Bir Rüya Gördüm... (11. Bölüm)

1 0 0
                                    


Dostlarım ve arkadaşlarım dün gece bir rüya gördüm.

Acep rüyamı hayra mı yoksak şerre mi yorsam bilemedim.

Epeyce bir zaman gördüğüm rüyamı kimseye söyleyemedim.

Rüyamı bir türlü yüreğime sindiremedim.

Bu garip ruh halimle gördüğüm rüyama bir anlam veremedim.

Sizler ile rüyamı yazım diliyle paylaşmak istedim.

***** ***** ***** *****

Refakatçim olan kedine Gaius Julius Caesar 'ım diyen kişi

Tuttu sol elimden sıkıca daldırdı beni rüyalar âlemindeki bu er kişi

Geçmişe ile geleceğe açılan gizemli kapılardan geçtik.

Yaşanmışlığı ve yaşanacağın içinden akıp geçtik.

Rüyamı yazım diline dökerken benliğimden geçtim.

Gördüklerimi anlatabilmek için bu en doğru sözcükleri seçtim.

***** ***** ***** *****

Rüya âleminde refakatçim olan kişi adını Gaius Julius Caesar olduğunu söyleyen kişi tuttu sıkıca sol elimi "Haydi, şimdi yaşanmışlığa doğru yolculuğa çıkıyoruz." dedi.

O sırada bizden uzakta olan Gri renkli kapı belirdi. O kapı yavaşça içeri doğru açıldı.

Gri renkli kapıya doğru küçük adımlar atarak yürümeye başladık. Kapıdan geçtiğimiz de gördüklerim karşısında şaşkınlık içindeydim. Oracıkta dona kaldım.

Biz muhteşem ötesi diyebileceğim kadar büyük ve çok modern bir tavukçuluk tesisinin içindeydik. İçeride ve dışarıda çalışan işçilerin üzerinde işletmenin gözü dolduran logosu olan kıyafetlerini giymişlerdi. Ve çalışanların başlarında boneler ve bandanalar takılıydı.

Orada çalışanlar o kadar çoktu ki bir an kendimi arı kovanı içine girdiğimi sandım. İşletme çalışanlar insan değil de mekanik robotlar gibiydiler. Hep aynı işleri rutin şekilde otomatiğe bağlanmışçasına işlerini aksatmadan adına mesai denilen zamana karşı çalışıyorlardı.

Hemen dikkatimi çekmişti tesiste köylülerden pek fazla kimse yoktu. Ülkenin dört bir yanından ekmek parası kazanmak için buraya gelmiş insanlar sözleşmeli emekleri karşılığında hakkı maaş karşılığında kapitalist düzenin köleleri olmuşlardı. Orada yaşanılanları ön yargısız bir bakış açısıyla gördüğünüzde her şeyi çok daha net olarak anlıyordunuz.

Bu modern tavukçuluk tesisleri içinde seçilmiş yumurtalar kuluçka makinelerinden civcivler çıkıp yumurtalık ve etlik diye bir ayrım yapılıyordu. 40 gün içinde bir tavuk yerinden pek kıpırdaman hızlı büyütme işlemi yapılıyordu.

40. gün etlik olan tavuklar kesim işlemine hazırlanıyordu. Kesilen tavukların bazısı bütün bazıları da parçalara ayrılarak hijyenik gıda standardına uygun bir şekilde paketleniyordu. Her paketin üzerinde bu tesisin adı ve logosu vardı.

Tesiste içinde canlı hücresi olmayan yumurtalar firmanın mukavva paketlerine konmadan hemen önce büyüklüklerine göre ayrılıyordu. Daha sonra da paketlenip marketlere gönderilmek için araçlara yükleniyordu.

Tavuk eti ürünleri ülke genelindeki tüm marketlere gönderilmek için soğuk hava ile muhafaza edilmiş olan araçlara yüklenip gönderiliyordu. Oradaki çalışma temposunu görmek bile sizi hem yorar hem de bu manzara karşısında mest olurdunuz.

Bir Rüya Gördüm...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin