Bir günde iki bölüüüm~
Önceki bölümü atlamayın lütfen~------------
Kısa hazırlık rutinimden sonra otobüste az kişinin olmasını fırsat bilerek boş bir yere geçtim. Kafamı cama yaslayıp kulaklığımı da taktıktan sonra daha huzurlu hissediyordum.
Aklıma gelenle yüzümde oluşan gülümsemeye engel olamadım.
" 'Bu şarkıyı çok seveceksin.' Bumie'nin elindeki kulaklığın tekini kulağıma takıp kafamı omzuna yasladım. Haklıydı... Şarkı gerçekten de çok hoştu. 'Güzlemiş'
Gururla gülümseyip saçlarımı okşamaya başladı. 'Bumie~?'
'Hmm' Kafamı kaldırıp gözlerine baktım. 'Bana şarkı söylesenee~'
Şaşkınlıkla yüzüme baktı. 'Şimdi mi?' Sevimlice kafa sallayıp gözlerimi olabildiğince açtım. 'Şu yavru köpek bakışlarını biraz daha atarsan seni öperim.' Tehditvari söyledikleriyle dudak da büzdüğümde gözleriyle etrafı süzüp dudaklarıma ufak ama etkili bir öpücük bıraktı.Gülümsemem olabildiğince genişlediğinde sonunda otobüsten inebildik. Beni kolunun altına alıp kafamı göğsüne yasladı.
🎶'Karanlık gökyüzünde
Mavi yıldızlar dökülüyor
Dayanamıyorum
Şimdi koşuyordum
O kapalı perdenin arkasında
Ne yapacağıma dair başka bir şey düşünme
Beni düşünmeni istiyorum
Bebeğim beni duy ben buradayım'🎶Sesi gerçekten bana huzur veriyordu. Sonlandırdığında duduaklarına hızla öpücük bırakıp geri çekildim. 'Lütfen devam et' Ofladığında yeniden yavru köpek bakışları atacaktım ki 'Hayır, yavru köpek bakışları yok.' Keskin bir dille dediği için ısrar etmedim.
Sesi her ne kadar mükemmel olsa da pek şarkı söylemezdi. Böyle nadir anlar da vardı gerçi. O yüzden olabildiğince söyletmeye çalışırdım...
'Sesini seviyorum Bumie~' Yüzüne beni huzurlandıran bir gülümse takındı. 'Üstünde çalıştığım şarkıdan Jackie~ Nasıl olmuş?' Kolunun altından çıkıp heyecanla ona döndüm. 'İlk ben mi dinledim şimdi?' Kafa salladığında ona sıkıca sarıldım.
Hatta o kadar sıkıydı ki az daha düşüyorduk. 'Sakin ol' gülerken söylediklerine aldırmadan sarılmaya devam ettim.
'OLAN VAR OLMAYAN VAR!'
Jin hyug'un cırlamasıyla birbirimizden ayrıldık. Okulun bahçesine girer girmez Seungmin kucağıma atladı. 'Hyung seni çok özledim.' Jaebum kıskanç bakışlarını üzerimizden çekmezken ayrıldık.
'Altı üstü bir kaç gün yoktum.' Onu kolumun altına alıp kantine ilerledim. Arkamdaki bakışları ise hissedebiliyordum. Yanına yaklaşıp
'Benim tek erkeğim sensin ve sen olacaksın Bumie~'
Dedim"
*
Çoktan okula girmiş çocukları izliyordum. Bacaklarıma yapışan bedenle yere eğildim. "Günaydın Youngjae." Bana kocaman gülümsemesini bahşedip uzaklaştı.
"Hasta mısınız bay Wang?" Mark'ın sesiyle yana dönüp yere oturup bağdaş kurdum. "Hayır, sadece biraz yorgunum Mark." Kafa salladığında Jinyoung da yanımıza geldi.
Yüzünde sevinçten çok endişeli bir ifade vardı. "Bir şey mi oldu Jinyoung?" Kafasını olumsuz anlamda sallayıp konuştu. "Bay Wang Kunpimook iyi gibi gözükmüyor?"
---------------
🎶Eoduwojin haneul-e
Palahdeon byeoldeul-i ssod-ajyeo
Bogopeun mam mos chamgoseo
Deolkeog dallyeoon jigeum
Jeo dadhin keoteun dwi neoneun
Mwol halkka ttansaeng-gag malgo
Nae saeng-gag-eul haess-eumyeon hae
Baby hear me I'm here 🎶Duygusalııımm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLAYPEN |Jackbum
Storie brevi[Tamamlandı] "İnanın çocukları çok seviyorum ama hiç bir bilim adamı bana beş tane -en büyükleri beş yasında- çocuğun nasıl bu kadar ses çıkarabildiğini açıklayamazdı. Youngjae ile olan uzun sohbet ardından da kunpimook ve Yugyeomla olan kovalamaca...