2.Bölüm "Tehlike"

77 17 15
                                    

-"Bakalım burda ne varmış. Hmm bir insan ve diğeride....
Bir KURTADAM. Bir dakika, ne? Bu mümkün mü? Kurtadamların soyu tükenmiş olmalıydı. Ama önemli değil.  Kurtadamların kanının çok lezzetli olduğunu duymuştum. Ama tadına bakma şerefine erişememiştim. Bugüne kısmetmiş."

-"Neden bahsediyorsun? Ne kurtadamı? Miharu kaçmamız lazım."

Miharu onaylarcasına başını salladı ve arkalarını dönüp koşmaya başladılar. Ama bunu öngören ve bir çok kurbanından da tecrübesi olan vampir çoktan hareketlenmişti bile. Arkası dönük koşan çocuğu bir çırpıda yakaladı.

-"Bırak beni!"

-"Yukineeeee!"

-"Miharu kaç çabuk, bunlar benim yüzümden başımıza geldi. Ç-çok çok özür d-dilerim..."

-"Asla, asla seni bırakmicam."

-"Yaşamalısın Miharu. Beni bu ağır yükle bırakma, koş çabuk!"

-"Hey vampir bozuntusu arkadaşımı hemen bırak!"

-"Merak etme kurtadam, sıra sanada gelecek."

-"Daha deminden beri ne saçmalıyorsun?"

Vampir o kadar acıkmıştı ki Miharu ile konuşmayı bırakıp bakışlarını Yukine nin boynuna çevirdi. Dişlerini gıcırdattı ve uzun bembeyaz sivri dişlerini Yukine nin boğazında gezdirmeye başladı. Tatmin olmuş bir ifade takınınca da ağzını, sivri dişlerini, çocuğun bembeyaz ve narin cildine geçirmek için olabildiğince açtı.

Yukine gözlerini kapatmış, boynunda tarifi edilemez acının hissini bekliyordu.

-"HAYIR DURR, YAPMAAAA!!!"

Miharu nun bağırması ile koşması bir olmuştu. Koşarken 'ne yapıyorum ben?' diye düşünmüş, durmaya çalışmıştı. Çünkü dosdoğru vampire doğru koşuyordu. Ama bedenine söz geçiremedi ve koşmaya devam etti. Ani bir hareketle sıçradı ve vampirin tenini ayağının tabanında hissetti.

O sırada Yukine beklediği acıyı hissedemeyince gözlerini hafifçe araladı. Miharu nun şaşkın ve korku dolu suratına baktı. Onun baktığı yere bakmak için kafasını çevirdiğinde gördüğü şey karşısında hem kanı donmuş hemde gözleri şaşkınlık içinde açılmıştı. Vampir duvara çarpıp düşmüştü ve yüzündeki ize bakaraktan Miharu nun onu ayağıyla tekmelediğini söylemek mümkündü. Ama şaşırdıkları şey Miharu nun ona vurmuş olması ya da vampirin duvara çarpması değildi. Duvarla aralarında en az 10 metre olmasıydı. Nasıl bir kuvvetle vurmuş ise duvar bile içeri çökmüştü. Duvarın hemen dibine baktığında, aldığı sert darbe ile kafası patlamış olan vampirin kendi kan gölünde oturuyor olduğunu gördü.

Yukine, vampiri 10 metre fırlatıp kafasının patlamasına yol açacak kadar şiddetli vuran arkadaşına kaçamak bir bakış attı.

Miharu da oldukça şokta idi. Kendini, ağzından bir kaç kelime dökmeye zorladı.

-"B-b-ben...."

Yukine koşarak Miharu nun yanına geldi. Elini tutarak onu çekiştirdi.

-"Boşver şimdi, hadi çabuk gidelim!"

İkiside tek kelime etmeden evin önüne kadar koşarak geldiler. Yeterince şokta oldukları için sadece el sallayarak ayrıldılar. Çok şey olmuştu ve ikisinin de zaman ihtiyaçları vardı...

------------------------

-"Sence buna ne sebep oldu?"

-"Emin değilim. Ama vampiri böyle hırpalayabildiğine göre oldukça güçlü olmalı."

Melekler vampirin parçalanmış kafasına ve böcek gibi ezilmiş yüzüne bakarak durumu kavramaya çalışıyorlardı.

-"Kim buldu bu cesedi?"

-"Gözcü melekler"

Melekler insanların güvenliği adına hep devriye gezerdi.

-"Belkide sadece bir vampir başka bir vampir ile bir beşer için kavga ediyorlardı."

Melek duvardan birkaç metre yürüyerek yerdeki çöküklüğü gösterdi.

-"Sanmıyorum. Bak, burası çok hafif ama ayak biçiminde çökmüş. Yani vampire sert bir şekilde vurduktan sonra ayağını yere koyarken yere de basınç uygulamış ve çökmesine neden olmuş."

-"İ-imkansız yaklaşık 10 metreden vurmuş ve kafasını parçalamış."

-"Evet ve vampirler bu kadar güçlü değildir."

-"Peki ya şeytanlar?"

-"Şeytanlar vampirlerden daha güçlü olsalar da pek sanmıyorum. Çünkü onlar rakibini delip deşmeyi ve acılı feryatlarını duymayı çok severler. Ama bu ceset tek seferde halledilmiş. Ayrıca şeytanlar kibirli yaratıklar oldukları için öldürdükleri her varlığın cesedine güç gösterisi yapmak amacıyla damgalarını koyarlar."

-"Yani bu ceset hem delik deşik değil hem de damga yok. Yani şeytan işi değil. Bir melek yapsaydı da haberimiz olurdu. Ayrıca melekler öldürdükleri varlıkların cesetlerini etrafta bırakmıyor. E insanlar da bu kadar güçlü olmadıklarına göre onlar da yapmış olamaz. Peki, bunu kim yaptı?"

-"Bir..............................kurtadam"

Yalnız KurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin