Yeni fic için bir h.o alırım gençler
Başladığınız tarihi alıyım şöyle şuraya➡➡➡➡
------------Sabah alarm sesiyle kalktığımda gözümden hâlâ akan uykunun geçmesi için ellerimle ovdum ilk önce. Kendime gelmeye başladığım banyoya yönelip işlerimi hallettim.
Acı bir kahve yapıp odama yöneldim. Üzerime siyah hoodi altıma da siyah kotumu giyip fincanın dibindeki son yudumu alıp koridora yöneldim. Şişme montumu üzerime geçirip hızla evden çıktım. İki katı inmiştim ki cüzdanımı almadığımı fark edip tekrar çıktım.
Yaşadığım aksiliklerin ve otobüste geçen can sıkıcı dakiklardan sonra sonunda küçük binanın önündeydim. Kapıya doğru ilerlerken parkta oynayan küçük bedenle o tarafa yöneldim.
"Hey Kunpimook! Bu soğukta ne yapıyosun?"
Hızla onu kucağıma alıp içeri ilerledim. Onu yere indirdiğimde kızarmış yanaklarla bana bakıyordu.
"İçerde çok sıkıldım bay Wang. Yugyeom da daha gelmedi."
Kafamı iki yana sallayıp montunu çıkardım. Hızla içeri koştuğunda kendi montumu da çıkarıp astım. Botlarımı da hızla çıkarıp içeri geçtim.
"Güüünaaaydııın"
Hepsinin işlerini bırakıp üzerime koşmasıyla yere yığıldım. Kafamı sola eğip dilimi çıkarıp ölü taklidi yaptım kendimce.
"Bay Wang artık bu numaraya inanmıyoruz."
Youngjae'nin hem beni dürtüp hem söylenmesiyle bir anda doğrulup onları kovalamaya başladım.
"Hepinizi yiycem küçük böcekler...hrrr..."
Herbiri çığlık atıp etrafta koşuşturuyordu. Kafam eğik olduğu için kime çarptığımı görememiştim. Kafamı yavaşça kaldırdığımdaysa karşımda Jaebum'u görmeyi beklemiyodum.
"Şey bay Im özür dilerim."
"Sorun değil. Ama yeni bir öğrencimiz var. Onu getirmek istedim."
Kafamı eğip arkasındaki çocuğa baktım. Çok masum ve şirin bir yüzü vardı. Dizlerimin üstüne çöküp ona yaklaştım.
"Merhaba ben Jackson Wang. Adını söylemek ister misin?"
"Fazla korece bilmiyor."
Kafamı kaldırıp Jaebum'u onayladıktan sonra tekrar ona baktım.
(İtalik kısımlar ingilizce konuşmalar)
"Merhaba. Ben Jackson. Adın ne?"
Yavaşça Jaebum'un arkasından çıkıp bana yöneldi.
"Adım Mark Yien Tuan."
"Kaç yaşındasın Mark?"
"5 yaşındayım"
"Burdaki çocukların en büyükleri sensin o halde. Onlarla tanışmak ister misin?"
Utangaç bir halde kafa salladığında ayağa kalktım. Jaebum hâlâ gitmemiş bizi izliyordu.
"Şey... artık bende. Sizi daha fazla meşgul etmeyim."
Konuşmamla kafasını hafif iki yana sallayıp Mark'ın başını okşadıktan sonra gitmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLAYPEN |Jackbum
Kurzgeschichten[Tamamlandı] "İnanın çocukları çok seviyorum ama hiç bir bilim adamı bana beş tane -en büyükleri beş yasında- çocuğun nasıl bu kadar ses çıkarabildiğini açıklayamazdı. Youngjae ile olan uzun sohbet ardından da kunpimook ve Yugyeomla olan kovalamaca...