Yazar delirdi.... Bugün hepsini atıcam....
İyi okumlarrr...
---------------
Arabama yaslanmış Jackson' ı bekliyordum. Bu sırada da otobüse teker teker binen çocukları sayıyordum. Hepsi bindiğinde çocuklarla ilgilenmesi gereken bayan Lee de yanıma gelmişti.
"Bay Im? Çocukların hepsi bindi. Yola hemen çıkar mıyız?"
"Hayır, beklediğimiz bir kişi daha var.O geldikten sonra gidebiliriz."
Kafamı çevirdiğim anda ise onu görmüştüm. Yanıma geldiği anda çaktırmadan kızı süzmüştü. Aradan yıllar geçmiş olabilir belki ama o asla değişmemişti.
Bayan Lee yanımızdan uzaklaşırken Jackie de arkasından gidiyordu. "Bay Wang siz benimle gelmeycek misiniz?"
İlk önce dönüp bekledi. Kısa bir bakıştan sonra ise önüne dönüp otobüse bindi. Ben ne yapmam gerektiğini biliyorum ama...
"Bayan Lee bakar mısınız?" Kadın bana döndüğü anda Jackson'ın kulakları da bu tarafa kesilmişti. Emindim.
"Bay Wang burada çocuklara göz kulak olur. Siz benim arabama gelmeye ne dersiniz. Yalnız yolculuk yapmayı sevmemde."
Kadın masumca yüzüme bakarken Jackson hızla otobüsten inip "Bay Im düşündüm de sizinle gelsem daha iyi olur." deyip arabaya gitti. Ön koltuğa biner binmez ise kapıyı sertçe kapattı. "Teşekkürler bayan Lee ama görüyorum ki fikrini değiştirmiş."
Eline zarif bir öpücük kondurup arabaya geçtim. Kemerimi takarken ise Jackie'nin söylenmelerini anlamaya çalışıyordum. "Yalancı!" Yüzümü ona çevirip anlamaya çalıştım. "Arabada yalnız seyahat etmeye bayılırsın sen."
Kahkaha atıp arabayı çalıştırdım. Bana böyle sitem ederken ne kadar sevimli göründüğünden haberi var mıydı acaba? "Sen de hâlâ eskisi gibisin." Bu sefer kafasını çeviren o oldu. "Yanımdaki her kadını çaktırmadan inceliyorsun."
"Öyle bir şey yapmıyorum bir kere!" Hem de nasıl yapıyorsun. "Ah, kesinlikle kuzenimi kıskanmadın yani?" Koluma sertçe vurduğunda ağzımdan minik bir inilti kaçmıştı. "Bunlar her ilişkide olabilecek olağan şeylerdi bir kere!"
Onu daha fazla sinirlendirmeden konuyu kapattım. Ama hazır yalnızken ve biryere kaçamayacakken açmam gereken başka konular vardı.
"Seni aldatmadım." Bana camdaki yansımamdan baktığını biliyordum. "Beni bir kez olsun dinleseydin, şu lanet ülkeyi terk etmeseydin sana her şeyi açıklayabilirdim."
"Bak o gece..."
"Bugün gerçekten özel bir geceydi. Çünkü Jackie ile ikinci yılımızı dolduruyorduk. Sofrayı sevdiği yiyecek ve tatlılarla donatmış kırmızı şarap şişelerini ise buz dolabına koymuştum. Sona ise üzerine ilk fotoğrafımızın olduğu pastayı saklamıştım.
Gerçekten çok heycanlıydım. Jackson'ın gelmesine çok az bir vakit vardı. Namjoon ve Jin hyung onu daha fazla oyalayamadıkları için umduğumdan erken geleceklerdi.
Kapının çalmasıyla önüne gidip elli kere nefeslendikten sonra kapıyı açabilmiştim. Karşımda duran minyon ve sarhoş olduğu bin kilometre uzaktan belli olan bedenle şaşkınlığımı gizleyememiştim.
'Yenjin senin burda ne işin var!?' Bedenini yasladığı yerden çekerken yere düşecekti. Onu tutup içeri çektim. Böyle özel ve güzel bir gündede sarhoş eski sevgili bana denk gelirdi. Hızla onu duşa sokup daha sonrada minik köpeciğim gelmeden yollayacaktım.
Banyoya girip iç çamaşırları kalacak şekilde üzerini çıkarttıktan sonra duşa kabine soktum. Kendine gelmeye başladığı zamanda önüne havlu tutup iç çamaşırlarını çıkarttırdım. Havluya sarılıp odaya girdiğinde ıslanan üstümden dolayı bende tişörtümü çıkardım.
Elime geçen ilk tişörtü ona vermek için yanına gittiğimde benden destek alıp ayağa kalktı. Sonrasındaysa dudaklarıma yapışmasıyla anın şokuyla onu itemedim."
"Sonra da sen gördün zaten."
Böyle uzun ve ruhen yorucu bir konuşmadan sonra piknik alanına geldiğimizi fark edip arabayı uygun bir yere park ettim. Bir şey yapmayacağını düşünüp arabadan inecektim ki kolumdaki baskıyla durdum.
Kapıyı kapatıp tekrar oturduğumda ise kafasını boynuma gömüp sarıldı. "Seni dinlemeliydim. Özür dilerim Bumie.Ama öyle görünce..."
Bende kollarımı beline sardım "Şşş. Onu eve hiç almamalıydım." Boynuma ufak öpücükler kondurduğunu hissettiğimde ise gerçek anlamda kendime gelmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PLAYPEN |Jackbum
Short Story[Tamamlandı] "İnanın çocukları çok seviyorum ama hiç bir bilim adamı bana beş tane -en büyükleri beş yasında- çocuğun nasıl bu kadar ses çıkarabildiğini açıklayamazdı. Youngjae ile olan uzun sohbet ardından da kunpimook ve Yugyeomla olan kovalamaca...