いちごロリポップ
𝖈𝖎𝖑𝖊𝖐𝖑𝖎 𝖑𝖔𝖑𝖎𝖕𝖔𝖕Şeftali renginin en yumuşak tonlarında boyanmış gökyüzü, sanki bu güzel anı bozmak istemez gibi geceye direniyordu. Soğuyan havanın hafif meltemi genç kızın saçlarını savururken huzuru koklayabildiğini hissetmişti İseul.
Bacaklarına batan çimenlerlerin oluşturduğu his bile rahatsız etmezken, üst üste gelen anıları günün daha ne kadar güzelleşebileceğini düşünmesine sebep olmuştu.
Kötü şeylerde bile iyiliği kolayca bulabildiği bu kısacık zaman dilimi, bitmemeye yeminliymiş gibi akışını olabildiğince yavaşlatmıştı sanki.
Yanındaki boşluk bir anda soğukluğunu kaybederken, kulağına değen kumaş sesleri sebep olmuştu genç kızın gülümsemesine.
Taeyong, yanında getirdiği sıcacık hisle birlikte meydan okumuştu buz gibi havaya. Dağılan saçlarını kulağının arkasına sıkıştırıp bakışlarını yanındaki bedene yöneltti genç kız.
"Beklettiğim için özür dilerim. Ben-ah nasıl unuttum hala anlayamıyorum."
Taeyong zar zor düzenleyebildiği nefesinin ardından sıralamıştı cümlelerini. Hızlı hareket ettiği her halinden belli olan oğlanın yanakları ve burnu hafiften kızarmıştı soğuk havayı görünce.
İseul, genç oğlanın bu halinin şirinliğine gülse mi yoksa acele ettiği için üzülse miydi bilememişti. Ani bir kararla hafif tebessüm ederek genç oğlanın uzattığı kitabı nazikçe ellerinin arasına almıştı.
"Sorun değil. Bekleyeceğimi söylemiştim zaten."
Genç oğlan heyecanın sonucu ile özenle seçtiği kitapları evinde unutmuştu. Başlarda kendinde çok kızıp genç kızın sorun olmadığını belirten ısrarlarına karşı ne yapabileceğini düşünmüştü.
Sonra önceden, tesadüf eseri gördüğü küçük kitapçıya gitmeyi çözüm olarak üretebilmişti Taeyong. Tabii nefes nefese kalması da cabası.
Kısa bir süre bedenini dinlendirdikten sonra koyu irislerini, varlığını yanında sürdüren bedene çevirmişti.
Kitabın arkasında bulanan özet kısmını okumaya dalmış İseul'ün hafif gevşek tutturduğundan ötürü dışarıya dağılmış saçları, rüzgarla hareket ederken filmden çıkmış bir sahneyi anımsatmıştı genç oğlana.
İseul ise izlendiği hissi ile kafasını çevirip güzelce gülümsemişti.
"Konusu ilgi çekici görünüyor."
Taeyong, genç kızın cümlelerine karşılık belli belirsiz birkaç cümle kurmuştu. Anlamadığı için fazla üzerine gitmeyen İseul, kitabın kapağını genç oğlanın da görebileceği bir şekilde açmıştı.
Taeyong'un sıkılmasına yetebilecek bir zaman dilimi akıp gittiği gibi genç kız kulağına dolan melodi ile irkilmişti. Hafif şaşkın bakışlarını yanındaki bedene yönelttiğinde Taeyong gözleri ile batan güneşi işaret etmişti.
Genç kız karşılaştığı manzara ile şaşkınlığını birkaç ses ile belli ettiğinde Taeyong, kızın bu haline hafifçe gülüp kulaklığın diğer ucunu da kendi kulağına yerleştirmişti.
Normalden daha yakın duran güneş, göz acıtan rengini yumuşacık bir tona bırakmış, yavaşça yer yüzünü terk ediyordu. Esen rüzgarla birlikte sallanan yapraklar muazzam bir ortama ev sahipliği yaparken yan yana duran iki beden, içten içe bu anın son bulmasını engellemek istemişti.
iyi okumalar^ . ^
Bir önceki bölümden sonra geç geldi biliyorum, üzgünüm. Bir hafta sonra sınav haftam ve nefes almaya bile zor vaktim oluyor, bu yüzden yazmakta hayli zorlandım açıkçası.
İki haftalık bir süreçten sonra daha düzenli bir şekilde gelecek bölümler.
İzmir'de yaralanan, yakınlarını kaybeden veya zarar gören herkese başsağlığı, sağlık ve huzur diliyorum. Geçmiş olsun.
Kendinize iyi bakın(っ◔◡◔)っ ♥
love y'all💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
converse ❦ Lee Taeyong
Fanficcₒₙᵥₑᵣₛₑ❧ Taeyong'un hayatı, gördüğü bir çift converse ile değişmişti. ˢ̶ᵗ̶ᵃ̶ʳ̶ᵗ̶ ̶ˡ̶ᶤ̶ᶰ̶ᵉ̶ ̶°̶ ̶¹̶⁴̶ˑ̶⁰̶⁶̶ˑ̶²̶⁰̶