Merhaba!Yeni kitapla sizlerleyim*-* Aslında yeni sayılmaz, çünkü 2015 yılında Wattpad'de yazdığım Sakar isimli kitabın biraz değiştirilmiş ve daha da geliştirilmiş hali bu. Belki az da olsa o kitabı bilenler vardır:) Yine de tabii çok daha fazla üzerine düştüm.
Yazarken heyecanlandığım ve özendiğim bir hikâye, inşallah siz de seversiniz!
İlk dört bölümü birlikte ekliyorum, böylelikle olaylar zihninizde daha iyi oturabilir.
Neyse... oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın olur mu, çünkü ben yorumlarınızı okumayı çok özledim!
1.Bölüm •
Sessiz, ıssız ve karanlık bir sokak.
Yağmurun ıslattığı yerler seyrek sokak lambalarının vurduğu ışık altında parlarken, havadaki sis ruhuma daha da kasvet veriyordu. Hava çok soğuk olmasa da akşamüstü esintisi, yağmurun ıslattığı bedenime vurdukça ister istemez titriyordum. Belki de bu titreyişim soğuktan değil, korkudandı.
Ufak ufak çiseleyen yağmur, şiddetini biraz daha arttırıp sağanak halini almaya başladığında, bunun lehime olacağını düşünerek kucağımdaki dosyama sıkıca sarıldım ve karanlık ve tenha sokaktaki adımlarımı daha da hızlandırdım. Soluk alıp verişlerim sıklaşmışken dönüp arkama bakma isteğimi bastırmaya çalıştım, fakat sonra merak hissine yenik düştüm ve arkama kısa, hızlı bir bakış attım.
Oradaydı. Geliyordu.
Cılız sokak lambasının aydınlattığı kadarıyla seçebildiğim silüetine saniyelik bir bakış atmam bile yeterli olmuştu, hâlâ beni takip ettiğini anlamam için. Aklımdan türlü türlü senaryolar geçerken, bana korku veren bu düşünceler kalbimin temposunu daha da arttırmıştı. Belki işlek bir sokağa çıkarım umuduyla yolumu değiştirmekle hata yapmıştım, çünkü şu an nerede olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu ve sokaklar daha da tenhaydı. Niyetim sadece, kim olduğunu bilmediğim, yaklaşık yarım saattir beni takip etmekte olan o adama izimi kaybettirmekti, henüz başarılı olamasam da.
Dizlerimin titremeye başlamasını göz ardı etmeye çalışarak, adımlarımı mümkün olduğunca hızlandırmaya çabaladım. Artık resmen koşuyordum. Arkamdan gelen adam da belli ki onu fark ettiğimi anlamıştı ama buna rağmen vazgeçmiyordu, üstelik şimdi boş sokakta yankılanan adımlarının sesinden anladığım kadarıyla o da hızını arttırmıştı.
Serinkanlı olmaya çalışarak şu durumda ne yapmam gerektiğini tekrar aklımdan geçirmeye başladım. Bir şey yapacak olsa, etrafta bana yardım edebilecek, sesimi duyabilecek kimse yoktu. Birkaç evin ışığı yanıyordu fakat sesimi duyursam bile çıkıp gelmeleri için vaktim kalmayabilirdi. Şarjı bittiği için kapalı olan telefonum da şu durumda bana hiç yardımcı olamazdı.
Koşmaya devam ederken rastgele bir sokağa saptım. Karşıma aniden çıkan kara bir kediyle bir an korkup sendeler gibi olsam da çabuk toparlandım. Saptığım sokakta, henüz arkamdan gelen bir adım sesi duymamam sanırım iyiye işaretti. Biraz ileride açık bir apartman kapısı görünce de vakit kaybetmeden, saklanmak amacıyla apartmandan içeriye daldım. Bu binaya girdiğimi adamın görüp görmediğini bilmiyordum ama şu an başka mantıklı bir yol bulamamıştım.
Apartman koridorunda bir an durup aralık kapıdan dışarı baktım ve nefes seslerim dışında duyabileceğim başka seslere kulak kabarttım. Yine o tanıdık adım sesini duyunca midemden boğazıma bir ateş yükseliyormuş gibi hissedince tekrar harekete geçtim ve birkaç basamak merdiven çıkarak giriş katına geldim. O anda bir dairenin yerine tam oturmamış çelik kapısını farkedince, içinde bulunduğum korkuyla hiç düşünmeden kendimi, bir kurtarıcı gibi gördüğüm kapıdan içeri attım ve çelik kapıyı ardımdan kapatıp hızla zincirledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NEFTİ
Romance"Gözleri... Yeşilin en güzel tonu olan gözlerine baktığım ilk an, sanki sisli bir ormanda kaybolmuşum gibi hissetmiştim. Sisli, serin, ıssız bir ormanda... Öyle ki bir an nemli toprakların kokusu bile gelmişti burnuma. Karnım karıncalandığında, hâl...