3. Bölüm

2.7K 240 11
                                    

Luhan gözlerini yüzüne vuran güneş yüzünden ağır ağır açmıştı. Ne kadar homurdansa da hoşuna gitti. Ne kadar yakıcı ve sıcak olsa da seviyordu.

Saatine baktığında Kyungsoo'nun gelmesine biraz daha vakit olduğunu gördü. Yeni bir gün ve yeni kararlar diye düşündü.

Arkadaşıyla konuştuktan sonra kararını verecekti. Onun fikirleri onun için önemliydi. Düşüncelerini her zaman dürüstçe söyler kararlarında yardımcı olurdu. Şimdi onun eleştirel düşüncelerine tekrar ihtiyacı vardı. Ne kadar korksa da tepkisini merak ediyordu.

Telefonunun titrediğini hissetti. Amcası uyanmasın diye titreşime almıştı. Odadan çıkarken telefona cevap verdi.

"Soo geldin mi?"

"Kafeteryadayım."

"Hemen aşağı iniyorum."

Luhan biraz paniklemişti. Kyunsoo'nun yanına yaklaştıkça korku ve merak tüm kan akışını hızlandırmıştı.

*****

"Soooo hoşgeldin." kollarını açarak arkadaşına sarıldı.

"Hoşgelip gelmediğimi seni dinlediğimde anlıcam Luhan."

"Soo gel şöyle oturalım." arkadaşını ferah , aydınlık ve cam kenarında bir yere oturtup konuşma için güvenli bir ortam hazırladı. Çünkü Kyungsoo'nun nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordu.

"Soo birşey içer misin?" tüm sevimliğini kullanarak sordu.

"Luhan oyalama beni hemen konuya girmen senin için iyi olur. Çünkü sinirlenmeye başladım."

Sinirlenmiş bir Kyungsoo hiç iyi değildi. Çünkü gözü kimseyi görmezdi. Ama nasıl başlayacağını bilmiyordu. Biraz düşündükten sonra Kyungsoo'nun gözlerinin içine bakarak konuya girdi.

"Soo amcamın hastalığını biliyorsun. O gün işten çıktığımda hastaneden aradılar ve amcamın hastane de olduğunu söylediler. Doktorla görüştüğümde amcamın 1 ay içinde ameliyat olması gerektiğini ve bu sürenin uzatılmamasının önemli olduğunu ameliyat ücretinin de 20 milyon won olduğunu söyledi." Kyungsoo sessiz bir şekilde dinlerken devam etti. "Kafeteryada oturup 20 milyon wonu nasıl bulacağımı düşünürken bir kadın yanıma yaklaştı ve masaya izin isteyip oturdu. Çok üzgün göründüğümü ve yardım edeceği bir şey olup olmadığını sordu. Bende şakayla karışık 20 milyon verirse güzel olacağını söyledim. Kadın parayı verebilceğini ama karşılğında ülkesine gelip ona yardım etmemi söyledi." Kyungsoo'nun tepkilerini ölçtü ama tepkisizce kendisini dinlediğini gördü. Konuşmasına devam etti.

"Ben biraz sinirlenerek kadına çıkıştım. Dalga geçmemesini söyledim. Ama kadın dalga geçmediğini adımı ,evimi ,okulumu ,işimi ve amcamın hastalığını bildiğini söyledi. Şasırmış ve korkmuştum. Ama kadın ciddi olduğunu isminin Oh Sunhi olduğunu Roselya ülkesinden geldiğini söyledi." diye bitirdi.

Kyungsoo hafif öksürerek konuşmaya başladı.

"Luhan o kadına güvenemezsin. Sana yalan söylüyor olabilir. Kartlarını açık oynamamış. İsmini ve ülkesinin ismini vermesi birşeyi değiştirmez. Hem öyle bir ülke olduğunu nerden biliyorsun. Çok şüpheli." Kyunsoo'nun karşı çıkacağını biliyordu ve anlatmaya devam etti.

"Biliyorum Soo tabiki de teklife direk atlamadım. Araştıracağımı kararımı ondan sonra vereceğimi söyledim." Kyungsoo masaya sertçe vurarak cevap verdi.

"Yani ciddi ciddi düşüneceksin öyle mi? Sen aklını peynir ekmekle mi yedin? Neden teklifi hemen geri çevirmedin?"

"Soo anlamıyorsun bu amcamın son şansı olabilir. Teklifi reddetdim diyelim 20 milyonu 1 ay içinde nasıl bulacam. O yüzden hemen reddetmedim. Hem araştırdım. Öyle bir ülke var ve bizim ülkemizle dostane ilişkiler içindeler. Korece isim kullanıyorlar bunun nedeni kendi savaşlarında onlara yardım etmiş olmamız. "

"Anlıyorum seni Luhan ama bu çok ciddi bir karar. Diyelim ki teklifi kabul ettin Koreden ayrılıp başka bir ülkede yaşıycaksın bunu yapabilir misin? Amcanı bırakıp gidebilir misin? Hem ayrıca okulun ne olacak?"

Çok yerinde bir soruydu evet Kyungsoo'nun dediği gibi amcasını ,okulunu ve arkadaşını bırakıp gidebilirmiydi. Tabiki normal şartlar altında gidemezdi. Söz konusu amcasıysa yapabilirdi. Böyle düşünüyordu. Daha doğrusu düşünmek istiyordu. Evet kararını vermişti. Teklifi kabul edip amcasını sağlığına kavuşturcaktı. Bu kumarı amcası için oynayacaktı.

"Soo teklifi kabul edeceğim. Zaten okula amcama ve kendime iyi bir hayat sunmak için gidiyordum. Şu anda bunu başarabileceğim bir fırsat geçti elime. Amcam ailemden kalan tek insan ona birşey olmasına izin veremem. Sağlığına kavuşması için herşeyi yaparım. Bu benim için çok önemli."

"Luhan şu an da çok çaresiz hissediyorum. Keşke param olsaydı keşke maddi durumum iyi olsaydı da 20 milyon won çıkarıp verebilseydim. Sende böyle hayatını değiştirecek birşey yapmazdın. " Kyunsoo gözyaşları içinde konuştu.

Arkadaşının duygularını derinden hissediyordu. Ağlamasını istemiyordu. Çünkü bu onun kendi kararıdı. Onun yanında olduğunu bilmesi bile yetiyordu.

"Soo ağlama birazdan gözyaşlarında boğulacam. Boğulmamı istemezsin değil mi? Benim için şu kalp dudaklarınla çok azcık gülümse."

Kyungsoo Luhan'ın istediği gibi kalp dudaklarıyla gülümsedi.

"Luhan her zaman yanındayım. Kararını doğru olmadığını düşünsemde başka çarenin olmadığını da biliyorum. O yüzden fighting. "

Kyungsoo'ya kendisinin de ihtiyacı olan morali verdikten sonra yapacak son şey kalmıştı. Oh Sunhi ile görüşüp kararını bildirmek.

***

"Alo!" dedi çekingen bir sesle.

"Buyrun ben bayan Sunhi'nin yardımcıyım. Nasıl yardımcı olabilirim."

"Ben Luhan bayan Sunhi ile görüşmek istiyordum."

"Bir dakika beklerseniz kendisine haber vermem lazım."

"Alo Luhan-ahi kendisine aktarıyorum. Hattan ayrılmayın." Luhan heyecanla beklerken. Telefondan ses geldi.

"Luhan merhaba nasılsın. Aramana çok sevindim."

"İyiyim teşekkükerler. Teklifinizi düşündüm ve kabul ediyorum. Amcamın sağlığına kavuşması karşılığında ülkenize gelip size yardım edeceğim."

Royal ProposalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin