"Suç sende Nalan," diye söyleniyordum kendi kendime. Salondan geçip merdivenlere yöneldim. "Suç sende... Onda değil. Adam seni suçluyor ama öpünce aklın başından gidiyor. Ona bu cesareti sen veriyorsun! Ah, ah... Şartlar eşit olsaydı ona nasıl davranacağımı bilirdim ben!"Merdivenleri koşar adımlarla tırmanırken, yine onun sesini duydum.
"Nalân!"
Sesi çok kızgın geliyordu. Tamam inatlaşıyorduk ama böyle bağırmasını hak edecek bir şey yapmamıştım.
Ama bu defa durmadım ve merdivenleri daha hızlı çıkmaya çalıştım. Peşimden geldiğini duyuyordum ama tek isteğim şu an odama kapanmak ve uyumaktı. İkinci kattan üçüncü kata çıkacağım sırada koluma sarılan bir el beni geriye doğru âdeta savurdu.
Yine düşecektim ki, korkuyla minik bir çığlık attım. Ancak eliyle ağzımı kapatarak, beni sağdaki odalardan birinin önüne getirdi. Sırtımı göğsüne yaslamış, koca eliyle ağzımı burnumu kapatmıştı. Çırpınarak ağzımdaki elini açmaya çalışıyor, yürümemek için direniyordum ama o, diğer eliyle belimden tutarak beni havaya kaldırdığında, ona karşı direnemeyeceğimi farkettim. İnsafına kalmış gibiydim. Ayaklarım havadaydı. Çırpınıyor, "Bırak beni!" diye bağırıyordum ama sesim avucunun içinde boğuluyordu.
Ne yapacaktı bana?
Bunun korkusu, dehşeti sarmıştı içimi. Ne yapacağımı düşünüyordum. Ne yapabilirdim? Nasıl kurtulabilirdim ki elinden? Ben onu biliyorum, elinden sağ kurtulan bir kişi bile olmamış ve şimdi o listeye benim adım da eklenebilir. Ya da çok başka şeyler olabilir...
Ayaklarımı kapının girişine dayadım ve girmemek için direndim. Bir yandan da ağzıma kapadığı elini açmaya çalışıyordum ama bu fazla uzun sürmedi. Bir eliyle belimden tutarken, diğer eliyle pervaza yasladığım ayaklarımı çekip, hızlıca içeriye soktu ve kapıyı kapattıktan sonra sırtımı duvara yasladı. Ancak ağzımı tutmaya devam ediyordu. Karanlığa alışan gözlerimle onu görmeye başladım.
"Sessiz ol!" diye fısıldarken, kapıya bakıyor, dinliyor gibiydi. Ne yaptığına anlam veremiyordum.
Ve tam o anda bir ses yükseldi. Mehmet Akcan avaz avaz bağırıyordu.
"Nerede o orospu?!"
Gözlerim dehşete düşmüşçesine büyüdü. Akın gözlerime baktığında, "Varmış değil mi bir bildiğim?" deyince, başımı aşağı yukarı salladım.
Ağzımdaki elini çekmeden cebinden telefonunu çıkarıp birini aradı ve telefonu kulağına götürdü. Telefonu ilk çalışta açıldı. "Dinle... Hemen evin sağ tarafına gel, hemen!" Fısıltıyla bile bağırabilmek gibi bir yeteneğe sahipti. Kiminle konuşuyordu? Ne oluyordu böyle?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÂLİM (KİTAP OLDU)
General Fictionİlk kitap Odessa Yayınevi ile kitaplaştırılmıştır. "Sen nasıl bir insansın ya?!" Diye bağırdım. "Böyle biriyim, çünkü sen kibarlıktan anlamıyorsun." Kendimi tutamadım ve yüzüne tükürdüm. Gözlerini kapatıp açtı ve ensemi bırakıp, polisler gelmeden ön...