いちごロリポップ
𝖈𝖎𝖑𝖊𝖐𝖑𝖎 𝖑𝖔𝖑𝖎𝖕𝖔𝖕Kafasını kaldırdığında acımasızca batmıştı güneş genç oğlanın gözlerine. Kahvenin en yumuşak tonlarından birine bürünmüş saçları, sonbaharın kalıntısı olan soğuk rüzgar ile bozulup görüş açısını engellemişti. Okul yolunu adeta süslemiş olan kuru yaprakları ezerek geçerken dağılmış görüntüsüne eşti zihni. Dalgın adımlar ile okula girdiğinde bahçeye hafif bir göz atıp sınıfına ilerlemişti. Çantasını ahşap sırasına bıraktığında oldukça erken bir saatte girdiği sınıftan çıkması uzun sürmemişti.
Oldukça yavaş adımlarla oradan oraya sürüklediği bedeni en sonunda arka bahçede durduğunda temiz havayı doldurmuştu ciğerlerine. Soğuk havanın rengine bürünmüş gökyüzüne bakışlarını taşıdığında ayaklarının üzerine sallanıyordu hafifçe.
Geçen kısa bir süreden sonra bakışlarının yavaşça hedefini kaybedip etrafa dağıldığını fark etmişti. İrislerini banklarda oturan kişilere çektiğinde görüş alanına giren İseul'e doğru ilerlemek istediğinde bedeni ikilemde kalarak engellemişti onu. Normalde daha hızlı tekleyen kalbi. Onun adımlarına engelken, sadece izlemekti yaptığı. Ruhu genç kızın yanına gitmek için adeta yalvarırken, oğlanın bedeni buz kesmiş gibi hareket edemiyordu.
Orada öylece ne kadar süre dikildiğini bile bilmeden geçirdiği zamanın sonunda zihnini kendine getiren zil sesiydi.
Vücudunu kaskatı bırakan buzları eriten ise yanındaki bedenin sıcaklığı.
"Hey, günaydın."
İseul pürüzsüz ses tonu ile yanındaki oğlana selamını bahşederken, Taeyong çok beklemeden aynı şekilde karşılık vermişti genç oğlan.
Ona yabancı olan duygular sinsice bedenine sızarken, içten içe genç kıza konuşmayı devam ettirmesi için adeta yalvarıyordu.
"Ben, dün için sana teşekkür etmek istiyorum. Seninle yaptığımız konuşmadan sonra hiç hissetmediğim kadar iyi hissettim."
Genç kızın cümleleri ile oğlanın kusursuz yüzünde hafif bir tebessüm yeşerirken İseul sözlerini devam ettirmişti.
"Sana minnettarım, Gerçekten."
Taeyong ise cevabını büyük bir mütevazilik ile vermişti. "Seni iyi hissettirebilmiş olmam beni çok mutlu etti."
yere sabitlenmiş ayaklarını hafifçe oynatıp sınıflarına doğru ilerlemeye başladıklarında hafif bir sohbet esir almıştı genç ruhları.
kısa olan mesafeyi hemencecik tamamlayıp İseul'ün sınıfının önünde durduklarında genç oğlan, hızlıca kızla vedalaşıp gitmeyi planlarken, genç kız hafif utanarak sorduğu soru ile farkında olmadan kavurmuştu oğlanın bedenini.
"Taeyong, eğer sende istersen bu tarz konuşmaları daha sık yapalım mı?"
iyi okumalar💗
zaten birazcık yabancı olduğum bu kitaba yaklaşık yirmi gündür bölüm atmadığım için yazarken biraz garip hissettim nedense. alışmam için çok kısa bir süre rica ediyorum sizden.
her neyse kendinize iyi bakın<3
love y'all
ŞİMDİ OKUDUĞUN
converse ❦ Lee Taeyong
Fanfictioncₒₙᵥₑᵣₛₑ❧ Taeyong'un hayatı, gördüğü bir çift converse ile değişmişti. ˢ̶ᵗ̶ᵃ̶ʳ̶ᵗ̶ ̶ˡ̶ᶤ̶ᶰ̶ᵉ̶ ̶°̶ ̶¹̶⁴̶ˑ̶⁰̶⁶̶ˑ̶²̶⁰̶