3

2.6K 240 191
                                    

Yeonjun: Taehyun denen şerefsiz Kai'nin sevgilisi olduğunu iddia ediyor?

Beomgyu: nE!

Soobin: yalan amk

Kai bana hiç söylemedi kesin yalan

Sakin olun

Yeonjun: nerden biliyon lan?

Soobin: Kai bana her şeyi anlatır çünkü

Beomgyu: neden o çocukla o kadar yakınsın?

Soobin: annemler yakın işte amk

Mecbur yakınız yani

Yeonjun: yalan olduğuna eminsin yani

Soobin: evet

Yeonjun: yinede içim rahat değil

Kai'la tekrar konuştuğunuzda sorsana

Soobin: off tamam sorarım

Yeonjun: iyi haberler getir bana Soobin ♥️♥️

-------------------------

Soobin telefonu kapatıp yatağında oturan Kai'ya baktı. Sırtını duvara yaslamış ve bacaklarını kendine doğru çekmişti. Kucağında Kai'ın Soobin için aldığı tavşan şeklindeki peluşu vardı. O oyuncağı Soobin'in doğum gününde vermişti Kai. Verirken 'sana benziyor hyung, aynısından kendime de aldım böylece her zaman yanımdaymışsın gibi olacak.' demişti. Soobin bu hareketinin çok sevimli olduğunu düşünmüştü ve hala öyle düşünüyordu. Kai zaten genel olarak çok tatlı biriydi.

Kai, hyungunun ona baktığını hissetti ve gözlerini ona çevirdi. Aynı zamanda "noldu hyung?" demişti.

Soobin, Kai'ya gülümsedi Taehyun ile olan ilişkisini sorması gerekiyordu. Sadece arkadaş olduklarına emindi ama Yeonjun'u rahatlaması gerekiyordu.

"Hey Kai, Taehyun'la ne zamandan beri arkadaşsınız?"

Kai bir süre düşündü. Taehyun'la ortaokulda tanışmıştı o zamanlar Kore'ye yeni gelmişti ve kimseyi tanımıyordu. Okulda onunla konuşan ilk kişi Taehyun olmuştu. Bu yüzden Taehyun'un yeri Kai'da çok farklıydı. Aynı şey Soobin için de geçerliydi, mahalleye taşındıklarında Soobin kendisine çok fazla yardım etmişti. O her zaman en sevdiği hyungu olacaktı.

"Ortaokulda tanışmıştık, Kore'ye ilk geldiğimiz yıl. Neden sordun?"

Soobin omuz silkti "hiç, sadece çok yakın görünüyorsunuz sürekli ondan bahsediyorsun."

Kai biraz utandı. Sürekli ondan bahsettiğini hiç farketmemişti. Hyungunun kafasını şişirmiş olmalıydı.

"Özür dilerim hyung, çok konuşuyorum değil mi? Başını ağrıtmış olmalıyım."

Kai kafasını öne doğru eğdi. Gerçekten kendini kötü hissediyordu. Soobin ise bu halini garip bulmuştu. Kai çok sessiz ve utangaç biriydi, çok fazla konuşmazdı özellikle ilk tanıştıklarında lafı ağzından cımbızla alırdı. Hala da kendini çok fazla dışa vurmadığını düşünüyordu Soobin.

Soobin kıkırdadı ve kafasını iki yana salladı "hayır Kai, demek istediğim o değildi. Çok konuşmuyorsun hatta az bile konuşuyorsun. Bazen keşke daha çok sohbet edebilsek diye düşünüyorum. Anlattığına göre Taehyun'la  benle olduğundan daha samimi gibisin hem de ikimizle da aynı zamanda tanışmana rağmen. Ben de merak ettim sadece."

Kai şaşırmıştı, evet Taehyun'la daha rahat konuştuğu doğruydu ama bunun sebebi Soobin'in Kai'dan büyük olmasıydı. Saygılı olması gerektiğini düşünüyordu. Ama madem hyungu daha samimi olmak istiyordu, Kai bunu memnuniyetle kabul ederdi.

"Ben böyle düşündüğünü bilmiyordum hyung. Benden büyük olduğun için saygılı konuşmam gerekiyormuş gibi hissediyordum o yüzden hiç sana Taehyun'a davrandığım gibi davranmadım ama ben de seninle daha samimi olmak isterim."

Soobin Kai'ın söylediği şeyle mutlu olmuştu. Açıkçası Taehyun'u biraz kıskanıyordu. Kai ondan bahsederken hep eğleniyorlarmış gibi geliyordu kulağa. Ama Kai kendisine karşı fazla resmi bir tavır takınıyordu.

Soobin sevinçle ellerini birbirine vurdu. "O zaman bundan sonra benimle mesafeli olma. Hyungun olabilirim ama aramızda pek bir yaş farkı yok. Rahat ol yani."

Soobin ışıl ışıl gülümsemesini Kai'ya bahşederken Kai hyungunun çok yakışıklı olduğunu düşündü. Hem çok iyi birisiydi hem de olağanüstü bir güzelliği vardı.

Kai'da gülümsedi ve "tamam hyung rahat olacağım." dedi.

"O zaman açıkça soracağım." Soobin hızla Kai'ın yanına oturdu.

"Taehyun senin için sadece arkadaş mı?"

Kai kafası karışmış bir şekilde hyunguna baktı. Sadece arkadaşıydı tabi ki başka ne olabilirdi ki?

"Elbette hyung sadece arkadaşım."

Soobin Kai'ın omzuna hafifçe vurdu. "Hadi ama Kai, sürekli ondan bahsediyorsun ve gözlerin parlıyor, heyecanlanıyorsun bu ondan hoşlandığın anlamına gelmez mi?"

Soobin Kai'ın Taehyun'dan hoşlanmadığını, sadece arkadaşı olarak gördüğünü biliyordu ama yinede biraz abartmaktan kimseye zarar gelmezdi.

Kai çok şaşırmıştı. Arkadaşından hoşlanmıyordu bundan emindi. O kızları seviyordu.

"Hyung 1. si Taehyun sadece arkadaşım 2. si ben kızlardan hoşlanıyorum."

Soobin bundan da emindi.

"Bence farkında değilsin. "

"Hayır hyung eminim."

"Hoşlanmadığından mi gay olmadığından mı?"

"İkisinden de eminim."

Soobin güldü. Kai'ın erkeklerden hoşlanma ihtimali Yeonjun'un kendisini sevme ihtimali gibiydi. Yani imkansız.

"Peki öyle olsun."

Aralarında bir süre sessizlik oldu. O sırada Kai, Taehyun'a olan davranışlarını düşündü ve evet hepsi arkadaşça davranışlardı. Hyungunu böyle düşünmeye iten neydi o zaman.

"Pekala o zaman sana birşey söyleyeceğim. "

"Nedir hyung"


"Ben erkeklerden hoşlanıyorum. Ayrıca 2 yakın arkadaşım da erkeklerden hoşlanıyor." Soobin hafifçe kıkırdadı. Madem kendini ifşa ediyordu iki tatlı arkadaşı da ifşa olmalıydı.

Kai ise dilini yutmuşcasına susuyordu. Bu itiraf çok ani gelmişti ve ne diyeceğini bilemiyordu.

"Şaşırdığının farkındayım Kai, birşey söylemek de zorunda değilsin. Tek istediğim anneme söyleme haberi yok tamam mı?"

Soobin işaret parmağını kendi dudaklarına bastırdı ve 'şşt' diye bir ses çıkardı. Kai ise sadece başını sallamakla yetinmişti.

__________________

Hikayeyinin burdan sonrasını nasıl bağlayacağım hiç bilmiyorum xhsbufsbcuxbhsg





✓ beatiful than all loves, yeonbinkaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin