Bölüm 1- Papatya Tacı

24 1 1
                                    


      Değerli kelimesi ne de özel bir kelimedir aslında. Kimine değer olan şeyler kimine asla değmez. Sadece insandan insana değişir bu kelime. Yeri gelir bazı kimseler hayatınızda her şeyden daha değerli olur. Hayatınızda baş tacı yaparsınız. Benim en değerlim ne diye soracak olursanız. Cevabım tereddütsüz Busem olur. Lise üçten bu yana 5 senedir benim baş tacım, kalbim. Açık kumral uzun saçları her daim bahar gibi kokardı. Saçlarını savurduğu an mevsim kış olsa bile kalbimde çiçekler açar bahar gelirdi. Mavi iri gözleri hep sevgi dolu baktı bana. En çokta güzel gülümseyişini , en çokta gülümsediği zaman gözlerinin kenarlarının kırışması.... Satış görevlisinin konuşması ile düşüncelerimden arındım.

''Çok güzel bir tek taş. Hanımefendi çok şanslı.''

''Ben şanslıyım.'' Diye tebessüm ettim. Yüzüğe biraz daha baktıktan sonra kutusunu kapatıp satış görevlisine doğru yakınlaştırdım.

''Evet bunu almak istiyorum.''

Mağazadan çıktıktan sonra Busenin en iyi arkadaşı olan Sedefi aradım.

''Alo, hallettin mi Alp?''

''Hallettim. Her şey tamam yüzüğü hallettim. Hafta sonu kumsala götüreceğim.''

''Bu sakin olan kumsaldan mı bahsediyorsun?''

''Aynen Sedef. Her şeyi ayarladım. Ona çok güzel beyaz omuz askıları düşük tül elbise aldım. Peri gibi olacak. Birde benim papatyamın en sevdiği çiçek de papatyaysa ne yapmış olabilirim?''

''Kocaman bir papatya buketi?'' diyerek kikirdedi.

''Evet güzel de bir papatya tacı yaptırdım. Çok heyecanlıyım Sedef. Artık her sabah onun gül yüzünü görebileceğim içim içime sığmıyor çok seviyorum senin şu çatlak arkadaşını.''

''Enişte bilmem mi? O da seni çok seviyor. Umarım ömür boyu hep mutlu olursunuz, ben elimden geleni yapmaya hazırım.''

''O zaten benim yanımdaysa mutluyum biliyorsun. Neyse güzellik ben kapatayım tek tük ufak işlerim kaldı zaten. Hafta sonuna şurada iki gün kaldı.''

''Öpüyorum enişte. Dikkat et.''

Telefonu cebime koyup arabaya doğru yürüdüm. Emniyet kemerimi bağladıktan sonra Buseyi aradım. Saat öğlen biri geçiyordu ama bizim uykucu hala uyuyordu. Birkaç kez çaldıktan sonra uykulu sesiyle konuştu.

''Efendim aşkım.''

''Hadi uyuyan güzel, geliyorum bir saate hazırlan öğlen yemeği yiyelim.''

''Aşkımm bir saate nasıl yetişeyim daha kahval-''

''Şş zaten yemek yiyeceğiz. Bir saate de giyinirsin. Hızlı güzel bayan. Hızlı.''

''Peki bayım. Öpüyorum kocaman.''


''Bende seni sevgilim.''

Bir saat sonra kapısının önünden onu almaya gelmiştim. Kapının önünde bekliyordu. Saçları kıvır kıvır belinden aşağı dökülüyordu. Gri mini bir penye elbise, hasır büyük bir kol çantası. Hasır sandaletleri ile oldukça tatlı, güzel duruyordu. Güneş gözlüğünü saçının tepesine takarak beni görünce kocaman güzel gülüşü ile arabaya doğru geldi. Kapıyı açıp yanağıma küçük bir öpücük verdi. Çok sevdiğim papatya kokusu bütün arabayı sarmıştı. Huzurlu hissediyordum.

'Hoş geldin canım.''

''Hoş buldum hem de çok hoş buldum. Ben bu yüzü görüp de nasıl hoş bulmayayım.'' Diyerek yanaklarımı sıkıp dudağıma bir buse kondurdu. Bende onu öptükten sonra emniyet kemerini işaret ettim. Taktıktan sonra yola doğru çıktık. Buse yine istediği pop müzikleri açıp arabada dans edip her zaman ki gibi beni de dans ettirmeye çalıştı. Sevdiğimiz bir restorana gelip yemeklerimizi sipariş ettik. Kırmızı ojeleri güzel pamuk gibi elini avuçlarımın arasına alıp ellerine bir öpücük kondurdum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 27, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

PAPATYA KOKUSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin