nefret etmişti.

"Işığı yak dedim, çabuk." dedi kaskatı kesilmiş kıza. Anlaşılan Rachel bile işlerin bu boyuta ulaşacağını tahmin etmemişti. Kız hızla yerinden kalktı ve ışıkları yaktı. Aydınlanan oda ile ikisi de Baam'ın yüzüne baktılar hızlıca.

O, ağlıyordu.. Dakikalardır, sessizce ağlıyordu.. Kimseye hissettirmeden, kimseye belli etmeden..

Khun Baam'ın yüzünü gördüğünde hızla kendine çevirdi onu. Gözyaşları bir bir onun tişörtünü ıslatıyordu. Şimdi bacakları koltukta uzanıyordu Baam'ın. Kafası Khun'un boynuna gömülüydü. Gözyaşları her geçen saniye artıyor, hıçkırıkları birbirine giriyordu. Gözleri kıpkırmızıydı.

Don't ignore me.  [𝚔𝚑𝚞𝚗𝚋𝚊𝚖]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin