Pizzalar yendiğinde iki çocuğa da yavaşça uyku çökmüştü. Baam ikide bir gözlerini ovuşturuyor Khun ise kanepenin yanındaki sehpada duran kahvesinden bir yudum alarak uykulu gözlerindeki bayık bakışlarla televizyon ekranına bakıyordu.
Pizzalarını yerken Baam bir belgesel kanalı bulmuştu ve öylesine izlemeye başladıklarında birkaç aslanın avını yakalama sahnesinden sonra sevdikleri için kanalı değiştirmemişlerdi.
Baam üzerlerinde duran battaniyeyi daha sıkı sardı üstüne ve daha da yanaştı yanındaki mavi saçlı çocuğa. Onun sıcaklığı ve kokusu uyumasına çok iyi geliyordu ve Baam itiraf etmese de bunu çok seviyordu. Rahatlatıcı bir nane şekeri gibi kokuyordu Khun. Üstelik her zaman yanındaydı ve daima onun mutlu olması için çabalıyordu.
Baam düşünmeyen biri gibi gözükebilirdi, farkında değil gibi gözükebilirdi ama farkındaydı. Khun'un ona ne kadar değer verdiğinin ve onu ne kadar sevdiğinin farkındaydı.
Bunu kullanmak aklının ucundan bile geçmiyordu ancak istemsizce kendini böyle hissediyordu. Ne yapsa Rachel'den kaçıp Khun'a sığınmaya başlamıştı son günlerde. Farkındaydı bunun.
Nereye kadar böyle devam edebilirdi ki? Nereye kadar gidebilirdi bu böyle? Rachel ile arkadaşlığını bozmamak için ona yaptıklarını söyleyemiyordu. İster korkak ister aptal diyin ama Baam bunu yapamazdı. Onunla kavga ederse bağlarının kopacağını ve bir daha eskisi gibi olamayacaklarını biliyordu. Biliyordu bilmesine ama buna cesaret edemiyordu.
Alışmıştı Baam. Kızın yanında olmaya her daim onun peşinden gitmeye ve onun etrafında olup arkadaş olmaya alışmıştı. Baam için parlayan yıldız Rachel'di. Rachel için ise Baam. Ve Baam bu parlayan yıldızının ışıltısını kendi için bile çok görürken Rachel bu ışıltıyı kıskanıyordu.
Kahverengi saçlı kafasında dönüp duran düşünceleriyle kafasını Khun'un omzuna yasladı. Khun çocuğun yaptığı hareket ile yandan bir bakış attı Baam'a. Odadaki tek ışık kaynağı olan televizyon çocuğun suratını aydınlatıyor ela gözlerdeki sisli ifadeyi belli ediyordu.
"Ne oldu?" diye sordu bir anda. Bir şeyler olmuştu ve çocuğun moralini bir şey bozmuştu. Farkındaydı bunun. O gözlere çöken mutsuzluğun ve suratındaki gülümsemenin yerini alan düz çizgili dudakların halinden belliydi, Baam'ın zihninde dönüp duran düşünceler olduğu.
Baam şaşkınca kafasını kaldırdı karşısındaki çocuğun omzundan.
"Bir şey olmadı." dedi. Ardından başını önünde birleştirdiği ellerine doğru eğdi.
"Sadece Rachel ve ben eskisi gibi olabilecek miyiz diye düşünüyordum."
Üzgün bir sesle söylediği cümleler karşısındaki çocuğun zihnine ilişir ilişmez acı çektirmeye meyilli olmuşcasına kalbine işledi yavaşça. Khun duyduğu cümleyle yerinde donakalırken yanlış bir şey söylememek için dilini ısıyordu.
Onun cevap vermediğini gören Baam devam etti. İçini dökmek ve düşüncelerini biraz da olsa Khun'a açıklamak istiyordu. Bu sayede hem zihinsel olarak rahatlayacak hem de Khun ona doğru tavsiyeleri verecekti. Bu hep böyle olmuştu. Ne zaman çok düşünse olayı Khun'a danışır uzun uzun anlatıp ondan yardım isterdi. Khun ise verdiği tavsiyelerle ve ipuçlarıyla nokta atışı yapar her seferinde Baam'ın ona hayran kalmasını sağlardı. Kısaca Khun onu kahramanıydı.
"Biliyorsun.." diye başladı cümlesine Baam.
"Rachel ile ben ilkokuldan beri arkadaşız ve o bana hep bir şeyler öğretti. Yamlışlarımı gösterdi, hatalarımı düzeltti. Çoğu zaman bir aptal gibi veya çocuk gibi davransam da benim bu yönümü gizledi. Halının altına itledi. Ben belkide minnettar olmalıyım Rachele bunun için.. ama yapamıyorum Khun. Sadece... Sadece beni neden her halimle sevemiyor ki? Kötü yanlarımı gizleyip onları göstermemesi ve kapının ardına sürüklemesi güzel bir şey. Ama.. ama bazen düşünüyorum. Her şey sen ortaokulda bizimle arkadaş olduğunda başladı. Rachel'in aksine sen kötü yanlarımı gizlemiyordun Khun.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Don't ignore me. [𝚔𝚑𝚞𝚗𝚋𝚊𝚖]
FanficSarışın kız bir çığlık gömdü ortama. Hayır çığlıkla karışık bir kahkahaydı bu. O kadar ciddiye almıyordu ki karşısındaki rakibini, alay ediyordu onla. "Bu beni durdurur mu sandın? Acınasısın sen. O ne yaparsam yapayım bana geri gelecek. Ne yaparsam...