10. Bölüm|Buz Duvarları

110K 4K 322
                                    

The Neighbourhood - Everybody's Watching Me

8 Kasım 2015

Yarının uzak duramadığı bir geçmişin kirli sayfaları gökyüzünden okyanuslara düştü. Zamanın birinde kısa saçlarını tarayıp ayıran, parmak uçlarına kan bulaşmış bir kız çocuğu hüzünle gökyüzüne baktı. Bulutların arkasına gizlenmiş güneş sahip olmak için yanıp tutuştuğu buzdan kalbi eritmek için yeterince sıcak değildi. Onun yüzüne her baktığında ne kadar imkansız olduğunu kendine hatırlatıp duruyordu.

O kız çocuğu bendim.

Ala'nın hayatıma girdiği ilk günü hatırlıyordum. Bana dünyanın en tehlikeli canlısının insan olduğunu bir kez daha hatırlatan bakışı, çocuk kalbimi orta yerinden yarıp içeri sızmıştı. O günden sonra hayatımın her anını mavilerinin içinde yaşayarak geçirmek istemiştim. Küçük kız çocuğunun ince boynuna sarılan çıplak elleri bana ölümü hatırlatmıştı. Bu hiçbir zaman bir cinayet olmamıştı. Artık yaşamadığından emin olana kadar onu bırakmamış, sonra da ölü ruhunu bir kenara fırlatmıştı.

O ruh bana aitti.

Kalbim korktuğumun aksini söylüyordu. Dudaklarımın üzerine kapanan elin kime ait olduğunu bilmiyordum. Benim yaşlarımda olduğunu tahmin ettiğim bu adamı hayatımda ilk kez görüyordum. Avcunu bastırdığı dudaklarımın arasından bir küfür yükseldi fakat onun tenine çarpıp çaresizce köşesine çekildi. Bedenimi kendi bedeniyle kolonun arasına almış bizi gizlemeye çalışıyordu.

Göz ucuyla bakıp Rüzgar ve Gece'nin çıktığından emin olduğumda onu boş anından yakalayıp dizimi bacaklarının arasına geçirdim. Acıyla kıvranarak elini ağzımdan çekti ve bacaklarının arasına götürdü.

"Deli misin kızım sen?" Öfkeyle bir tekme daha savurdum fakat bu seferkini yakalayıp beni bacağımdan çekti. Dengemi sağlayamayıp popomun üzerine düştüm. Yüzüme dökülen saçlarımın arasından onu izliyordum. "Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Sesim şaşkınlık doluydu.

"Sakin ol." dedi ellerini havaya kaldırarak. "Beni fark etmeni beklemiyordum, korkup bağırmaman için ağzını kapattım."

"Ne halt yiyordun arkamda?" Dudaklarına bir gülümseme yayıldı ve ona bağırmama aldırmadan yere oturdu. "Hiçbir şey. Senin yaptığın şeyi yapmaya çalışıyordum, o ikisini izlerken seni fark ettim."

"Yalan söyleme." diye tısladım dişlerimin arasından. "İyi gizlenmiştim."

"Öyle olduğunu sanıyorsun." Sesinden eğlendiğini anlayabiliyordum. Nefesini dışarı verip ayağa kalktı ve bana elini uzattı. "İstemez." dedim hoşnutsuz bir sesle. Yerden kalkıp elbisemin arkasındaki görünmez tozları elimle silkeledim ve aramızdaki mesafeyi bir adım geri çekilerek açtım.

"Atahan ben." dedi ellerini ceplerine yerleştirerek. Bir kaşım havada onu izliyordum fakat bunun son derece kaba olduğunun farkına varıp kollarımı göğsümde kavuşturarak "Cemre." demekle yetindim.

"Okulda yeniyim, sen de ilk arkadaşlarımdan birisin." Yüzündeki şımarık gülümseme samimiydi. "Arkadaşın falan değilim ben senin." dedim sırtımı kolona yaslayarak. "Adımı söyledim diye arkadaş mı olduk hemen?"

"Keyfin bilir." dedi burun kıvırarak. Arkasını dönüp az önce Rüzgar ve Gece'nin çıktığı kapıya baktı ve adımları çıkışa yöneldi. Kafamın içinde yankılanan sese karşı koyamadım.

"Bekle biraz!" Adım atmayı kesip omzunun üstünden bana baktı. "Ne istiyorsun?" diye sordu. Az önceki keyifli sesi yoktu. "Kusura bakma." dedim kendimden beklemediğim bir ses tonuyla. "Beni kızdırdın, iyi davranmamı bekleyemezsin."

RÜZGARIN ATEŞİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin