Little Simz, Venom
💲
Fincanı tabağa bırakıp, ona kaçamak bir bakış attım. Keyiften yoksun bir halde kahvaltısını yaparken, ben hiçbir şey yiyemedim ve kahvaltı boyunca onu izledim. Kahvaltısı bittikten sonra otelden ayrılıp, valenin getirdiği araca yerleştik. Akın benim yanımdaydı, ön koltukta Rıza bey vardı. O, bir uca çekilmişti, ben de diğer uca. O telefonuna bakıyordu, ben de dışarıya. Dirseğimi kapıya yaslamış, yumruk yaptığım elimi çenemin altına yerleştirmiş, gergin şekilde evde karşılaşacağım şeyin merakı içerisinde bekliyordum. Bir yanım hemen yüzleşmek istese de, diğer yanım bu yol hiç bitmesin istiyordu.
Ama o yol en nihayetinde bitti ve biz o eve ulaştık. Araba durduğu ân Akın kimseyi beklemeden kapıyı açıp indi, benim kapımı açan ise Mikail idi. Herkesin suratı beş karıştı, biz de dahil. Başımı kaldırmadan kapıya yaklaştım. Kapıyı açan Nesrin Hanım bizi içeriye buyur ettiğinde, evde yalnız olmamamıza rağmen içimi derin bir korku bürüdü. Belli etmemeye çalıştığım korku duygusu, damarlarımda gezinerek kanıma yayılıyor, herkese olası bir şüpheli gibi bakmamı sağlıyordu.
Akın elini belime yerleştirip beni salona doğru yönlendirince, bakışlarım o yöne çevrildi. Salon sanki boştu, ama televizyon açıktı ve "Tom ve Jerry" çizgi filmi oynuyordu. Bu benim de en sevdiğim çizgi filmdi ancak şimdi tahminlerimin beni yanıltmasını istiyordum.
Baş parmağımla avucumun içine daireler çizerken, Akın'ın da bana eşlik ettiği gerici yolu aştım ve televizyon karşısındaki L şeklindeki koltuğun arkasında durduk. Aşağıya baktığımda, tahminlerimde yanılmadığımı anladım. Nur, hemen önümüzde oturmuş, çizgi film izliyordu. Omzumun üzerinden Akın'a baktım ve başımı iki yana sallayarak geriye doğru adımladım. Arkamı dönüp kaçmak istiyordum ki, kolları belime dolandı ve nefesi kulağımın üzerine döküldü. "Nereye kaçıyorsun? İnsan vicdanından kaçabilir mi, Nalân?"
Gözlerimi sıkıca kapadım ve çırpınmaktan vazgeçip, sırtımı göğsüne yasladım. Başımın arkasını sanki duvara vuruyormuş gibi göğsüne vurdum. "Bunu bana yapamazsın! Yapamazsın! Yaptıkların yetmiyormuş gibi... Bilerek yapmadım, sen de dedin bunu..." Nur duymasın diye fısıltı hâlinde konuşuyorduk. Tek istediğim şu ân onunla yüzleşmemekti. Yüzüne bakamazdım.
Karnımın üzerinde gezinen parmakları ve korkunç fısıltılarıyla aklımı kaybetmeme sebep olabililirdi. "Onu hem annesiz, hem de babasız bıraktın. Sen bir katilsin. Masum bir insanın katili. Bir çocuğun hayallerinin katili..."
"Hayır," derken, gözlerim kapalı başımı iki yana sallıyordum. Sanki yanımda değil de, zihnimdeydi ve ben ondan kaçamazdım. Sanki o değil de, vicdanım fısıldıyordu kulaklarıma. "Akın lütfen! Bilerek yapmadım..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZÂLİM (KİTAP OLDU)
General Fictionİlk kitap Odessa Yayınevi ile kitaplaştırılmıştır. "Sen nasıl bir insansın ya?!" Diye bağırdım. "Böyle biriyim, çünkü sen kibarlıktan anlamıyorsun." Kendimi tutamadım ve yüzüne tükürdüm. Gözlerini kapatıp açtı ve ensemi bırakıp, polisler gelmeden ön...