06

310 54 37
                                    

bekletmek istemedim sizi (˵ ͡° ͜ʖ ͡°˵) ehehe

•••

Rachel sağ elini hızla yanındaki beyaz fayanslı duvara geçirdi.

"Yanlız bırak beni!" diye bağırdı yanındaki her şeye şahit olan kıza. Sesi zaten küçük olan tuvalette yankı yaptığında saçlarını çekiştirdi hızla. Yanındaki kız anında yerinden sıçrayarak harekete geçmiş, kapıyı çekerek çoktan çıkmıştı tuvaletten.

"Nasıl?" diye fısıldadı sarışın kız. "Nasıl böyle bir hata yapabildim?"

Güçlü görünmek kolaydı, maske takmak kolaydı. Bir şeyleri belli etmeden beden dilini kontrol etmeyi öğrenmişti çoktan. Ancak bu demek değildi ki, gerçekten öyle olsun.

Söylediğinin aksine o ses kaydı planlarını epey bir bozabilirdi. İlk olarak eğer Baam o kaydı duyarsa muhtemelen ondan uzaklaşacaktı ve kızın aralarını eski haline çevirmesi 1 haftayı bulurdu, ki bu gayet uzun bir süreydi, ona ayıracak zamanı yoktu.

Sakin olmalısın diye düşündü kendi kendine. Sakin olmalısın. Ama gel gelelim her şey her zamanki gibi Baam'ın suçu değil miydi zaten? Yine o yapmıştı. Yine sinirlerinin tükenmesine ve sabrının taşmasına sebep olup halka açık bir yerde içinde biriktirdiklerini dışarıya dökmeye başlamıştı. Bu yüzden çocuğun suçuydu bu. Ne olurdu ki o sinir bozucu gözlerini daha az onun üzerine sabitleseydi ya da daha az onun yanında gezseydi. Çocuğa bakmak tıpkı bir hayvan beslemek kadar zordu. Bir o kadar da tiksindirici.

Çömeldiği yerde öylece durdu. Zemini temiz olmadığından dolayı fayansların arasına su girmiş çukurlara baktı. İlerideki çamurlu ayak izini gördü.

Hissizce inceliyordu tuvaletin her bir köşesini. Anlaşılan bu derse girmeyecekti. Çünkü kafasında bazı şeyleri düşünmesi gerekiyordu.

Tıpkı Khun gibi.

°°°

Kulağının içinde çalan zil sesini duymamak için yastığını sıkıca kafasına bastırdı mavi saçlı çocuk. Sinir bozucu ses inatla kulaklarını taciz ederken sinirle ofladı ve sesin kesilmeyeceğine emin olduğu için gözlerini araladı. Uykusu çoktan bölünmüştü ve bir daha uyuyamayacağını biliyordu. Boşa çabalamanın anlamı yoktu yani. Yatağından kalkarak komidinin üzerinde duran okuma gözlüklerini gözüne taktı ve hala alacaklı gibi çalan kapıya yöneldi.

Okuldan eve döndüğü gibi yığıldığı yatakta çok düşünmekten uyuyakalmıştı anlaşılan ve aslında uyandığı için şanslıydı. Eğer uyanmasaydı muhtemelen yarın sabahın köründe kalkacaktı. Akşam olmasından ve odasının kararmasından anladığı kadarıyla saat gece 12-1 civarları olmalıydı.

Gözlüklerinin ona yardım etmesini umarak bir yerlere çarpmamaya çalıştı ve kapı kulpunu aşağı indirdi. Aslında çok sık gözlük takmazdı ve ince camlı hafif yuvarlak çerçeveli gözlükler onun okuma gözlüğüydü sadece, bu yüzden bir gözlüğe ihtiyacı yoktu. Ama yine de bazen gözlerinin aşırı kamaştığı zaman kullanıyordu işte.

Kapıyı açmasıyla üzerine bir bedenin atlaması bir oldu. Dengesini kaybederken beline sarılan kollar hızla nefesini kesti ve 2-3 adım kadar geriye gitmesine sebep oldu. Eli kapı kulbunda kalakalırken  hıçkırık sesleri apartman boşluğunu ve koridoru dolduruyordu şimdi.

Şaşkınlıktan ne yapacağını bilemediğini farkettiğinde dudaklarını yalayarak toparlandı. Göğsünde yer edinen kahverengi saçlara bakılırsa Baam ona gelmişti. Gecenin bir körü.. Ağlayarak...

Farkettiği şeyle hızla bir kolunu çocuğun beline sardı ve diğer eliyle yüzünü göğsüne gömmüş çocuğun yüzünü kaldırdı yavaşça.

Don't ignore me.  [𝚔𝚑𝚞𝚗𝚋𝚊𝚖]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin