Lexina sargıyı sıkıca koluna sardı. Çatıda tek başındaydı. Derin bir nefes aldı ve dizlerini kendisine çekti.
Daha iyi olmalıydı. Şuan yaralı bir şekilde yatan daha az kişi olmalıydı. Hatta hiç olmamalıydı.
Lexina Nico'nun kefenleri ateşte yaktığını gördü.
Eğer daha iyi bir savaşçı olsaydı şimdi kimse ölmemiş olacaktı. Hepsi onun suçuydu.
Lexina hızla ayağa kalktı. Bunların sebebi gerçekten o muydu? Yoksa bu kadar zamandır kendini mi suçluyordu?
O ne yapmıştı ki? Sadece hayatını yaşamaya çalışmıştı. Ama tanrılar onu öldürmeye çalışmıştı. Normal mutlu hayatlarını mahvedip geri dönünce hiçbir şey yapmamış gibi onu suçlamışlardı.
Ve Lexina onlardan birisi olacaktı. Kendisi dışında kimseyi umursamayan güçleri olduğu için herkesi kendinden daha üstün gören bir varlık.
Lexina yumruklarını sıktı. Batan güneşe doğru bütün şehri titretecek bir çığlık attı.
Göğsü hızla inip kalkarken dolan gözlerini sildi. Uzun zaman sonra ilk kez abisini anladığını hissetti. O nerdeyse 100 yılıdır bunları düşünüyordu.
Arkasında telaşlı ayak sesleri duydu. "Lexina?! Tanrılarım iyisin! O çığlıkta neyin nesiydi?!"
Lexina arkasına dönünce Will'i gördü. Üzerindeki ameliyat önlüğü kan ile kaplıydı. "Hayır Will. İyi değilim. Bunca zaman kendi kendimi iyi olduğuma ikna etmeye çalıştım. Ama iyi değilim. Sen de iyi değilsin. Hiçbirimiz iyi değiliz."
"Ne demek istiyorsun Lexina?"
"Bu işe bir son vermeliyim. Bu düzene."
Will şok içinde ona baktı. "Bana taraf değiştirdiğini mi söylemeye çalışıyorsun?!"
"Tabiki de hayır!"
"O zaman ne demek istedin hiçbir şey anlamadım."
"Size anlatamam. Dinlemeliyim. Gücümü korumam lazım."
Lexina hızla kendine yatacak bir yer bulmaya giderken Will ona şok içinde bakakaldı.
Lexina sabah uyandığında yenilenmiş gibi hissediyordu. Ayakları toprağa daha sağlam basıyordu. Kendinden ve geleceğinden emindi. Onun verdiği güç ve güven ile plan odasına indi.
Ashley yanındaki serum takılı asklık ile masanın başında oturuyordu. Odada gördüğü herkes yaralıydı ve savaşacak halleri yokmuş gibi görünüyordu
Farai Artus'un başındaki sargıyı değiştirirken ona gülümsedi. "Bugün birilerinin morali yerinde görünüyor."dedi. Onun da sol ayağı sargıdaydı.
"Kurt gibi acıktım. Acaba yiyecek bir şeyler var mı?"
Cecilia tekerlekli sandalyesi ile yanına geldi. Dolu bir tabağı ona uzattı. İki ayağı ve göğsü sargıdaydı. "Seni böyle görmeyeli yıllar oldu Lexina. Neler değişti bir gece içinde?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
God Of Incunabula
FanfictionHiç geçmeyecek 8 yıl geçmişti Savaş artık geliyordu. Ne yapacaklarını kimse bilmiyordu. Tek umutları daha 16 yaşına yeni basmış bir genç kızdı. Ama genç kız abisinin yaptığı hatalar yüzünden belki de hayatta en değer verdiği kişileri kaybedecekti. G...