OCTAVIA
Bill Cadogan ve Bardolular kodu almıştı. Son Savaş'ın başlayacağının işaretleri verilmişti. Ancak 2 haftadır kimseden ses seda çıkmıyordu, Bill ortadan kaybolmuştu. Octavia ve diğerleri sığınakta kalmaya devam edip ne olacağımı planlamaya çalışıyorlardı. Clarke bu süreçte odasından neredeyse çıkmıyordu, kendini kaybetmişti. Octavia onu anlıyordu, kendisi de akıl sağlığını korumaya çalışsa da, içi içini yiyordu. Abisini ve ardından Gabriel ile Madi'yi kaybedeli 2 hafta olmuştu, her şeyin haksızlık olduğunu düşünüyordu. Bellamy'nin Cadogan'ın tarafına geçmesi onun için yeterince büyük bir şok olmuşken, ölmesi kaldırabileceği türden bir şey değildi.
Abisini çok özlüyordu, belli etmese bile yanında olmasını her şeyden çok istiyordu. Clarke'a onu öldürdüğü için öfkeli olup olmaması gerektiğini bile bilmiyordu. Hope için o aynı şeyi yapar mıydı diye kendine soruyordu, Clarke için Madi neyse Octavia için de Hope öyleydi. 10 yıl boyunca huzur içinde yaşamışlardı, Octavia uzun süre sonra ilk kez mutluluğu bulmuştu. Onun için bir kabus gibi olan Blodreina'yı unutup, yepyeni bir aile kurmuştu. İçindeki karanlıktan yavaş yavaş arındığını hissetmişti.
Ama Bellamy, onun için çok özeldi. Bellamy'nin eline doğmuştu, büyüme sürecindeki her anında Bellamy yanında olmuştu. Karanlığa kapanıp göz yaşları içinde "Korkmuyorum," diye fısıldarken, abisini ve onunla geçirdiği mutlu zamanları düşünmüştü.
Octavia artık Skairipa değildi, Blodreina da değildi, sadece huzur içinde yaşamak isteyen bir insandı. Clarke zaten yıkılmış durumdaydı ve vicdanıyla yaşaması gerekiyordu. Bundan sonra hiçbir şey Bellamy'i geri getirmeyecekti.
Octavia bunun farkındalığıyla yere çöktü, sırtını çatlamış duvara dayadı. Göz yaşlarının akıp gitmesine izin verdi. Bellamy'nin yalnız öldüğünü düşündü. Tüm arkadaşları ondan nefret ederken, kız kardeşine son kez sarılamamışken.
Hıçkırıkları artık odanın her bir köşesinde yankılanıyordu, kendi kendine "Tekrar buluşabilmek dileğiyle," dedi. Gözlerini kapattığında abisiyle yaşadığı tüm anılar gözünün önünden geçti. Ona layık bir veda olamamıştı, Bellamy çok daha iyisini hakediyordu. Herkesi her zaman korumaya çalışırken, kendini feda etmeye hazırken tek bir hatası yüzünden herkesin ona sırtını dönmesini haketmiyordu. Hepsi çok fazla hata yapmıştı, Octavia karşısında kırık aynaya buruk bir gülümsemeyle baktı. Orada Blodreina'yı görüyordu, kazanmak için her şeyi yapacak kadar aç. Kendi abisini ölüme terk edecek kadar acımasız.
Herkes gibi o da, yaptığı hatalar için affedilmişti. Abisinin de bunu hakettiğini biliyordu.
Kapı aniden açıldığında, Octavia göz yaşlarını koluyla hızlıca sildi. Kapı açıldıktan sonra Raven göründü.
"Ah, özür dilerim Octavia- ben-"
Octavia hafifçe gülümsedi, "Sorun değil," dedi. "Bir sorun mu var?"
"Yiyecek bulmamız lazım, herkes açlıktan ölüyor," dedi Raven. "2 haftadır sığınaktakilerle idare ediyorduk ama bu kattaki tüm yiyecekler tükenmiş."
"Unutmuşum, tüm erzaklar çöken katta kaldı," dedi Octavia hayal kırıklığıyla. "Hope nerede?"
"Emori'nin yanında. Murphy iki hafta sonra nihayet düzgün bir uyku çekiyor, Emori'nin yanında kalması için Hope'u görevlendirmiş."
Octavia, "Gerçekten ona çok değer veriyor," dedi. "Sence bir daha yürüyebilecek mi?"
Raven'ın bakışları bir süreliğine dondu, sonra "Bilmiyorum," dedi üzüntü içinde. "Ağır yaralandı. Clarke ve Jackson da bu konuda kesin bir şey söyleyemiyor."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
The 100: Simulation
Fiksi PenggemarYaşanan her şey, Ark'a girmiş bir nakliye gemisinin oluşturduğu bir simülasyondan ibarettir. Peki halk, akıllarıyla oynayarak onlara sahte bir dünya hazırlamış olan bu insanlara karşı nasıl bir tutum sergileyecek? UYARI: 7. sezon spoilerı içerir. N...