"Midem bulanıyor."
"Midene hortum soktular da ondan Nayeon."
Chanyeol doğal olarak kızmıştı Nayeon'a. Kyungsoo ise kenarda sinirini yatıştırmış kıkırdıyordu.
"Nayeon hortum kocamandı. Böyle mavi mavi. Ağzından soktular midene kadar indi. Hepsini izledik."
Nayeon yanında onunla dalga geçen Sehun'a boş bir bakış atıp sinirle kafasını yastığına gömdü ama o midesinin daha çok bulanmasına neden olmuştu. Bu yüzden herkesin o dalga geçen yüzünü göreceğini bile bile yastığı yüzünden çekti.
"Nayeon hobi olarak intihar ediyorsun galiba."
Nayeon Junmyeon'un dediğini takmadan önüne döndü. Chanyeol'la uğraşmak istiyordu ama çok sinirli olduğunu için yüzüne bakmaktan bile kaçınıyordu.
"Daha dört, beş saat önce konuştuk. Hem bana tamam dedin tamam dedikten sonra rahatlayıp işlerimi halletmeye gittim sonra tekrar... Nayeon daha ne kadar devam edecek bu? Başarana kadar falan mı? Artık bence vazgeç çünkü olmayacak hep birimiz bulacağız seni. Of çok korktum yine."
Chanyeol'un uzun süren konuşmasından sonra Kyungsoo gülünce ortamın ciddiliği bir anda bozulmuştu ve Nayeon dışında herkes gülüyordu. Gülmesi pek mümkün değildi çünkü bilekleri acıyordu ve midesi bulanıyordu. Üstüne üstlük Chanyeol sinirle elindeki çorbayı ona yedirmeye çalışıyordu. Tam olarak bebek gibi hissediyordu.
...
1 hafta sonra;
"Chanyeol nereye? Gitme nereye Chanyeol? Jongin ile bile kalırım ne olur gitmeyin ama. Nereye ya?"
"Sen değil miydin bana çocuk gibi davranmayın diyen? O zaman tek başına arkadaşlarınla takılabilirsin."
"AMA MİNA VE SEHUN'DA ARKADAŞIM!"
"Bruh!"
Chanyeol Nayeon'u Kyungsoo'nun yanına bırakmaya çalışırken Sehun bir anda Nayeon'un lafıyla gaza gelip Nayeon'un yanına gitmiş ve çak işareti yapmıştı. Nayeon tırsarak karşılık verdiğinde Sehun sadece yanaklarını sıkmıştı. Chanyeol ve Junmyeon geri gelmesi için kaş-göz yaptığında geri dönmüştü.
"Tamam Nayeon hadi akşam görüşürüz. Akşam lunaparka gideceğiz."
Nayeon ağlamak üzereyken Chanyeol el sallamıştı ve hepsi beraber uzaklaşmaya başlamışlardı. Nayeon arkasından sesleniyordu.
"CHANYEOL! BİLEKLERİM ACIYOR ÖLMEMİ Mİ İSTİYORSUN?"
"ÖLMEZSİN NAYEON TEK DEĞİLSİN!"
"AMA DAHA GELME-"
"NAYEOOOOOOOON!"
Momo ve Sana aynı anda bağırarak Nayeon'un üstüne çullandıklarında Kyungsoo'nun ölümcül bakışlarına maruz kalmışlardı. Ama takmıyorlardı çünkü Nayeon sadece boş boş bakıyordu. Pek büyük bir tepki vermeyeceğini belli etmişti.
"İlk kavgamızı ettik bu sabah."
Jongdae elindeki kahveyi içki gibi içerken Dahyun yerleri tekmeleyerek kahkaha atıyordu.
"Gerizekalı mısın? Ne kavgası?"
Baekhyun sinirle Jongdae'nin kafasına vurunca Jongdae ağlama sesi çıkartıp Baekhyun'a geri vurmuştu.
"Üzgünüm dedim. Dinlemedi."
Jongdae kahveden bir yudum daha alıp devam etti.
"Eski sevgilimi takipten çıkartmamışım. KÖPEK GİBİ PİŞMANIM!"
Nayeon kıkırdadığında Momo sevinçle Kyungsoo'ya çantasıyla vurmuştu. Bu Momo dilinde "Oldu bu iş!" demekti.
"Kyungsoo saçını tekrar boyayalım dipleri gelmiş."
"Baekhyun saçların mahvoldu boyamaktan hala bana laf atıyorsun."
Kyungsoo ve Baekhyun birbirlerine küfretmeye başladığında Sana ve Momo aynı anda Nayeon'un kulaklarını kapatmışlardı çünkü Baekhyun gibi bir salaktan ve Kyungsoo ayısından tiksinmelerini istemezlerdi.
...
"Bir numara ve beş numara ne olur uslu durun. Dört numara sende saçına bakmayı kez. Sekiz numara sus artık."
Momo'nun değişik yakıştırmalarına Nayeon şaşırıp kalmıştı. Hepsi çok tatlı olduğunu düşünüp güldüler ona.
"Yaşa göre gidiyor sıra. Minseok, Baekhyun, Jongdae, Kyungsoo, Jeongyeon, ben, Sana ve Dahyun. Dahyun bizim bebeğimiz Jeongyeon'da annemiz. Minseok en büyük ama küçük. Neyse kafanı karıştırmaya gerek yok."
"Ben geliyorum birazdan."
Kyungsoo ayaklanınca Nayeon ondan ne kadar korksada gitmesini istememişti. Sana bunu fark edince Nayeon'un dikkatini dağıtmak için atlamıştı.
"Kyungsoo'nun saçlarını şimdi kırmızı yapmaya çalışacağız. Büyük ihtimal istemeyecek ama bence bu bizi durduramaz. Bu seferde Yixing'i getirtiriz hatta! Kyungsoo ona sarılırken saçını boyarız. Ama bak Dahyun müthiş yeteneklerini kullanarak fotoğrafı editledi. Aşırı yakıştı kızıl. Ama Kyungsoo hala inkar ediyor. Bak işte ne güzel renk. Hem açmış yüzünü. Değil mi Baekhyun? Of düzgün ye şu yemeğini."
Sana Nayeon'la konuşurken Baekhyun'un hamburger ekmeğini ortadan ikiye ayırdığını ve her şeyi eliyle teker teker yediğini görünce sinirle Nayeon'la konuşmayı bırakmak zorunda kalmıştı.
"Jeongyeon Baekhyun yemeğini düzgün yemiyor."
"Sana ne kusmuk sarısı saçlı? İstersem böyle yerim istersem insan gibi ısırırım. Canım hayvanlık yapmak istiyor olamaz mı?"
"Bana çok bağırdı..."
Baekhyun'un çemkirmesini Jongdae'nin sabahtan beri sayıkladığı şey bölmüştü. Nayeon yine kıkırdadı Jongdae'ye ama Jongdae tepki bile vermeden ağlayarak kafasını adeta masaya atmıştı.
"BEN FARK ETMEDİM BİLE ONU TAKİPE ETTİĞİMİ! HESABI AÇIK SANIP ARADA STALKLIYORDUM O KADAR!"
"Aptal!"
Baekhyun Jongdae'nin koluna vurunca Jongdae ona da tepki vermeyip ağlamaya devam etmişti. Baekhyun sinirle Jongdae'nin yanından kalkıp Kyungsoo'nun yanındaki boş yeter geçince Jongdae ağlamasını arttırmıştı.
"SUSUN BE!"
Momo'nun kulak çıkartıcı bağırışına Nayeon biraz korkup sandalyesini Momo'dan uzağa çekince Sana bu sefer Momo'ya sinirle bakmaya başlamıştı.
...
"Chanyeol! Bir bakar mısın?"
Kyungsoo bir anda Chanyeol'un yanına gelince Chanyeol bir şey oldu korkusuyla hemen onu çağıran Kyungsoo'nun yanına gitmişti.
"Bir şey olmadı değil mi?"
"Hayır, kızlar Nayeon uyum sağlamada da gayet uyum sağladılar. Aslında sana bir şey söyleyecektim. Yani Nayeon beni dinlemeyeceği için..."
"Ne?"
Kyungsoo derin bir nefes aldı. Nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. Ya kızacaktı, ya da mutlu olacaktı.
"Aslında bak geçen gün-"
"Sen Nayeon'a aşık oldun değil mi?"
Kyungsoo bir anda öksürmeye başladığında Chanyeol insan gibi yardım etmek yerine gülme krizine girmişti adeta.
"Bir insanın kardeşime aşık olmasına bu kadar mutlu olacağım aklımın ucuna bile gelmezdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
եɾմsե ʍҽ ❆ 𝙺𝚢𝚞𝚗𝚐𝚢𝚎𝚘𝚗
أدب الهواةIm Nayeon, abisi Chanyeol ve birkaç arkadaşı dışında kimseye güvenemiyordu. -angst/kyungyeon -28.09.20