05

282 51 50
                                    

şey, ölmedim..

•••

Yaklaşık 5 dakikadır amansızca söyleniyordu Rachel. Sürekli olarak aynı şeyleri tekrar ettiği halde karşısında duran kız kafa sallıyordu ancak o bile bıkmış gözüküyordu bu sarışından.

Khun müdahale etmeyecekti ancak kızın sarfettiği bir sözcük tek kelime ile şalterlerini attırdı. "Yıldız." demişti kız. "Yıldız olacağım."

Khun yumruklarını sıktı. Hızla gizlendiği yerden çıkarken kızlar tuvaletine girmesini umursamadı ve kapıyı arkasından çarparak kapatarak kilidini 2 kez çevirdi. Arkalarındaki iki kız kapı sesiyle havaya sıçrarken Khun dişlerini sıkarak arkasını döndü.

Sarışın kız mavi saçlı çocuğu karşısında görünce dinlendiklerini anladı. Ne tepki vereceğini şaşırdı bir an için, ancak bu beden diline yansımadı. Neyse ki kendisinin duygularını gizlemekte epey iyiydi.

"Vay vay, bakıyorum kimler burdaymış?" Yüzündeki çirkin sırıtışla göğsünde birleştirdiği kollarını kendine doğru çekti.

Khun yumruklarını sıkarak kızın üzerine atıldı. Hareketli korkutucu bir sakinlik barındırıyordu. Burda kavga çıkarmaya niyeti yoktu, aksine bu onun aleyhine olurdu. Konuşurken sesi sakin ancak netti.

"Sen kendini ne zannediyorsun? Altın bir tepside sunulan peynirden farkın yok senin. O altın tepsiyi sana layık görende Baam. Bunun dışında-" dedi ve kafasını iki yana salladı Khun. Kulağının arkasına taktığı saç tokasının hareket etmesine sebep olmuştu bu. "Bunun dışında sen bir hiçsin. Ve Baam er ya da geç senin altındaki tabağı kendi elleriyle çekip alacak. "

Mavi saçlı, kıza doğru yaklaştı. Bir elini kızın omzuna koydu. Yavaşça sıktı canını acıtmadan. Yüzündeki gülüşün sahte olduğu anlaşılıyordu.

"Ve sen o altındaki tabak çekip alındığında kayan bir yıldız bile olamayacaksın Rachel. Senin adına üzülüyorum."

Sarışın kız sinirle olduğu yerde dişlerini sıktı. Hızla hala daha omzunu sıkan eli itledi ve ondan birkaç santim uzağındaki gözlere baktı.

"Ben kazanacağım.Ve parlayacağım."

Ardından işaret parmağını çocuğun göğsüne değdirdi ve onu eliyle itledi geriye doğru. Mavi saçlı yerinden bir gıdım olsun kıpırdamamıştı ya orası ayrı.

"Ve sen bunu her zaman yaptığın gibi tribünden izleyeceksin."

Sarışın kız şimdi hiç olmadığı kadar sinirliydi. Gözlerini olabildiğince kısmış karşısındaki çocuğun diyeceklerini bekliyor elleri en iyisinden bir tokat vurmak için sızlıyordu. Olacaktı o, birinci olacaktı. Baam'ı geçecekti, yıldız olacaktı. Parlayacaktı. Herkesin sevdiği Baam, popüler Baam, sır tutabilen Baam, iyilik meleği Baam. Baam,Baam, Baam...

Herkes ama herkes onu konuşuyordu. Hayır, kıskanmıyordu o. Sadece parlamak istiyordu. Bilmediği şey ise sönmüş bir yıldızın bir daha asla parlayamayacağıydı.

Khun gülümsedi. Elini kızın omzundan çekerek cep telefonuna attı.

"Korkarım ki bu defa tribünlerde beklemeyeceğim. Aslında ben hiçbir zaman tribünlerde beklemedim... Bir bakmışsın ki ilk golü atmışım, ve o zaman farkedersin Rachel." 

Khun kızın yüzüne yaklaştı ve hafifçe eğildi.  Yüzündeki gülümseme sinir bozacak cinstendi.

"Kimin gerçekten tribünlerde oturduğunu."

Ardından soğuk kızlar tuvaletini minik cihazdan çıkan bir kapladı.

Bıktım ondan." diye cırtlak bir ses işitildi.

"Atkısını unutmuşmuşmuş. Umrumda mı? Hayır! O salak tekrardan hasta olacak şimdi. Kim uğraşacak?! BEN?! Ne uğruna? Hiç!"

Ardından sarışının sesi az önce yaptıkları konuşmayı hız kesmeden dile getirmeyi sürdürdü.

"Aptal bir küçük çocuk gibi. Annesi de yok. Ona her şeyini ben öğrettim! Ben! Ne zannediyor ki kendini. 3 yaşında çocuktan farksız. Hala daha karanlıktan korkuyor, kaç gece onun yüzünden uyuyamadım. Onunla yaşamak iğrenç bir şey. İğrenç. Asla yemek yapamıyor, kendi işlerini halledemiyor. Buna rağmen herkes Baam şöyle Baam böyle. Ah çok seviyorsunuz değil mi değerli Baam'ınızı. Alın siz bakın o zaman!"

Ve kaydı durdurdu mavi saçlı. Sarışın kızın gözleri kocaman açılmıştı. İstemsizce verdiği bir tepkiydi aslında.

Khun gülümsedi. Bu aptal kızın onu yenmesinin hiçbir yolu yoktu. Hiçbir.

"Bunu Baam'a gösterdiğimde sence kimin yanında olacak? Üzülecektir, evet çok üzülecektir!" Bu noktada aniden sesi kontrolünü kaybederek yükselmişti mavi saçlı çocuğun.

"Çünkü çok değer verdiği bir insan ona iğrenç sözler söylüyor diye üzülecek. Ama ne olacak biliyor musun? Gerçekleri görecek. Kendi gözüyle göremediği gerçekleri kavrayacak. Her şeyin bir bir farkına varacak o. Senin ne olduğunu görecek,ve sen Rachel; Malesef ki tablonun dışından bunları sadece izlemekle yetineceksin."

Khun sert bir bakış attı kızın aşağı doğru eğdiği kafasına. Saçları önüne düştüğü için nasıl bir yüz ifadesi olduğunu göremiyordu ancak kazanmanın ona verdiği mutluluk yeter de artardı bile. Baam her şeyin farkına varacaktı. Bu bile yeterdi ona. Elbette  yıkılacaktı, üzülecekti ancak bunu düzeltebilirdi Khun. Ne zaman Baam'ın yanında olmamıştı ki zaten? Ne zaman ona kol kanat germemişte yüzüstü bırakmıştı onu. Zirâ en çok o biliyordu Baam'ın sarışın kızı nasıl sevdiğini... Kezâ en çokta bu acıtıyordu ya..

Beklediği tepkiyi alamadığında kızın suratına baktı. Rachel yavaşça yüzünü yukarı kaldırdı. İfadesiz bir biçimde bakıyordu. Hatta neredeyse suratının kenarında bir sırıtış.

Bu Khun'un beyninde bir şeylerin yolunda gitmediği sinyalini çakarken anında dişlerini sıktı. Mümkün değildi. Eğer kız Baam'ı kaybetmek istemiyorsa ağlayarak yalvarmalıydı şimdiye kadar ona. Ama bir şeyi unutmuştu Khun. Rachel Baam'ı asla kaybedemezdi ki. Baam izin vermezdi...

Sarışın kız bir çığlık gömdü ortama. Hayır çığlıkla karışık bir kahkahaydı bu. O kadar ciddiye almıyordu ki karşısındaki rakibini, alay ediyordu onla.

"Bu beni durdurur mu sandın? Acınasısın sen. O ne yaparsam yapayım bana geri gelecek. Ne yaparsam yapayım peşimde aptal köpek yavruları gibi koşturacak. Ve Khun, sen sadece bu hikayede dışlanan bir yan karaktersin. Onun bana aşık olmasını yavaş yavaş izlediğin gibi, kendi ölümünü de yavaş yavaş hazır edeceksin."

Khun için sakin kalmak çok zordu o sıra. Ellerinin titremesine engel olmak, karşısındaki yüze bakmaya çalışmak çok zordu o an için. Çünkü biliyordu, eğer burda sinirlenip kendi kontrolünü kaybederse aralarındaki yarışmanın seyri değişecekti ve sarışın olan üstünlüğü elde edecekti. Buna izin veremezdi.

Bu yüzden güldü o da. Tıpkı sarışın gibi bir çığlık gömdü ortama. Çığlıkla karışık bir kahkaha.

Nihayet bitirdiğinde ise hiç olmadığı kadar ciddiydi. Sanki az önce gülen o değilmiş gibi bıçak gibi keskin bir şekilde değişmişti yüz ifadesi.

"İzleyelim ve görelim Rachel. Kimin kime aşık olacağını."

Ardından arkasını döndü. Kilidi çevirdi ve dışarıya adım attı. Sınıfa gidecekti ancak adımları merdiveni buldu. Alt kattaki erkekler tuvaletine gidip bu dersi düşünerek geçirmesi gerekiyordu. Sinirlerine hakim olmalıydı şuan için. Çünkü biliyordu, kızın sözleri doğruydu ve istemese de kalbinde bir yerleri gerçekten acıtmıştı.

°°°

Bir daha bu kadar uzun bir ara vermeyeceğim özür dilerim gerçekten, açıkçası hikayeyi okuyan birkaç kişiden geri dönüt almak beni mutlu etti

Yb önümüzdeki pazartesiden önce gelir, sözüm olsun :)

Don't ignore me.  [𝚔𝚑𝚞𝚗𝚋𝚊𝚖]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin