Alone?

238 15 15
                                    

Eğer Mina ve Jongin, Sehun'un iç sesini duyabilseydi kesinlikle iç sesine bir sürü küfür ederlerdi. Çünkü tam anlamıyla doğru çıkmıştı kendileri.

"Sehun öyle mi söylenir gerizekalının önde gidenisin yemin ederim senden malı yok mal! Nayeon bana bak nefes al ver yavaşça."

Mina bir yandan Sehun'a söylenip kafayı yerken diğer yandan sinirden ortalığı birbirine katmış Nayeon'la uğraşıyordu, ne kadar yastık bulduysa yere fırlatıp her yeri dağıtmış, sinirden tırnaklarıyla yüzünün her yerini yırtmış, şimdi de oturmuş saçlarını çekiştirerek ağlıyordu. Ama kimseyi kendisine de yaklaştırmıyordu. Mina'da yanına yaklaşmadan uzakta öylece bir şeyler demeye çalışıyordu.

"Nayeon, bir şey olmamış iyiymiş Chanyeol bakıp göndereceklermiş. Hatta bak Junmyeon arıyor."

Mina, telefon çaldığı an hemen açmıştı.

"Alo?"

"Mina, Nayeon'u verir misin?

Chanyeol'un sesini duymak kesinlikle Mina'yı Nayeon'dan daha çok rahatlamıştı. O yüzden birkaç saniye tepki veremeyiz öylece telefonu kulağından çekip sadece "Oh!" diye bağırdı. Sehun ve Jongin'in garip bakışlarına da aynı şekilde cevap vermişti.

"Ne var be? Söyle işte."

"Chanyeol... Ölmemiş."

Sehun'un sorduğu soruya verilen cevap Jongin'in rahatlayıp heyecanla Sehun'a vurmasıyla cevap bulmuştu.

"Mina? Ölmedim hadi ruhumla konuşmuyorsunuz. Ama eğer bir süre daha telefonu Nayeon'a vermezseniz panik atak krizinden ölen ilk insan olarak tarihe geçecek. Şu an büyük ihtimal tüm yüzünü yırttı değil mi?"

"Aynen öyle oldu, hatta şu an yapmaya devam ediyor. Dur veriyorum."

Mina yavaşça Nayeon'un yanına gidip oturmuştu. Chanyeol'un ağlamasını duyup oflamasını duyabiliyordu Mina.

"Nayeon, Chanyeol telefonda. Al hadi."

Nayeon tepkisizce önüne bakmaya devam ediyordu. Sehun haklı çıkmaktan tam olarak nefret etmişti o an.

"Bak Jongin sen bilmezsin, birazdan  bağırarak evden çıkacak. Sonra şansımız varsa bir yerde ağlama krizine girmeden
buluruz."

"Gerizekalı Sehun. Sanki bilmiyorum. Lan ne gevşeksin ya olaya bak senin yaptığın hareketlere bak."

"Kanka bir şey olmadı işte her zamanki Nayeon. Ayrıca doktor demedi mi hareketlerini görmezden gelin diye? Dedi."

Jongin Sehun'un dediklerine sadece göz devirmişti. Her zamanki Sehun olduğunu biliyordu ama böyle davranması birazcık sinirini bozuyordu.

Nayeon ise tepki vermemekte ısrarcıydı, Mina onu en son böyle gördüğünde o olayın olduğu gündü.

...

"SAÇIMA ELLEYEMEZSİNİZ! MOMO O BOYAYI HEMEN BIRAK ARKADAŞIM FALAN DEMEM YEMİN EDERİM Kİ DÖVERİM SENİ!"

"Acıtmıyor Kyungsoo, bak Dahyun hep boyuyor! Bak boyayacağız, azıcık sarı olacak sonra bitecek!"

Kızlar Kyungsoo'nun saç değişikliğinde ciddiydi, hatta saç boyasını bile almışlar şimdi Kyungsoo'yu kovalıyorlardı.

"ANNE ÇOK SEVDİĞİN ARKADAŞLARIMI BAŞIMDAN AL!"

Kyungsoo'nun annesi kızları çok severdi. Kıyafet almaları çok hoşuna gitmişti ve tabii ki bu konuda da mutluydu. Bu yüzden kesinlikle karışmaya niyeti yoktu.

"Sana çok yakışır Kyungsoo tek rengini uyar. Bağırınma da kızları dinle."

Kyungsoo çığlıklarla evi dolaşırken herkes peşinden geliyordu. Baekhyun ve Jongdae psikopat gibi Kyungsoo'yu yakalamaya çalışırken kızlar bir yandan boyayı hazırlıyor diğer yandan Kyungsoo'yu kovalıyorlardı.

"BAEKHYUN EĞER KYUNGSOO'YU YAKALARSAN SANA YEMEK ALIRIM!"

"JEONGYEON YA! BANA DA AL!"

"GİT SANA KARIN ALSIN JONGDAE!"

Jongdae sinirle meşhur bağırışını yapıp Kyungsoo'yu kovalamaya başlamıştı. Ama Kyungsoo bunu kesinlikle yaptırmazdı. Balkonun kapısını kitleyip balkona bile kaçmıştı.

"AÇMAM! GELMEYİN! YA BOYA YA KYUNGSOO!"

"BOYA!"

Dahyun'un bağırışına balkondaki Kyungsoo dışında herkes gülmüştü. Ama onun da sevinmesini gerektirecek bir şey olmuştu. Sitenin otoparkındaki bir araba ve içinden çıkan kişi.

"MİNSEOK HYUNG GELDİ!"

Kyungsoo bir anda kızların saçına bir yandan döktükleri boyayı takmadan kapıya koşmuştu. Aylardır yurt dışında olan abisi gelmişti ve kimse onu tutamazdı.

Kyungsoo'nun Minseok'a satılmasını fırsat bilen kızlar bir anda hemen saçına dalmışlardı. Ve Kyungsoo tepki vermeyi planlamıyordu.

Bir saat sonra;

"ARKADAŞIM DEMEDEN ÖLDÜRECEĞİM SİZİ! SARIŞIN OLDUM! GERİZEKALILAR! BEN SAÇIMI KAZITACAĞIM!"

"Ya Kyungsoo hayır. Çok yakıştı bak valla yüzün gözün ortaya çıktı. Baekhyun sarı yapınca çingeneye dönüyor ama sen elit oldun. Ayrıca bak bu saçı kazıtırsan Nayeon için hiç şansın kalmaz. Kim kelin biriyle sevgili olmak ister ki? Şahsen ben istemem yani çünkü neden isteyeyim?"

Baekhyun ve Jongdae bu kadar uzun bir konuşmadan sadece Momo'nun hızlı konuşmak için batırdığı Korece aksanını bulup ona gülmeye başlamışlardı. Tabii ki Jeongyeon'dan yedikleri tokatla karşılıklarını almışlardı.

"Gülünecek şeye gülün. Mesela Kyungsoo'ya."

"Seni gebertirim Dahyun."

...

"Sehun bu sefer haklı değilsin kanka. Çünkü sanırım Nayeon heykel oldu. Normalde şu an dışarıda Nayeon'u aramamız gerekiyordu."

Nayeon, Chanyeol'un sesini duymuş olmasına rağmen öylece oturuyordu. Yaklaşık bir saattir böyleydi ve korkutucu olmaya başlamıştı herkese göre.

"Saat dokuz oldu, sekizde başlamıştı ve gram konuşmadı sizce de artık bir şey yapmamız gerekmiyor mu?"

Jongin ve Sehun, Mina'ya hak verme anlamında kafalarını salladılar. Ama bu konunun uzmanı yani Nayeon kriz geçirdiğinde ne yapacağını bilen kişi Chanyeol'du ve üçünün hiçbir bilgisi yoktu.

"Ne halt yiyeceğiz? Lan tek bir tepki vermiyor olaya bak. Sövsem ağzını açmadan dinleyecek. Nayeon kanka baksana bana. Gözlerini de dikmiş bakmıyor. Ben panik oldum lan bir şey yapalım."

Jongin susması için Sehun'un sırtına yumruk atınca Sehun susmak zorunda kalmıştı. Mina biraz rahatlayacağını düşünüp Nayeon'un omzuna elini koymuştu ama bu ters tepmişti ve Nayeon'un onu ittirmesine neden olmuştu.

"Bu da bir şeydir ölmemiş yani hareket etti."

Mina bu sefer ciddi bir sinirle Sehun'un koluna vurmuştu. Çok boş konuştuğunu söyleyip duruyordu.

"Ya ben sadece ortalığın sinirini yatıştırmaya çalışıyorum neden kızıyorsun Mina?"

"Çünkü ortlaık şu an sululuk yaparak ortalık yatıştırılacak bir durumda değiliz Sehun. Sululuk yapacak zaman var tabii, ama şu an değil. O yüzden sus."

Sehun Mina'dan yediği azarla susmuştu. Çünkü eğer tek bir kelime daha ederse Mina'nın onu düşünmeden dışarı atacağını biliyordu.

Onlar birbirlerine vurarken Nayeon bir anda ayağa kalkmış ve yürümeye başlamıştı. Jongin, paranormal şeyler olduğunu söylüyordu.

"Ne oluyor? Ben korktum. Sehun, Mina korktum ben."

Nayeon sadece sırıtmaya başlamıştı ve üstüne ceketini giyip kapıya çıkmıştı.

"Nayeon nereye!?"

"Chanyeol'a!"

Tek başına gitmeye kalkmıştı, işte bu Jongin'i daha çok korkutmuştu.

 եɾմsե ʍҽ ❆ 𝙺𝚢𝚞𝚗𝚐𝚢𝚎𝚘𝚗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin