8. Bölüm "Tehlikenin Geciken Habercisi"

24 6 5
                                    



Miharu, okulun giriş kapısına vardığında meleklerin hala peşinden geldiklerini farketti.

-"H-hey, bi dakika. Benimle birlikte derse mi gireceksiniz?"

Erkek melek cevapladı:

-"Tabiki, sen heryerde tehlikedesin."

-"H-hayır, hayır derse girmenize gerek yok. Hem hergün derse girecekseniz hocalara ne diyeceğim. Hem o kadar insanın arasında hamle yapacaklarını sanmıyorum. Ayrıyeten olurda bir şey olursa hissedersiniz değil mi? Zaten amaçları beni öldürmek değil. Bu da demek oluyor ki beni kaçırırlarsa müdahale etmek için zamanınız var. O yüzden burada, okulun bahçesinde, dursanız yeterli."

İki melekte tamam anlamında başını salladıktan sonra Miharu,  okulun içine girip sınıfa yöneldi. Yukine çoktan gelmişti. Yukine, Miharu'yu gördüğü zaman belli belirsiz gülümsedi. Miharu, tam Yukine' ye ne oldu diye düşünürken aklına dünki olay geldi. Yukine dün onu dönüşüm geçirirken görmüştü. O bunu çoktan unutmuştu ve onu gördüğü şekil de mazeret uydurabileceği bir görüntü değildi.  Gerçekleri gördüğü için değil, en iyi arkadaşı olduğu için ona gerçeği anlatmalıydı.
O sırada ders zili çaldı. Zaten Miharu Yukine'nin yanında oturuyordu. Geçip hemen yanına oturdu. Yukine, bakışlarını Miharu'ya çevirdi ve göz göze geldiler. Miharu tam konuya girmek için ağzını açacakken arkalarında oturan Eleine araya girdi.

-"Hey duydunuz mu? Sınıf öğretmenimizin tayini çıkmış. Sınıfa yeni bir hoca gelecekmiş. Oldukça yakışıklı olduğu söyleniyor."

Miharu derin bi iç çekti. Aman ne önemli bir haberdi. Bunlar okul hayatında gayet normal olan bir şeydi. Neden bu kadar heyecanlanmıştı ki? Miharu yavaşça arkasını dönüp cevap verdi.

-"Açıkçası pek önems-"

Miharu, görüş alanına giren şey karşısında lafını bitiremeden aniden ayaklandı. Gözleri kapıdan içeri giren yeni hocaya takılmıştı. Hayal mi görüyordu? Gözlerini ovalayıp tekrar baktı. Bu nasıl mümkün olabilirdi?

Yukine, Eleine ve tüm sınıf bakışlarını, ani bir hareketle ayağa kalkan Miharu'ya çevirmişlerdi.

Bunu farkeden Miharu yavaşça yerine oturdu. Öğretmenden gözlerini ayırmıyordu. Miharu'nun bu halini gören Eleine sırıtarak sordu.

-"Az önceye kadar önemsemiyorum diyordun. Noldu? Onu görünce nutkun tutuldu. Erkek olsanda başka bir yakışıklı erkeği çekici bulabiliyormuşsun değil mi?"

Tekrardan sırıttı.

Miharu, gözlerini hocadan ayırmadan:

-"Ahhaha, evet öyle..." diyerek geçiştirdi. Eğer ki  kim olduğunu bilerek aynı şeyi söylemiş olsaydı kızardı. Ama onun hiçbir şeyden haberi yoktu. Hatta sınıftaki hiç kimsenin onun kim olduğundan haberi yoktu. Miharu, "Acaba benzetiyor muyum?" diye düşünerek tekrar tekrar baktı. Bu kan kırmızısı gözler ve kömür karası saçlar...

Hayır hata yoktu.

Bu,  İBLİS LORDU'YDU...


Lord, Miharu' ya kaçamak bir bakış  atıp sırıttı. Öğretmen kılığına girip ne yapmayı amaçlıyordu ki?

Lord öğretmen masasına doğru yürüyüp önünde durdu ve konuşmaya başladı.

-"Evet haşe- şey yani çocuklar, ben sizin yeni sınıf öğretmeninizim. Adım Sebastian. Tüm bir yılı birlikte köt- iyi geçinelim."

Miharu'ya döndü ve lafını tekrarladı.

-"Tüm yıl boyunca"

Miharu yavaşça yutkundu. Daha kötü ne olabilirdi ki?

Yalnız KurtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin