13

1.7K 179 89
                                    

Soobin kolundaki acıyla gözlerini açtı. Başı fena halde ağrıyordu ve kolu da uyuşmuştu. Kolunun üstünde yatan Yeonjun'u gördüğünde sebebini anlamıştı bütün gece aynı pozisyonda uyumuş olmalılardı.

Hyungunu rahatsız etmeden kolunu çekmeye çalıştı. Sonunda kurtulduğunda oturur pozisyona geçti. Gözü koltukta yatan Beomgyu'ya kaydı. Kendi üstüne birşeyler örtmüştü ama Yeonjun ile kendisi hem yerde yatmışlardı hem de üstlerine birşey örtmemişlerdi. 'Umarım hasta olmayız' diye geçirdi içinden Soobin.

Her yeri tutulmuştu ve kendine gelememişti bir türlü. Lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı. Dağılmış saçlarına, yarıya kadar açık düğmelerine ve şişmiş yorgun gözlerine baktı. Bir daha içmek istemediğini düşündü o an.

İçeri geri gidip boş şişeleri toplamaya başladı. O sırada aklına gelen görüntüyle şişelerden birini düşürdü. Gürültüyle diğer ikili de kalkarken ikisi de Soobin'e bakmaya başladı.

"Noluyor ya sabah sabah?"

Yeonjun esneyerek saçlarını karıştırdı. Soobin ise o an kızarmakla meşguldü. Düğmelerinin neden açık olduğunu da hatırlamıştı.

Soobin önce Yeonjun'un dudaklarına baktı, sonra eli otomatikman kendi dudaklarına gitti. Beomgyu bunu farketmişti. Aniden kahkaha atmaya başladı.

"Sen hatırlıyorsun oha!"

Beomgyu anırarak gülerken Soobin sus işareti yapıyordu. Yeonjun salak salak diğerlerine baktı.

"Neyi ya? Bişey mi oldu?"

Beomgyu bu sefer Yeonjun'a dönüp "sen de hatırlamıyorsun hassiktir çok iyi olay " diyerek gülmeye devam etti.

Soobin utançla yüzünü kapattı, Yeonjun'un yüzüne bakamıyordu.

"Yeonjun bende video var hatırlatmamı ister misin?"

Yeonjun hevesle kafasını sallarken Soobin telaşla "hayır, hayır yapma" diyordu.

Ama Beomgyu'daki piçlik değil mi? Zaten gösterip dalga geçmek için çekmişti videoyu.

Beomgyu telefonunu çıkartırken Soobin hızla ayağa kalktı.

"İzleyecekseniz bensiz izleyin gidiyorum ben."

Soobin eşyalarını çabucak toplayıp kaçarcasına evden çıktı. Yeonjun'un ise iyice kafası karışmıştı.

"Göster artık ne göstereceksen." İyice gerilmişti. Soobin bu kadar tedirgin olduysa kesin yanlış birşeyler yapmıştı.

Yeonjun videoyu izledikten sonra kocaman gözlerle Beomgyu'ya baktı. Oysa hala kıkırdıyordu.

"Biz neden öpüştük ki? Yani çok saçma niye?"

"Of her gün yapalım bunu çok eğlenceli."

"Sen yapsaydın görürdüm ben seni eşek kafalı."

Yeonjun, Beomgyu'nun kafasına vurduğunda Beomgyu acıyla inledi. Hep kafasına vuruyordu ve her seferinde daha da acımasızlaşıyordu.

"Hyung hep kafama vuruyorsun sonra da salak falan diyorsun. Vurduğundan beyin meyin kalmıyor ki napayım."

Yeonjun göz devirip ayağa kalktı. Beomgyu'nun telefonunu işaret etti.

"Bana o videoyu göndersene."

"Ne yapacaksın onu."

"Ya gönder. Ne yapacaksam yapıcam. Sanane"

Beomgyu videoyu Yeonjun'a gönderirken söylenmeye başladı. "Aman al naparsan yap çok da umrumda."

Yeonjun telefonunu kontrol ettikten sonra Beomgyu'ya döndü. Elleriyle kış kış hareketi yapmaya başlı.

"Hadi git artık evine duş alacağım. Okulu da kaçırdık zaten biraz daha uyumak istiyorum."

"Kovuluyor muyum şu an?"

"Evet Beomgyu açıkça belirttiğimi düşünüyorum."

"Soobin olsaydı kovmazdın ama." Suratını asarak eşyalarını toparlamaya başladı.

"Boş yapma ne alakası var?"

Beomgyu dil çıkartım "çok alakası var." deyip evden çıktı. Yeonjun ise ona terlik atmaya çalışırken kapıyı hemen kapattığı için terlik çarpıp yere düşmüştü.

Kısa bir duşun ardından eline telefonu aldı ve videoyu tekrar tekrar izlemeye başladı. Her izlediğinde farklı farklı duygulara kaplıyordu. Önce utanıyor sonra hoşuna gidiyor sonra da Kai aklına geliyor ve duygularından emin olmaya çalışıyordu.

Ama emindi Kai'ı her şeyden çok seviyordu. Fakat sanki bu hislerin aynısı Soobin için de geçerliymiş gibi hissetmeye başladı. Soobin en zor anlarında hep yanındaydı ve ona hep yardım etmişti. Uzun zamandır arkadaşlardı ve birlikte bir sürü de anıları vardı. Farketmeden ona da mı aşık olmuştu yani?

Videoyu son kez izledikten sonra bu sefer de sondaki Beomgyu'dan gelen sesleri düşündü. Sarhoşken onu Kai sanmışlardı ve aralarına almaya çalışmışlardı. Bu Soobin'in de Kai'a boş olmadığını göstermez miydi?

Kafasındaki soruların cevabını almak istiyordu Yeonjun yoksa delirecekti.

Rehberinden Soobin'i bulup aradı. Uzun bir süre açmamıştı. Yeonjun tam kapatacakken açtı.

Sessiz ve utangaç bir ses "efendim hyung." demişti. Yeonjun onun bu halini sevimli buldu.

"Nasılsın Soobin?"

"İyiyim."

"Bu kadar soğuk davranmana gerek yok."

"Ah, üzgünüm hyung... Sadece biraz utanıyorum."

Yeonjun kıkırdadı.

"Bir iki saate buluşalım mı? Seninle konuşmak istiyorum."

"Eğer dün gece hakkındaysa ben çok özür dilerim. Sarhoştum ve gerçekten ne yaptığımı bilmiyordum. Söz veriyorum bir daha öyle birşey olmayacak. Senin Kai'ı sev-"

Soluksuz konuşan Soobin'i durdurdu Yeonjun.

"Taramalı tüfek gibi tak tak tak tak konuşuyorsun, az nefes al."

"Üzgünüm hyung."

"Evet dün gece hakkında konuşmak istiyorum ama sadece o da değil. Başka bir konu hakkında da emin olmam gerek."

"Hangi konuda?"

"Buluşunca söylerim. 2 saat sonra kafede buluşalım tamam mı?"

"Pekala. Görüşürüz o zaman."

"Görüşürüz."

______________

Arkadaşlar ilham perilerimi bulamıyorum gören var mı?

Bir bölüm yazmak bu kadar zor olmamalı Allah'ım çıldırcam

✓ beatiful than all loves, yeonbinkaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin