Necklace

270 16 18
                                        

"Chanyeol? Mina? Sehun? Junmyeon? J-Jihyo sen bile yanımda olabilirdin neredesiniz?"

Nayeon onları ararken okuldan çıkmıştı ve şimdi ortada amaçsızca dolaşıyordu. Sanki dün geldikleri yere çok benziyordu burası veya Nayeon benzetiyordu. Burası dün olduğu kadar boştu, hatta daha boştu.

Nayeon korkuyla dün geldiği yolu hatırlamaya çalışıyordu. Ama her yer aynıydı sanki. Sürekli aynı şeyleri yaşamaktan bıkmıştı. Sürekli bir şekilde kayboluyordu ve geri dönemiyordu. Sürekli ağlıyordu, bazen daha kötü şeyler de oluyordu.

Amaçsızca sokakta yürüyordu. Belki de tanıdığı birini görmeyi bekliyordu. Ama hiç öyle gözükmüyordu.

Ağlamaya başlamıştı. Kolyesini sıkıca tuttu ve etrafta dolaşmaya başladı. Böyle korkak biri değildi Nayeon bir ands olmuştu. Buna neden olan herkesten de nefret ediyordu. Eskisi gibi olmak istiyordu, ama olmuyordu. Chanyeol doktora götürmüştü onu. Sadece teşhis koyup bırakmışlardı "Travma sonrası panik atak bozukluğu."

İlaç da kullanmıştı ama terapiye gidememişti. Çünkü psikoloğun o odada yankılanan sesi bile tüylerini ürpertmeye yetiyordu.

O gün, olay olduktan birkaç dakika sonra Chanyeol gelmişti ve o da içerideki polislerle ve annesi bildiği kadının ölüsüyle karşılaşmıştı. Nayeon gibi o anı görmediğinden mi, yaşı daha büyük mi olduğundan bilinmez onu çok etkilememişti.

"Ne yapıyorsun sen burada!?"

Tam yan tarafında duyduğu, hiç tanımadığı bir sesle irkildi bir anda.  Cevap vermeden hızlıca yürümeye devam etti. Korkmuştu.

"Sana dedik! Ne işin var bu sokakta?"

Nayeon adımları iyice hızlandırmıştı. Arkasından birisi saçını çekip onu durdurana kadar. Ağlamasını şiddeti artıyordu.

"Bir şey yok canım. Para var mı çantamda onu soracaktım sadece."

Kızın iğrenç kahkahasına Nayeon korkmuştu. Ama sadece çantasını kolunun altına alarak vermeyeceğini gösterdi. Kızın bu sefer yüzü sinirli bir şekle gelmişti.

"Tek başına burada gezmek için yürek yemiş olman lazım. O yüzden alayım çantanı."

Nayeon bir anda çantasını açıp içinden birkaç şeyi eline aldı ve çantayı kıza uzatıp koşarak uzaklaşmaya başladı. Korkudan titriyordu ve kalbinin çarpıntısı yürümesine dahi engel olacak şekilde büyümüştü.

"Böyle kurtulacağını sanmadın herhalde."

Arkasından duyuduğu sesi takmamaya çalışıp ilerlemeye devam etti. Bu sefer önüne iki üç tane kız çıkmıştı. Nayeon korkuyla konuştu.

"Ne olur gideyim cidden kimseye söylemem."

"BİZİMLE OYUN MU OYNUYORSUN!?"

"B-Bağırma ben korkuyorum."

Nayeon'un bu dediğine gülmeye başladılar. Bir kız Nayeon'u omzundan itip düşmesini sağladı. Ayaklarını kendine çekerek onlardan uzaklaşmaya başladı. Ama kızlar Nayeon'un korkmasından keyif almışa benziyorlardı.

"Elindeki ne? Onu da versene."

"U-uzak dur."

Nayeon elindeki kolyeyi sıkıca tutuyordu ve asla bırakmaya niyeti yoktu.

"Ne o kolye mi? Neden taşıyorsun?."

"Gidin!"

Nefes almakta zorlanmaya başlamıştı ve kalbi sanki yerinden çıkarmışcsına atıyordu korkudan.

 եɾմsե ʍҽ ❆ 𝙺𝚢𝚞𝚗𝚐𝚢𝚎𝚘𝚗Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin