Bir Rüya Gördüm... (2. Bölüm)

6 1 0
                                    


Dostlarım ve Arkadaşlarım ben bir rüya gördüm.

Acep rüyamı hayra mı yoksa şerre mi yorsak bilemedim.

Epeyce bir zaman gördüğüm rüyamı kimseye söyleyemedim.

Rüyamı da bir türlü içime sindiremedim.

Bu garip ruh halime ben bir anlam veremedim.

Sizler ile gördüğüm bu rüyamı paylaşmak istedim.

***** ***** ***** *****

Girdi rüyama zayıfça uzunca boylu yaşlı bir er kişi

Bana adını söyledi Gaius Julius Caesar ' ım diyen kişi

Can dostu bildiği Brutus tarafından hançerlenmiş er kişi

Tuttu sıkıca elimden götürdü beni âlemden âleme er kişi

Seyreyledim onunla beraber yaşanan ve yaşanacak birçok işi

***** ***** ***** *****

Bir an da kendimizi yeşilin katledildiği bir yere geldik. İş makineleri söküyordu yeşil ne varsa kökünden. Orada yaşayan tüm hayvanlar korku ve çaresizce bir yerlere kaçışıyordu. Orman insan eliyle can veriyordu.

İkimiz de şeffaf bir varlıktık ve bizi kimse göremiyordu. O ise elimi sıkıca tutuyordu. İleri doğru adımlar atarak yürümeye başladık. Bizden pek uzak olmayan bir yerde iki yabancı adamlar emrindekilere talimatlar veriyordu. Orada bu ülkeye ait olmayan bir bayrak gördüm. Ortasında kocaman bir çınar yaprağı vardı.

Talan edilmiş olan bir yerin tam ortasında durduk. Gaius Julius Caesar elimi bıraktı.

O an çevremde dönerek bakmaya başladım. Sonra bir an çatırtıların sesleri duydum. Bu aziz vatan uğruna ölmüş insanların iskeletlerini bir kenara çekip almadan öylece ezip geçiyordu büyük iş makineleri.

Orada hiç kimsenin duymadığı acı bir feryat ve bir çığlık sesi yankılanıyordu. Zümrüt yeşili orman öldürülüyordu.

Gaius Julius Caesar yüzüme acıklı bir ifadeyle baktı. Sonra da titrek bir ses tonuyla konuşmaya başladı.

-"Onlar toprağın altındakini almaya geldiler." , "Çıkarttıkları tüm zenginliğin %5 ni size verecekler %95' i yine onlara ait olacak." , "İşleri bitince burayı yeşili yok edilmiş bir halde burayı öylece terk edecekler."

-"Bu açgözlü adamlar kendi ülkelerinde bunu asla yapamazlar." , "Sizin ülkenizdeki birileri %5 kazanmak için onlara toprağın altını sattılar."

Gaius Julius Caesar yine elimi sıkıca tuttu. Beraber yürümeye başladık. Üzerinde yeşili sökülmüş çorak toprağın ortasında duran mor bir kapı gördüm. O mor kapıya doğru yürüdük.

Bu kapının önüne geldiğimizde kapı içeri doğru kendiliğinden açıldı. Biz bu kapıdan içeri girdik. Kendimizi Atatürk Hava limanında bulduk. Orada lüks bir jet uçağı vardı.

Gaius Julius Caesar ile beraber o jete doğru yürümeye başladık. Yaklaştıkça bazı şeyleri çok daha net olarak görüyorduk.

Bu uçağın içine içi dolu büyük ve küçük valizler yükleniyordu. Yakışıklı ve yüzü gülümseyen bir delikanlının elinde notlar aldığı bir şey vardı. Uçağın yanına kadar çok lüks simsiyah bir araç geldi. İçinden daha önce gördüğüm yalaka görünen adam çıktı.

Bu adamın sol elinde kalınca bir mavi klasör vardı. Delikanlı ile beraber lüks jet uçağına binerken biz de onlarla beraber bindik. Varlığımızı hiç fark etmediler.

Bir Rüya Gördüm...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin